Tabutun başında ağlayan genç

A -
A +
“Reyhan’cığım bu saati, başımda geçirdiğin saatlere teşekkürü bildirmek için aldım, güle güle kullan...”
 
Rahmetli Ayhan Songar’ın kızı Neslihan Hanım’ın babasını anlatan anekdotunu yayınlamaya devam ediyoruz:
Az bulunur bir eşti babam. Anneme olan düşkünlüğü bugünün televizyon jargonunda söylendiği gibi “light erkek” tanımına uysa da aslında onun hanımına olan davranışları Osmanlı erkeğinin ailesine ve ailesinin temel direği olan “anne”ye saygısını ve minnettarlığını yansıtırdı.
1993’te ilk hastalandığında 15 gün hastanede kalmıştı. Annem de onu bir an yalnız bırakmadı. Taburcu olduğunun ertesi günü eve, elinde bir paketle geldi. Annemin çok beğendiği bir saati almış. Kutuyu uzattı ve “Reyhan’cığım bu saati, başımda geçirdiğin saatlere teşekkürü bildirmek için aldım, güle güle kullan” dedi. O saate hâlâ her baktığımda derin bir muhabbetin izlerini görürüm.
Edebiyat ve sanat dünyasından birçok dostu vardı. Kendisi de edebiyata ve müziğe özellikle Türk Sanat Müziğine çok düşkündü.
Fotoğraf çekmeye çok meraklıydı ve gerçekten bu konuda amatörlükten öte geçmişti. İstanbul’a geldiğimde benim kaldığım odanın duvarları Peyami Safa, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Rıfat Ilgaz, Aziz Basmacı gibi edebiyat ve sanat dünyamızın büyük isimlerinin babamın kamerasından çekilmiş fotoğraflarıyla doluydu. Ben de bir gün dayanamayıp “Baba bu resimleri ben gidene kadar duvardan indirsen olur mu? Teker teker hepsine Fatiha okuyana kadar sabah oluyor, hem hepsi duvardan bana bakıyorlar” diye şikâyette bulundum.
Çok esprili bir insandı:
“İlahi Neslihan ne diye teker teker okuyorsun, bir Fatiha oku hepsine birden gönder. Benim dostlarım sağlıklarında şöhreti bile birbirleriyle paylaştılar da öbür dünyada bir Fatiha’nın kavgasını mı yapacaklar?” demişti.
Onun ailesi sadece işi, kızı damadı ve iki torunundan ibaret değildi. 23 başarılı üniversite öğrencisine burs verirmiş. Her yıl mezun olanın yerine bir kişi eklenirmiş. Biz bunu vefatından sonra öğrendik. Burs dağıtım işlerinden sorumlu kişiye “Ailemden hiç kimseye benden burs alan çocukların isimleri verilmeyecek!” diye talimat verilmiş.
Kimsenin ileride o çocuklara kendilerini borçlu hissettirmemesi için gerekli tedbirleri almıştı. Ama vefat ettiğinde Fatih Camiinde tabutun başından hiç ayrılmayan ve devamlı ağlayan bir genç dikkatimi çekti!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.