Cennetin tavanı, Arş'tır. Fakat kabir de, Cennet bahçelerinden bir bahçedir...
Bedî'uddîn Sehârenpûrî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerinin en meşhurlarındandır. Hindistan’da Sehârenpûr’da doğdu. İmâm-ı Rabbânî hazretlerine talebe olmadan önce memurluk yapıyordu. Zaman zaman İmâm-ı Rabbânî'nin sohbetlerini dinlemeye Serhend’e giderdi. Ne zaman Serhend'e mübârek hocasının huzûruna gitse kendiliklerinden buyururlardı ki: "Sen şu hâldesin, bundan sonra şöyle şöyle olacak." Gerçekten buyurdukları gibi vâki olurdu. Dâimâ ona hâllerini söyler, bu yolda ilerlemesini sağlar ve kontrol ederdi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin, Bedî'uddîn Sehârenpûrî'ye yazdığı bir mektup aşağıdadır:
Bedî'uddîn Sehârenpûrî'nin, hocası İmâm-ı Rabbânî hazretlerine gönderdiği mektûbdan bir kısmı şöyledir: "Hizmetçilerinizin en aşağısı Bedî'uddîn'in yüksek huzûrlarınıza arzıdır. Peygamber efendimizden husûsî müjdeler alıyorum. Çok nasîhatler ediyorlar. Bir gün; 'Sen Hindistan'ın ışığısın' buyurdular ve daha çok ibâdet etmemi emrettiler."
Hazret-i İmâm buna cevap olarak birkaç satırlık şu mektubu yazdılar: "Allahü teâlâya hamd olsun. Sevdiği, seçtiği kullara selâmlar olsun. Kıymetli mektûbunuzu okumakla şereflendik. Bu vâkıalar müjdecidirler ve te'vil edilmeleri lâzımdır. Ne kadar te'vil olunurlarsa o kadar nûrlu oluyorlar. Yâ Rabbî! Bizim nûrumuzu tamamla. Sen her şeye kâdirsin. Mâdemki amelin, ibâdetin arttırılması ile emrolundunuz, elinizden gelebildiği kadar amel ve ibâdet ediniz. Çünkü, bu dünyâ ibâdet yeri, iş yeridir. Allah, işlerinizde yardımcınız olsun."