Çok çeşitli haber ve bilgilerin hedefi olduk. Doğruyu yanlışı ayırmakta güçlük çekmekteyiz. Tam bir enformasyon kargaşası yaşıyoruz... Hele elektronik posta icâd olduktan sonra mertlik de bozuldu. Mektup, haber ve bilgiler havada uçuşuyor. Bize gelen haber ve bilgileri sizlere aynen aktarmasak da, yazılarımızda yer verdiğimizi belirtmemiz gerekir. Ancak bazı mektuplar var ki, gerçekten ciddi iddialar içeriyor. Bunları sizlerin de bilmenizde yarar görüyoruz... İsmini açıklamak istemediğimiz bir okuyucumuzun 8 Mart 2001 tarihli e-mektubu da bunlardan biri. Okuyucumuz Türkiye'nin mevcut kaynaklarını kullanamadığımızdan yakınarak şöyle diyor; "Yedi kızkardeş diye adlandırılan ve dünyanın yüz ülkesinden de daha zengin olan petrol şirketlerinin (Uluslararası arenadaki organları olan) Federal Rezerv; Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Dünya Bankası ve IMF ile ülkemizde yürüttükleri ölümcül politikalar Türkiye'nin takatini tüketmiştir..." Çok yüksek petrol rezervlerimizin olduğu yeni bir iddia değildir. Ne yazık ki bugüne kadar bu iddiaları doğrulayan bulgulara erişemedik. Şimdi Devlet Bakanı Derviş, kaynak arayışında... Sağa sola avuç açmaktansa, mevcutsa bu kaynakları kullanmak daha akılcı olmaz mı? Türkiye'nin dört yanı petrol kaynıyor. Buna rağmen bize isabet eden miktarlar katre mesabesinde. Evet petrol çıkartmak yüksek teknoloji gerektiriyor. Pahalı bir yatırım olarak görülüyor. Doğrudur ancak dört bir yanda bunca fakir ve garip ülkede petrol bulunup, işlenebiliyor da bizde neden olmasın? Okuyucumuza göre; "Ülkemizin mevcut zenginlikleri bir avuç elit tarafından karşılıksız olarak talan edilirken, vatandaşlarımızın acı çekmesi tam bir yönetim zaafıdır!.." Bu genel görüşlere katılmamak elde değil! Yönetim zaafı olarak tanımlanan yetersizlik sadece bu koalisyon hükümetini hedef alan bir iddia da değildir. Şimdi işin kolayına kaçmanın yolları aranıyor. İş dönüp dolaşıp, günü kurtarabilme işlemlerinde düğümleniyor. Doğru mu bilmiyoruz ancak; yeni bir bedelli askerlik talebi gündemde... Prensip olarak bedelli askerliğin eşitliği zedelediği bir gerçek. Buna rağmen sık sık başvurulan bu kaynak sebebiyle insanlarımız askerlikten soğutuluyor. Askerlikten soğutma fiili suç oluşturmaktadır. Her seferinde tartışılan, yanlış olduğu bilinen; buna rağmen de geri dönülmeyen bu görüşler ve icraat, yönetimin itibar kaybına sebep olmaktadır. Bizden söylemesi... Mevcut kaynakları kullanmak, atıl kapasiteyi faal hale getirmek yerine tartışmalı tercihlere tevessül etmek huzur ve istikrar getirmiyor.