Birleşik Amerika, cihan savaşlarına girer ve kazanır. Savaşların sonunda ekonomisi güçlenir. Refahı artar. Ancak bu savaşları, inanılmaz kötü şartlar içeren anlaşmalarla kapatır. Birinci Cihan Savaşı'nda Başkan Wilson, "14 ilke" diye barış şartları ortaya attı, (Şahsî dostu olan gizli müşaviri bir emekli albayın etkisinde kalmıştır) hiçbirini uygulayamadı. Küstü. Barış anlaşmalarını imzalamadı. Avrupa'yı kendi haline bırakıp çekildi. Lozan'ı da imzalamamıştır. Anadolu kuzeydoğusunda bir Ermenistan kurmak, en berbat ve haksız projelerinden biridir. Amerika'daki Ermeni diasporasının günümüze kadar hayal içinde yüzmesine sebep oldu. Orta Avrupa'da çok milletin hakkını yedi. İkinci Cihan Savaşı'nda başkan; dünya politikasına hiç aklı ermeyen, Yahudi ve komünizan özel müşavirlerinin etkisiyle davranan Roosevelt idi. Almanlardan nefret ediyor, komünistleri ve Rusya'yı takdir ediyordu. Medeniyet düşmanı kanlı Rus komünistleri, Avrupa'nın ortalarına kadar egemen kıldı. Savaşın son aylarında öldü. Ortaya öyle bir Sovyet Rusya çıkardı ki, akıl sınırlarına itmek için Amerika, 45 yıl boyunca, trilyonlarca dolar harcadı. Ekonomide deha olan Roosevelt, dünya politikasında en budala başkan sıfatıyla tarihe geçti. Bugün Amerika, milletlerarası terörle savaşın, daha başındadır. Devletlerin sınırları ile akılsızca oynamak, savaşı kazanıp en kötü barış anlaşmaları yapmak huyunu, acaba önümüzdeki yıllarda tekrarlayacak mı? Tarih tekerrürden ibarettir denir. Can çıkar, huy çıkmaz sözü de ünlüdür. ABD gene aynı cihanşümûl (evrensel) hataları yapar mı? Yapar! Daha doğru ifadeyle yapabilir. Bu hatalar Türkiye'ye pek çok zarar verebilir. Türkiye'nin stratejik planı kusursuz olmalıdır. Zira biz de aynı cihan savaşlarında yaptığımız ağır yanlışlarla geleceğimizi oluşturduk. Son asırlar Türk tarihi zaten 'Kaçırılan Fırsatlar'ın tarihidir.