CHP “Belediyeleri kazanırsak yükü hazineye yıkacağız” vaadi mi vermişti?

A -
A +

Siyasette doğrular değil, popülizm prim yaparsa olacağı budur!

 

Seçim öncesi bol keseden vaat dağıtan belediyeler, şimdi “Maaş bile ödeyemiyoruz” diye zırlayarak, yükü hazineye yıkmaya çalışıyor.

 

Olan ne?

 

Çoğu belediye, zaten oy için ihtiyacından çok fazla personel istihdam ediyordu.

 

Seçim yanaşınca yine oy için daha da artırdılar sayıyı…

 

Şimdi bu yük, yeni seçilenlerin üzerine kaldı.

 

Peki onlar ne yapacak, derseniz…

 

Eski belediye başkanının aldıklarını atıp, yerine kendi yandaşlarını dolduracaklar!

 

Seçim öncesi söz verdiler çünkü!

 

***

 

Oysa belediyelere hiç ihtiyaç olmadığı hâlde alınan personel kadar, işten atılan personelin de bir maliyeti var.

 

En başta da tazminat yükü.

 

İddia ediyorum, bugün belediyelerin yüzde 90’ı hizmet derdinde değil, gece-gündüz akıllarında tek konu var, personel alımı ve giderlerini karşılama meselesi.

 

Atılacaklar var, alınacaklar var…

 

Problem şu ki, kasalar boş.

 

Çoğu, maaşı zor denkleştiriyor; sigorta ve vergileri zaten ödeyemiyor.

 

Bunu da devlete yüklemeye çabalıyorlar.

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde de en önemli başlık bu değil miydi?

 

***

 

Etme-bulma dünyası; muhalefet bu defa ettiğini çekecek…

 

Her seçim öncesi bol keseden vaat dağıtarak iktidarı köşeye sıkıştırdılar; en sonunda AK Parti de daha önce hiç yapmadığını yaptı ve 2023 seçimleri öncesi muhalefete karşı kesenin ağzını sonuna kadar açtı.

 

Vatandaşın devlete olan borçları mı kapatılmadı, EYT mi çıkarılmadı… Açıklanan maaş artış oranlarıyla sendikaların yüzlerinde güller açtı.

 

Hem de pandemi ve Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin yol açtığı çok büyük felakete rağmen.

 

Ya uzun vadede ekonomik zararı telafi etmek yahut Türkiye’yi Kemal Kılıçdaroğlu’nun altılı maşasına teslim etmek gibi iki kötü seçenek arasından, ülkenin daha az zararlı çıkacağı ekonomik kaybı tercih etmekten başka seçeneği yoktu iktidarın.

 

Öyle de yaptı, şimdi bedelini ödüyoruz.

 

***

 

Geçen senedeki Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimini, ‘vatandaşın, muhalefetin vaatlerine teveccühüne’ uygun olarak bol keseden para dağıtıp atlatan hükûmet, 31 Mart Mahallî Seçimlerinde ise doğru noktada durup bunu yapmadı ve büyük oranda CHP’ye kaybetti.

 

Türkiye’yi yıllardır uçuk vaatlerle büyük bir felakete sürükleyen CHP, bu defa kazanmış olmanın şokuyla ne yapacağını bilmez hâlde.

 

Büyük laflarla seçim kazananlar, çözüm olarak bula bula üstlerindeki yükü hazineye yıkmayı bulmuş!

 

“Seçim kazanırsak borçlarımızı bitirmek, maaşlarımızı ödemek, yandaşlarımızı belediyelerimize doldurmak için hükûmeti hazineden daha çok para vermesi için ikna edeceğiz” diye bir vaadiniz var mıydı?

 

Elbette yoktu… Hepsi allameydi, göreve gelir gelmez uçuracaklardı belediyeleri. Ya şimdi!

 

Sizin yandaşlarınıza vaatlerinizi yerine getirebilmeniz için hükûmet niye size fazladan para versin?

 

Bunu isterken hiç mi utanmıyorsunuz?

 

Daha şimdiden akrabalarını belediye makamlarına yığanlar bir de tasarruftan, liyakatten bahsetmiyor mu, insanın ortadan yarılası geliyor.

 

Madem tasarruf istiyordunuz, işte tasarruf…

 

Cevabı, gazetemize yaptığı açıklamada Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki verdi.

 

“Seçimi kaybedeceğini anlayan, personel aldı. Gelenler de maaşları ödeyemiyor ama aynısını kendi yapıyor. Zaten içerisi personel dolu. Devlet bu yükü niye çeksin?” dedi.

