Resûl-i ekrem Efendimiz buyurdu ki: “Allah yolunda ölüm, her şeye keffâret olur, yalnız borç müstesna!”
Abdullah el-Mukrî hazretleri Tebe-i tabiînin büyüklerinden olup hadîs ve kırâat âlimlerindendir. 103 (m. 721)’de Basra’da doğdu. Tabiînin büyüklerinden ders aldı. Basra ve Mekke’de yetmiş seneden fazla Kur’ân-ı kerîm okuttu. Birçok âlim ve muhaddis kendisinden hadîs-i şerîf rivâyet etti. Hadîs ve kırâatta “Mekke’nin şeyhi” olarak tanındı. 213 (m. 828) yılında Mekke’de vefât etti.
Müslim’de Abdullah el-Mukrî’den rivâyet edilen hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Ey kalpleri çeviren Allahım! Bizim kalplerimizi tâatine çevir!” diye duâ etti. Ebû Eyyûb-i Ensârî hazretlerinin rivâyet ettiği ve el-Mukrî’nin (radıyallahü anh) naklettiği hadîs-i şerîfte Resûlullah, “Allah yolunda bir sabah veya akşam yürüyüşü, üzerine güneş doğmuş-batmış her şeyden daha hayırlıdır” buyurdu. Abdullah bin Amr bin Âs’tan (radıyallahü anh) naklen rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Resûl-i ekrem Efendimiz “Allah yolunda ölüm, her şeye keffâret olur, yalnız borç müstesna!” buyurdular.
Naklettiği diğer hadis-i şeriflerden bazıları: Ebû İmrân Hânî’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte, Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “İslâmda ilk sevâba kavuşan, Ebû Bekr ile Ömer’dir. Onların sevaplarını anlatmakla bitiremem.”
Ebû Hüreyre radıyallahü anh rivâyet etti. Birisi Resûlullah Efendimize gelerek: "Yâ Resûlallah! Dünyâlık elde etmek gâyesi ile gazâya giden kimse için ne buyurursunuz?" diye sordu. Resûlullah Efendimiz; "Onun için ecir (sevap) yoktur" buyurdular. Ebû Hüreyre bu durumu Eshâb-ı kirâm arasında anlatınca onlar; "Belki sen bunu Resûlullah Efendimizden iyi anlamadın" dediler. Bunun üzerine Ebû Hüreyre hazretleri tekrar Resûlullah Efendimizin yanına döndü ve bu husûsu sordu. Resûlullah Efendimiz üç kerre; "Onun için ecir yoktur" buyurdular.
Abdurrahmân bin Avf (radıyallahü anh) şöyle bildiriyor: Resûlullah, müşriklerle yapacağı bir harbe çıkacağı zaman, Hazreti Osman, ordunun ihtiyâcını karşılamak üzere 700 kab dolusu altın vermişti. Ebû Ya’la Müsned’inde diyor ki: “Ebû Sa’îd-i Hudrî buyuruyor ki: Resûlullah, namazda selâm verince, üç defa Sübhâne rabbike âyet-i kerîmesini okurdu.”
Ebû Ya’lâ’nın (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerde Peygamber efendimiz buyurdular ki: “Nikâh benim sünnetimdir. Fıtratımı sevenler, sünnetimi yerine getirsinler.”
Vehbi Tülek'in önceki yazıları...