Devlet Bey

A -
A +

Babamdan dinlediğim bir hususu, size de anlatmak istiyorum. Demişti ki: "1950 milletvekili seçimlerinden önce, İsmet İnönü, Ankara'dan çıkıp bazı şehirlerimize gelirdi. Ama Paşa'dan önce, onun 'kuşkaldıranları' yollara düşerlerdi. Meselâ Sivas'a gelirlerdi. Çeşitli kuruluşların temsilcilerini karşılarına alır, onlara çok sıkı tembihlerde bulunurlardı: -Paşa Hazretleri yarın, Sivas'ı şereflendireceklerdir. Meydan konuşması dışında, halkla da sohbetleri olacaktır. Söyleyin arkadaşlarınıza aman ha, sakın ha, Paşamızı üzecek herhangi bir beyanda bulunmasınlar. Sivas'tan üzgün ayrılmasınlar! derlerdi. Paşa Hazretleri Sivas'ı şereflendirirdi. Meydan konuşmasından sonra, çeşitli kuruluşlara mensup kişileri, paşanın elini öpmeye getirirlerdi. İsmet Paşa onlara sorardı: -Nasılsınız bakayım? İyi misiniz? -Çok iyiyiz Paşam! Çok rahatız! Allah sizi başımızdan eksik etmesin! -Sayenizde gül gibi geçinip gidiyoruz Paşam! İsmet Paşa, şehirlerimizde böyle karşılanır, böyle uğurlanırdı. Sonra ne oldu biliyor musun? 14 Mayıs 1950 seçimlerinde CHP 69 milletvekilini zor çıkardı. Demokrat Parti 393 milletvekiliyle Meclise girdi. 1954 seçimlerinde, CHP 30 milletvekiline düştü. DP 488 milletvekiliyle yarışı bitirdi. 27 Mayıs 1960 darbesi olmasaydı, CHP çok zor iktidar olurdu!.." Devlet Bey! Bu hâtıramı size anlatmamın elbette bir sebebi var: Ben, çeşitli vesilelerle 71 şehrimizden dâvetler aldım. Gidip o şehirlerde kürsülere çıktım. Salon konferanslarından sonra şu veya bu mekânda sohbetler oldu. O sohbetler esnasında, söz döndü dolaştı siyasete geldi. Hemen her yerde gördüm ki, MHP seçmenleri sizden ve sizin genel merkezinizden şikâyetçidirler. Kayıtsız-şartsız size bağlı kalsınlar diyerek seçtirdiğiniz kişilerin söylediklerine inanmayın. İsmet Paşa durumuna düşmeyin. 13 yıldan beri Genel Başkanlık koltuğunda bir Buda heykeli gibi sessiz ve mağrur oturuyorsunuz. Başarılı olduğunuz tek husus, kendinizden yaşlı olanlara bile, elinizi öptürmektir. Elinizi rahatça öpenlerin yüzlerine bile bakmıyorsunuz. Bilmelisiniz ki, MHP, el öptürmekle güçlenecek, iktidar olacak bir parti değildir. Benim burada söylemek istediğim şu: Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül verenler, partinin hareketsizliğinden, onun, bir göl gibi durgun hâlinden şikâyetçidirler. Bu durgunluğun sizden kaynaklandığına inanmaktadırlar. Devlet Bey! Mevcut Genel Başkanlar arasında, hitabeti sizinki kadar zayıf olan, vurguları yanlış yapan, bâzı kelimeleri yanlış telaffuz eden ve çok önemli konularda bile, başını kâğıttan kaldırmadan, kaldıramadan konuşan tek Genel Başkan sizsiniz. Bana göre bu, sizin topluluk önünde, irticalen konuşmaktan korkmanızdan kaynaklanıyor. Mesela Türkçemizde, bir KOR kelimesi vardır bir de KÖR kelimesi. Birisi ateşin ışıltılarla yanmasıdır; ötekisi görmemekle ilgilidir. Siz, 20 yıldan beri EKÖNÖMİ diyorsunuz. KOR kelimesindeki KO yerine KÖR kelimesindeki KÖ'yü kullanıyorsunuz. EKONOMİ kelimesini EKÖNÖMİ ucubesine çeviriyorsunuz. Kelime sonlarındaki da hecesini uzatarak konuşuyorsunuz: "Ondaaaki-bundaaaki-sondaaaki..." diyorsunuz. Olur mu?.. Parti içinde hiç kimse, bu yanlışlarınızı söylemek cesaretini gösteremiyor. MHP'nin ve Türkiyemizin menfaati için, köşenize çekilip dinlenmenizde sayılamayacak kadar faydalar vardır inancındayım. Sizi üzdümse özür dilerim Devlet Bey!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.