 

Tasarruf tedbirleri kapsamında, parti ayrımı gözetmeksizin hiçbir belediyeye ek kaynak verilmeyecek.

 

İşte o kadar!

 

Vatandaşa vaatte bulunurken neye dayanarak söz verdiyseniz, gidin öyle çözün meselenizi.

 

 

 

*******************

 

 

Maaş ödeyemeyen belediyeler köpeklere barınağı nasıl yapacak?

 

 

Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirler…

 

Yılların kanayan yarası sokak köpekleri meselesini hiç dikkate almadılar, hatta köpeklerin metrobüslere kadar girmesini marifet saydılar!

 

İlçe belediyeleri de köpekleri toplayıp komşu ilçeye bırakarak güya vazifelerini yaptılar!

 

Şimdi gün geçmiyor ki köpeklerin parçaladığı bir insanın haberini yapmayalım.

 

***

 

Bitlis’te sokak köpekleri tarafından ısırılan 10 yaşındaki bir çocuk, iğneden korktuğu için olayı ailesine söylemedi ve tedavisinde geç kalındığı için kuduzdan hayatını kaybetti.

 

Aynı şekilde geçen sene Şanlıurfa Siverek’te bir mimar, kuduz aşısı yaptırmasına rağmen, köpeği tarafından veterinerde ısırıldıktan sonra aynı akıbeti paylaştı.

 

Sokak köpeklerinin doğrudan saldırarak öldürdüğü yahut köpekten kaçarken araçların altında kalarak ölen çocukları, yaşlıları; sayıları arttıkça vahşileşen köpek sürülerinin ağıllara bile saldırarak, diğer canlılara verdikleri zararı saymıyorum bile.

 

Uzunca bir süredir yayınlarımızda dile getirdiğimiz bu feryadı nihayet hükûmet duyma zahmetinde bulundu.

 

Alttan topladılar, üstten çarptılar, baktılar ki iş çoktan çığırından çıkmış.

 

İt lobilerinden tırstıkları için parmağını kıpırdatmayan belediyelerin çözmediği mesele de hükûmetin üzerine kaldı.

 

Cumhurbaşkanı’mızın talimatıyla AK Parti yeni bir kanuni düzenleme için çalışma başlattı.

 

Bunun içinde elbette Avrupa’daki gibi ‘uyutma’ formülü de masaya yatırıldı.

 

Ne var ki zamanında yeterli barınak inşa etmeyip, hayvanları kısırlaştırmayan belediyeler (Özellikle de CHP’li belediyeler) iktidarın gündeme getirdiği yasal düzenlemeye karşı da kendilerince popülizm üretiyor.

 

Uyutma formülüne karşılarmış!

 

***

 

Peki o zaman, -zaten yerelde iktidar sizsiniz ve bu iş temelde sizin meseleniz- şehrinizdeki bütün köpekleri alacak kapasitede barınaklar inşa edin, görelim samimiyetinizi.

 

Türkiye’de sokaklarda en az 5 milyon başıboş köpek olduğu tahmin ediliyor –ki, bu rakamın 10 milyonu bulduğunu söyleyenler de var.

 

İzmir’de 1.500 köpek kapasiteli bir barınak yaptılar, maliyeti 38 milyon lira.

 

Sokaklarımızın Avrupa’daki gibi güvenli hâle gelmesi için bütün köpeklerin toplanması gerekiyor.

 

Çünkü köpeklerin saldırganlığı kısırlaştırarak çözülmüyor, dolayısıyla kısırlaştırıp barınaklarda tutmaları gerekiyor.

 

Yapın kardeşim 5 milyon köpeğin sığacağı barınakları, biz de sizi alkışlayalım.

 

1.500 köpeğin sadece barınağı 38 milyon liraya mal olmuşsa demek ki 5 milyon köpek için yaklaşık 127 milyar liraya ihtiyaç var.

 

Buyurun!

 

-Ki bu sadece barınak inşası için gereken rakam, bunun bir de kısırlaştırma ve o hayvanların günlük beslenme, bakım maliyeti var.

 

Burayı fazla rakama boğmamak için detaylarına girmeyeceğim ama geçenlerde bazı verilere göre hesaplamasını yaptık, 4 milyon köpeğin yıllık yaklaşık maliyeti 600 milyar lira.

 

Devletin belini çökertti dediğimiz EYT’nin senelik maliyetini geçenlerde Çalışma Bakanı açıkladı, yıllık 580 milyar lira.

