Türkiye gibi gündem bombardımanı altındaki bir ülkede insan ne yazacağını, ne konuşacağını seçmekte zorlanıyor.
Olan-bitenler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son grup konuşmasında dikkat çektiği “Dünya gömlek değiştirirken birçok hadiselerin yaşanması kaçınılmazdır” sözüne de tam oturuyor.
Örnekler üzerinden ilerleyelim…
***
Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bazı ülkeler Batılılarca tuzağa düşürülerek, asrın hayali olan Türk birliği dinamitlenmek istendi.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sabırlı davrandı, tuzağa düşmedi.
Cevabı, geçen hafta Teknofest’in yapıldığı KKTC’den ‘aksakallar’ın birlik pozu verdi.
***
Bu etkinlik öncesi adada hortlatılan 28 Şubat zihniyetli provokatörler hem KKTC halkını, hem de Türkiye’deki vatandaşları kışkırtmaya çalıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, sokağa salınan piyonların arkasındaki güçlere mesajlarını Teknofest’ten yaptıkları açıklamalarla gayet açık ve net biçimde aktardı.
Ayrıca, KKTC’ye hiç yakışmayan küçücük Cumhurbaşkanlığı ofisi yerine, inşaatı tamamlanan Lefkoşa’daki dev külliyenin açılışını yapmaları, varılacak menzilin ne olduğunu da âdeta gözlerine soktu.
Rum çıldırdı, İsrail kudurdu, içerideki piyonları krizler geçirdi…
Ama Türk devlet aklı hedefinden geri adım atmadı.
***
Aynı süreçte, ‘Bu kadarı tesadüf olamaz’ dedirten bir kardeş ülke daha hedefteydi… Pakistan.
Üstelik tam da Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif Ankara’da, Külliye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilirken geldi saldırı.
Neredeyse İsrail’in Gazze’yi yutmak için kullandığı 7 Ekim bahanesinin kopyasıydı.
Erdoğan ve Şerif’in Ankara’da buluştuğu saatlerde, Hindistan ve Pakistan arasındaki kriz bölgesi Keşmir’de tuhaf bir terör saldırısı yapıldı.
Modi yönetimi, 26 turistin öldürüldüğü, buram buram ‘kumpas’ kokan saldırıyı bahane ederek Pakistan’ı vurmaya kalkıştı.
İlk hedef aldıkları yerler de camiler ve sivillerin yaşadığı evler oldu!
Günümüz dünyasında sahada gücü olmayanın başına neler geleceğinin son örneğini gösteren Keşmir gerilimi, siyonist İsrail’in oyuncağı olan Hindistan’a ağır bir ders verdi.
Çok güvendiği Fransız Rafale’ler başta olmak üzere, yüksek teknolojili savaş uçakları patır patır düşen Hindistan, kardeş ülkemiz Pakistan’ın askerî gücü karşısında hiç beklemediği bir şok yaşadı.
Üst düzey Hint askerî yetkililer, yaptıkları açıklamalarla Türkiye’yi suçlamaya kalkıştı!
***
Pakistan ve Hindistan, dünyanın en büyük nükleer gücü olan ülkelerinden biliyorsunuz.
Şükürler olsun ki, oraya gelmeden dün ateşkes açıklandı.
Öncesinde kardeş Pakistan, sivillerin ve camilerin hedef alındığı Hindistan askerî üslerini vurarak zaten gerekeni yapmıştı.
Bu esnada, siber saldırılarla Hindistan’ın yüzde 70’i de elektriksiz kalmıştı!
Ateşkes dileriz kalıcı olur ve Hindistan, İsrail’in aparatlığı uğruna kendini yakmaya yeltenmez.
Zira birileri için kendini kullandıran Ukrayna’nın durumu bütün ülkelere ibret olmalı.
Türkiye kendisine dostça uzatılan hiçbir eli geri çevirmez.
Ama ne kendisine, ne de bir dostuna yapılan zorbalığa da boyun eğmez, bigâne kalmaz.
İşte Libya, işte KKTC, işte Karabağ, işte Şam ve işte Bağdat.
***
Bağdat demişken…
Irak Başbakanı Sudani üç gün önce Ankara’daydı…
Hem de PKK terör örgütünün fesih kararı aldığını açıklayacağının duyurulduğu günde.
Sadece Türkiye değil, Suriye ve Irak da neredeyse yarım asırlık terör belasından kurtuluyor.
Elbette Türkiye sayesinde.
Bölgesinde hâkim güç konumunu pekiştiren ve prangaları teker teker kıran Türkiye, Suriye’den sonra Irak’ın da umudu oldu.
Terörle mücadelede ortak kararlılığın vurgulandığı Erdoğan-Sudani görüşmesinde, Basra’dan başlayarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanacak Kalkınma Yolu da ele alındı.
Bu gelişmeler, elbette en çok İsrail’i (Ve büyük ihtimalle arkasındaki İngiltere’yi) rahatsız ediyor.
Bunun içindir ki bazı Türk devletleri, KKTC’deki aparatları ve Hindistan üzerinden Türkiye’ye karşı hamleler yapıyorlar.
Lakin, ne yaparlarsa yapsınlar, güçlenen Türkiye her adımda önlerini kesiyor.
İsrail, artık açıkça dile getirdikleri Türkiye’yle savaş hazırlıklarını, bize yardım edecek dost ve kardeş ülkeleri zayıflatarak, aramızdaki bağları bozarak dizayn etmeye çalışsa da muvaffak olamıyor.
Bu başarısız hamleler, belki de çok yakında zamanda katil Netanyahu’nun sonunu hazırlayacak…
Nitekim, son günlerde Washington’dan sızan, ABD yönetimi ile Netanyahu’nun arasının bozulduğu yolundaki bilgiler, bunun habercisi…
Türkiye’ye rağmen sınırımızda teröristan kurma planı ve arzımevut hayaliyle giriştikleri işgal hareketinin sonu göründü…
Suriye’de Şam rejiminin devrilmesi, en büyük kırılma noktası oldu.
Yenileri de gelecek.
Bunlar, Türkiye Yüzyılı’nın doğum sancıları.
Finali Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın şu cümlesi ile yapalım;
“Türkiye artık her türlü oyunu görebilecek durumda. Sadece görmekle kalmayıp, bozacak da güçtedir”…
İşte Suriye, işte Pakistan, işte yarım asırdır paçamıza yapışan terör örgütlerinin finali.
Hele bir de dışarıdan aldıkları talimatlarla içeride devletimize meydan okuyan, operasyon çeken, kargaşa çıkarmaya ve kamu otoritesini delmeye çalışan aparatlar temizlensin.
Siz asıl ondan sonra görün Türkiye’yi.
Yücel Koç'un önceki yazıları...