"Resûlullah
Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) kabrinde, bizim bilmediğimiz
bir hayat ile diridir, kendisine verilen selamları duyar."
İzzeddin
Askalânî hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Filistin'de
bulunan Askalân asıllı olup 800 (m. 1397)'de Kahire'de doğdu ve
tahsilini orada yaptı. Hanbelî mezhebinin önde gelen âlimleri arasında
yer aldı. Mısır Hanbelî Kâdılkudâtlığına getirildi. Kadiri tarikatına
da intisap eden Askalânî, 876 (m. 1471) tarihinde Kahire'de vefat etti.
Bir dersinde şunları anlattı:
Resûlullah Efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) kabrinde, bizim bilmediğimiz bir hayat ile
diridir, kendisine verilen selamları duyar ve bazı büyük zatların
selamına cevap vermiştir. Bunu ispat eden bazı hadiseleri nakledelim:
Süleyman bin Süheym şöyle anlattı: Rüyamda Resûlullah Efendimizi gördüm
ve; "Size gelip selam veriyorlar. Acaba onların selamlarını biliyor
musun?" diye sordum. O zaman Resûlullah Efendimiz: "Evet, onların
selâmına cevap veriyorum" buyurdu.
İbrahim bin Beşşar şöyle
anlatır: "Bir sene hacca gitmiştim. Medine-i münevvereye vardığımda,
önce Resûlullahın Efendimizin kabr-i şerîflerine uğradım ve Resûl-i
ekreme selam verdiğimde, Hücre-i saadetin içinden; "Ve aleyküm selâm"
sesini işittim." "Muhammed bin Harb el-Hilâlî şöyle anlatır: Medine-i
münevvereye gidip, Resûlullahın kabr-i şeriflerine girmiştim. Kabr-i
şerifi ziyaret edip, hizasında bir yere oturdum. Bu sırada bir Arabî
gelip, kabr-i şerifi ziyaret etti ve; "Ey Peygamberlerin en hayırlısı!
Şüphesiz Allahü teâlâ sana doğru bir Kitap (Kur'ân-ı kerîm) indirdi.
Onda meâlen; "Onlar nefislerine zulmettikten sonra gelirler. Allahü
teâlâdan af dilerler. Resulüm de, onlar için istiğfar ederse, Allahü
teâlâyı elbette tövbeleri kabul edici ve merhamet edici olarak
bulurlar" buyuruyor (Nisâ-64). İşte ben, sana geldim. Allahü teâlâdan
günahlarımı af ve mağfiret etmesini diliyorum. Günahlarımın bağışlanması
için senin şefaatini ve yardımını istiyorum" dedi ve ağladı. Sonra şu
şiiri okudu:
"Ey burada olanların en hayırlısı. Canım, senin
bulunduğun ve her türlü kerem ve yükseklik bulunan senin bu kabrine feda
olsun..." Sonra tövbe ve istiğfarda bulunup, oradan ayrıldı. Ben bu
arada uyudum. Rüyamda Resûl-i ekremi gördüm. Bana; "O Arabî'ye yetiş,
Allahü teâlâ, benim şefaatim ile onu af ve mağfiret eylediğini müjdele"
buyurdu. Bunun üzerine ben uyandım. Derhal onu aramak için dışarı
çıktım. Fakat aradım bulamadım."