 

Bu meseleler lafla, popülizmle çözülmüyor… Madem köpek problemini halletmek belediyelerin işi, buyurun, elinizi tutan mı var!

 

Amaaaa!

 

Biliyoruz ki her zamanki gibi sadece lafla geçiştirip, köpekleri yine sokaklara salacaklar.

 

O köpekler de sürüler hâlinde çoluğumuza çoğumuza saldırmaya, sokaklarda terör estirmeye devam edecekler.

 

Hiçbir gelişmiş ülkede görülmeyecek bu rezalete imza atanlar da her lafa çağdaşlıkla başlayıp, riyakâr siyasetle arsızlık yapmayı sürdürecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
ADEM26 Mayıs 2024 18:21

milleeti uyandırın bedava peynir ....

Ali Rıza Özaydın 26 Mayıs 2024 17:57

Ülkemizin ve Belediyelerin en büyük handikapı durumunda olan sokak köpekleri ile ilgiliçok gerçekçi ve yararlı bir makale olmuş.Bakalım Belediyeler bu işin üstesinden gelebileckler mi yoksa sözlerini unutacaklar mı?

vatandaş26 Mayıs 2024 17:37

Belediyeler sivil denetim şirketleri tarafından denetlenmeli. Bütçelerine iller bankasını nüfusa göre dağıtılan yardım yapılmamalı. Belli bir limitin üstündeki yatırımlar devletçe yapılmalı. İç ve dış borçlanmalar, belediye meclis kararı ve denetim şirketinin onayı ile yapılmalı Aksi durumda, yönetim, meclis ve denetim şirketi mesul olmalı. Merkez ve yerel yönetim çekişmesi ülkeye zarar veriyor

Okuyucu26 Mayıs 2024 13:48

Bu algı durumu devam ettikçe ismi geçen belediye anlayışı işin içinde çıkar.Adamlar ülkeyi soysalar suçu hükümete atarlar.İşin kolayını bulmuşlar.Halkımızda bir basiretsizlik hali mevcut.Tamam anladık iktidarı cezalandıyoruz.Belediye başkanlara ne yapacağız?Onlarda bunu fırsat bilerek sorumluluklardan kaçıyor.Dün 300 otobüs almamıza engel oldu ,dedi .Fakat niçin engel olduğunu söylemedi Bu algı ortamı olduğu müddetçe işimiz zor.Dünya bi ekonomik türbülabs geçirdi.Halka bunu anlatamıyoruz.Tarih kabuk değiştirmeye başladığında güçlü liderlik yoksa sonuç hüsrandır.Yorum atıyorum .Dikkate alınıp alınmadığını bilmiyorum.Allah bize feraset versin ,çağımızın Firavunlarının büyücülüğünü (algısını) boşa çıkaralım.Yoksa tarih sahnesinde özne değil , nesne oluruz.

Arif Uysal26 Mayıs 2024 13:44

Muhalefetin ipliğini pazara çıkarmışsınız elinize sağlık Bu açık pazardan isteyen istediği kadar alsın

Irfan oto26 Mayıs 2024 12:36

Yücel bey in tespitleri mükemmel Harika bir yazı söylenecek ne varsa dile getirmiş Artık her belediye verdiği vaatleri verirken ona göre düşünsün

Yörük Hoca26 Mayıs 2024 11:41

Sokak hayvanları ayrıca toplumsal bir mesele. Köpek meselesini Belediyeler Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Bakanlık Belediyelere atıyor. Otorite boşluğu var. Bir köpeğe "hoşt", kediye "pist" deseniz kötü bakışlar üzerinizde... Köpek sahipleri köpeklerini ağızlık takmıyor. Şikayet eden linç yiyecek neredeyse...Halk sahipsiz kalmış ne yapacağını bilemiyor. Hindistan gibi olduk.

Yalınız Efe26 Mayıs 2024 10:18

Devletin belini EYT değil, lüks yaşam ve israf büktü.

Ali Bolak26 Mayıs 2024 09:40

çok güzel konuya temas etmiş yazar yazdıklarına aynen katılıyorum.bu konuyu rahmetli özal ta 1983 te görüp gerekli önlemleri almıştı ama kısmen başarılı oldu.ondan sonra gelen her iktidar ve dolayısıyla muhalefet 1980 yılına geri döndüler.Türkiye yi biraz seviyorlarsa Anayasa yı bu yönde değiştirsinler 1800 kamu görevlisi yerine 5800 değil 1200 kamu görevlisine düşürülmediği sürece ülke adam olmaz benden söylemesi