Kelime-i tevhîdi söyleyen kimseye, Hak teâlânın vereceği in'âm ve ihsânı Allahü teâlâdan başka kimse bilmez. Kelime-i tevhîd söyleyince, Arş-ı âlâ titrer.
Tevhîd, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlüllah) demektir. Mânası şudur: (Hak teâlâ hazretleri birdir, şerîki ve benzeri yoktur ve Muhammed aleyhisselâm sevgili kulu ve hak Peygamberidir.)
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimse, kelime-i tevhîdi dese, Hak teâlâ hazretleri ile o kelime arasından perdeler kalkar ve kelime, doğrudan doğruya Allahü teâlâya gider. Allahü teâlâ buyurur ki, 'ey kelime, dur!' Kelime der ki, 'beni söyleyen kulu affetmeyince duramam.' Hak teâlâ hazretleri, o zaman buyurur ki: İzzetim, celâlim, kudretim, kemâlim hakkı için beni zikreden kulumu affettim.)
Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma meâlen, (Yâ Mûsâ! Kıyâmet gününde meleklerin seni ziyâret etmesini istersen, kelime-i tevhîdi çok söyle) buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm dedi ki: "Yâ Rabbî, bir kulun, dili ile kelime-i tevhîdi söyleyip, kalbi ile şüphe etse, sen ona nasıl bir cezâ verirsin?" Allahü teâlâ meâlen buyurdu ki: (Yâ Mûsâ! Ben onu dâimî olarak Cehennemlik yaparım. O kimseye ne Peygamber, ne velî, ne şehit ve ne de meleklerden şefaat eden olmaz.)
Mûsâ aleyhisselâm cenâb-ı Hakka sordu: "Yâ Rabbî! Bir kulun kelime-i tevhîdi söylese, sen o kula ne ecir verirsin?" Allahü teâlâ hazretleri cevabında meâlen, (Ben o kulumdan râzı olup, Cennet ve cemâlimle onu mesrûr eylerim) buyurdu.
Kelime-i tevhîdi söyleyen kimseye, Hak teâlânın vereceği in'âm ve ihsânı Allahü teâlâdan başka kimse bilmez. Kelime-i tevhîd söyleyince, Arş-ı âlâ titrer. Resûlullah buyurdu ki:
(Hak teâlâ hazretleri bir direk yaratmıştır. Kelime-i tevhîdden bu direk de titrer ve Arş'ı titretir. Arş titreyince, Hak teâlâ hazretleri Arş'a, sâkin ol emrini verir ve Arş'ın mukabelesiyle yine o kelime-i tevhîdi söyleyen kimse aff-ı ilâhîye mazhar olur.)
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her kim cân-ü gönülden, hâlisen, muhlisen bir kere kelime-i tevhîd söylese, Hak teâlâ hazretleri, o kimseye Cennet-i âlâda dörtbin derece ihsân eder ve dörtbin günahını bağışlar.) Eshâb-ı kirâm sordular: "Yâ Resûlallah! O kimsenin dörtbin günahı olmazsa?" Resûlullah buyurdu ki: (Ehlinin, evladının ve akrabâ ve taallukâtının günahlarından bağışlanır.)
Abdülkâdir Harrânî hazretleri fıkıh ve hadîs âlimlerinin büyüklerindendir. 536 (m. 1142) senesinde Urfa’da doğdu. 612 (m. 1215) senesinde Harran’da vefât etti. Bir talebesine buyurdu ki:
Tevhîd, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlüllah) demektir. Mânası şudur: (Hak teâlâ hazretleri birdir, şerîki ve benzeri yoktur ve Muhammed aleyhisselâm sevgili kulu ve hak Peygamberidir.)
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimse, kelime-i tevhîdi dese, Hak teâlâ hazretleri ile o kelime arasından perdeler kalkar ve kelime, doğrudan doğruya Allahü teâlâya gider. Allahü teâlâ buyurur ki, 'ey kelime, dur!' Kelime der ki, 'beni söyleyen kulu affetmeyince duramam.' Hak teâlâ hazretleri, o zaman buyurur ki: İzzetim, celâlim, kudretim, kemâlim hakkı için beni zikreden kulumu affettim.)
Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma meâlen, (Yâ Mûsâ! Kıyâmet gününde meleklerin seni ziyâret etmesini istersen, kelime-i tevhîdi çok söyle) buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm dedi ki: "Yâ Rabbî, bir kulun, dili ile kelime-i tevhîdi söyleyip, kalbi ile şüphe etse, sen ona nasıl bir cezâ verirsin?" Allahü teâlâ meâlen buyurdu ki: (Yâ Mûsâ! Ben onu dâimî olarak Cehennemlik yaparım. O kimseye ne Peygamber, ne velî, ne şehit ve ne de meleklerden şefaat eden olmaz.)
Mûsâ aleyhisselâm cenâb-ı Hakka sordu: "Yâ Rabbî! Bir kulun kelime-i tevhîdi söylese, sen o kula ne ecir verirsin?" Allahü teâlâ hazretleri cevabında meâlen, (Ben o kulumdan râzı olup, Cennet ve cemâlimle onu mesrûr eylerim) buyurdu.
Kelime-i tevhîdi söyleyen kimseye, Hak teâlânın vereceği in'âm ve ihsânı Allahü teâlâdan başka kimse bilmez. Kelime-i tevhîd söyleyince, Arş-ı âlâ titrer. Resûlullah buyurdu ki:
(Hak teâlâ hazretleri bir direk yaratmıştır. Kelime-i tevhîdden bu direk de titrer ve Arş'ı titretir. Arş titreyince, Hak teâlâ hazretleri Arş'a, sâkin ol emrini verir ve Arş'ın mukabelesiyle yine o kelime-i tevhîdi söyleyen kimse aff-ı ilâhîye mazhar olur.)
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her kim cân-ü gönülden, hâlisen, muhlisen bir kere kelime-i tevhîd söylese, Hak teâlâ hazretleri, o kimseye Cennet-i âlâda dörtbin derece ihsân eder ve dörtbin günahını bağışlar.) Eshâb-ı kirâm sordular: "Yâ Resûlallah! O kimsenin dörtbin günahı olmazsa?" Resûlullah buyurdu ki: (Ehlinin, evladının ve akrabâ ve taallukâtının günahlarından bağışlanır.)

