Ali bin Muhammed

A -
A +

Ali bin Muhammed Menûfî hazretleri, Mâlikî mezhebi Hadîs, nahiv ve lügat âlimlerindendir. Şâzilî tarikatına mensûb idi. 857 (m. 1453)'de doğdu. 939 (m. 1532)'de Kâhire'de vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

İbn-i Abbâs'ın (radıyallahü anhüma) rivâyet ettiği hadis-i şerîfte, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem); "Bevlden (idrar) çok sakınınız. Muhakkak kabir azâbının çoğu bundandır" buyurdu.
Enes bin Mâlik'in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz; "Kabir azâbı şu üç şeydendir: Gıybet, koğuculuk ve bevl" buyurdu.
Ebû Sa'îd'in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem; "Kabir, kâfire öyle daraltılır ki, dimağı, parmaklarından ve etinden çıkar" buyurdu.
"Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Server-i alem; "Muhakkak ki mü'min, kabrinde yeşil bir bahçededir. Kabri ona, enine ve boyuna olmak üzere yetmiş arşın genişletilir. Ayın ondördündeki gibi kabri ona aydınlatılır" buyurdu.
Ebû Katâde'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem; "Biriniz, din kardeşinin cenâze işlerini görürse, kefenini güzel yapsın! Çünkü onlar, kabirleri içinde birbirlerini ziyâret ederler" buyurdu. Râşid bin Sa'd anlattı: "Birisinin hanımı vefât etmişti Rüyâsında bazı kadınları gördü. Fakat aralarında kendi hanımı yoktu. O kadınlara hanımını sorunca, onlar; 'Siz onun kefenini kısa yaptınız. Bu sebeple o, bizim yanımıza çıkmaktan utanıyor' dediler."
Buhârî'nin bildirdiği hadîs-i şerîfte; "Meyyit mezara konulup, mezar başındakiler dağılırken, onların ayak seslerini işitir" buyuruldu. Buhârî ve Müslim'de yazılı olan hadîs-i şerîfte, Bedir'de öldürülen kâfirlerin, birkaç gün sonra, bir çukura konulması emr olundu. Bundan birkaç gün sonra, Resûlullah, çukurun başına gelip durdu. Çukurdakilere, isimlerini ve babalarının isimlerini birer birer söyleyerek; "Rabbinizin, size söz verdiğine kavuştunuz mu? Ben, Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum" buyurdu. Hazreti Ömer bunu işitince; "Yâ Resûlallah! Leş olmuş kimselere mi söylüyorsun?" deyince, Resûl-i ekrem; "Beni hak peygamber olarak gönderen Rabbim Hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha çok işitmiyorsunuz. Fakat cevap veremezler" buyurdu. 
Buhârî'nin ve Müslim'in bildirdikleri hadîs-i şerîfte; "Meyyit, yakınlarının kendisine bağırarak ağlamasından azap duyar" buyuruldu.