Yüksek tansiyon

Türkiye olağan dışı günler yaşıyor. Tansiyon çok yüksek. Hem içeride, hem dış ilişkilerimizde. Askerî komuta kadromuzun önemli kısmı hapishanede. Mahkûm değil, tutuklu olarak. 4 partimiz arasında ilişkiler çok olumsuz ve sıhhatsiz. Böylesine bir atmosferde, iktidar çok önemli, hattâ tarihi gelişmeler elde etti. Kalkınma, gelişme ve yenilenme hamleleri tıkır tıkır işledi. Terörle mücadele hariç... 30 yılın terörle mücadelesinde Türkiye yalnız kaldı. Hiçbir komşumuz, müttefikimiz, bize destek vermedi. Teröre destek verdi. Büyük Türkiye'nin terörsüz bir ortamda gerçekleşeceğinden ürktükleri açıktır. Türkiye'de demokrasinin bir türlü oluşamamasının sebebi ise, cumhuriyet=demokrasi yutturmacasıdır. Atatürk-İnönü felsefesinin koruyuculuğu görevinin, Türk subayına ait olduğu inancıdır. 1920'den beri Yüce Meclis'in milletvekillerinin baş ucuna asılmış hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir kutsal özdeyişinin asla uygulanamamasıdır. Bu minvâl ile yıllarca yerimizde saydık. Üçte iki oy alan Merkez Sağ ile üçte bir oy alan Merkez Sol'un mantık dışı kavgalaları, önemli konularda birleşememeleri, Türk demokrasisinin gelişmesini engelleyen temel sebeblerden diğeridir. Bugünki 4 partinin kavgası, bu durumun devamıdır. Meselâ Anayasa konusunda ümitler zayıflamıştır. AB standartlarında bir anayasaya kesin ihtiyaç kabul edildiği halde, statuko devam ediyor. Bu mevzuat ile başarılabilen ekonomik, politik hamleler sevindirici oldu. Şaşırtıcı bile diyebilirim. Yakamızı IMF'den kurtarmamız, G-20 üyesi olabilmemiz, bütün dünya devletleri ile ilişki kurabilmemiz, kapalı Türkiye'yi dünyaya açabilmemiz, muazzam başarılardır. Tam bir başarı için, tansiyonun mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Yargı üzerinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan açık eleştiriler yaptılar. Hızla yargı için radikal tedbirler gerekiyor. Kalkınmamız daha hızlanacaktır. Türkiye, muvaffak olacaktır.