Düşmeyegör…

A -
A +

Günlerdir herkes AK Parti’ye, hatta Sayın Cumhurbaşkanı’mıza akıl veriyor; şunu şöyle yap, bunu böyle yap…

 

Şunu şuradan al, şunu şuraya ver…

 

Türkiye’nin çeyrek asrına mührünü vurmuş, nice hesapları tersine çevirmiş kişiden ve partiden söz ediyoruz.

 

Elbette her fani gibi, bazen kurumlar da yok olur…

 

Fakat AK Parti, bunu hak edecek bir kabahate imza atmadı.

 

Hele ki CHP ile mukayese edince!..

 

***

 

“Bu terazi dönmez” diyenler, 2015’i çabuk unutmuş.

 

Ben hiç unutamıyorum; o dönem ‘CHP ile koalisyon kurmazlarsa AK Parti’nin açıkta kalacağını’ söyleyen, rüzgârın dönmeyeceğini savunan AK Partili bakanlar, vekiller ve gazetecilerle tartışmamı.

 

Neymiş, siyasi tarihte ilk olmuş…

 

Cumhuriyet tarihinde, Sayın Erdoğan’ın başka örneği mi var, olacak tabii.

 

O yüzden –en azından kendi adıma- biz sadece tespit yapalım, ‘akıl verme’ hadsizliğine kalkışmayalım.

 

Nedir peki tespitimiz?

 

Bunları bugün değil, senelerdir yazıyoruz. Mesela;

 

“Bu marketleri durdurmazsanız başınıza çok iş açarsınız” dedik.

 

“Petrol ucuzlarken, dolar kıpırdamazken sürekli artan etiketlere karşı harekete geçin, gereğini yapın” dedik.

 

“Meydan fırsatçılara kaldı… Bunların dini, partisi yok. Kim olursa olsun, gözünün yaşına bakmayın, yoksa bedeli ağır olacak” dedik.

 

“2019’da patates-soğanla kazandılar. Bir sonrakine ürünü bollaştırırlar, dikkatli olun” dedik.

 

“Elinizdeki eğitim sistemi CHP’li üretiyor” dedik.

 

“CHP’lileri kazanmaya çalışırken kendi seçmeninizi uzaklaştırıyorsunuz” dedik.

 

“Dava adamı, ‘Ben olmazsam olmaz’ demez. Aksine ‘Ben olmazsam daha iyi olur’ diyendir o. Kendini vazgeçilmez zanneden kibir abidelerinden kurtulmalı” dedik.

 

“Bir belediye meclis üyesi, il başkanı yahut vekil, Cumhurbaşkanı’mızla aynı aracı kullanamaz, onunla milletin arasında dolaşamaz” dedik.

 

“Şu köpek meselesini çözün” dedik.

 

Dedik de n’oldu?

 

Kendimiz dinledik.

 

Bunları söylüyoruz diye içlerinden bazıları bir de bizi sorguladılar kıt akıllarıyla…

 

Menfaatçiler, bizim samimi desteğimizi sorgulamaya yeltendiler kaç defa…

 

Ama bu kötü örnekleri, AK Parti’nin bütününe teşmil etmek de büyük haksızlık olsa gerek.

 

***

 

Çok değerli, çok fedakâr, çok becerikli, zeki, kabiliyetli insanlar var AK Parti çatısı altında.

 

Nice görev adamları, içlerinde nice cevher Anadolu evlatları bu ülke ve millet için canla başla çalışıyorlar.

 

Ne yazık ki, birileri de hem onların, hem Sayın Cumhurbaşkanı’mızın gayretlerinin üzerinde asalaklar gibi besleniyorlar.

 

Siyasette bunu bitirmek mümkün değil, sadece sayısı azaltılabilir, ama nereye kadar?

 

Kötü olan şu ki; daniskasını CHP’liler yapıyor, umursayan yok.

 

Para sayma görüntülerine karşı vatandaş ne tepki verdi mesela?

 

“İstediğin kadar götür, istediğin kadar balyala. Benim açımdan hiçbir mahzuru yok” demedi mi seçmen sandıkta?

 

Bu ülkenin en zenginleri, en bolluk içinde yaşayanları CHP’liler; unutmayın…

 

Çünkü Anadolu sermayesine, Anadolu evlatlarına yıllarca kafa kaldırtmadılar, kamu kaynaklarına çöktükleri yetmezmiş gibi, ticarette kazandıklarına bile el koydular.

 

28 Şubat’ta ‘yeşil sermaye’ kılıfıyla yaptıkları neydi, hatırlayın.

 

Seneler boyunca kamudan da semirdiler; soydular, hortumladılar…

 

Şimdi kendilerinden olmayan zenginlerin türemesine çıldırıyorlar.

 

***

 

AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde düştüğü yerden çok kalktı, isterse yine kalkar.

 

Tabii bu söylediğim, Cumhurbaşkanı’mız başında olursa geçerli.

 

Asıl korku ve endişe duyulması gereken nokta, Erdoğan sonrası Türkiye’nin ne olacağı…

 

Geçen yazıda, Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’nin çöküşe geçtiği 1989 seçimlerini hatırlatıp, Özal sonrası Türkiye’nin ne duruma geldiğine değinmiştim ucundan.

 

Şimdi de çözmemiz gereken birinci mesele; Türkiye’nin Erdoğan sonrası boşluğa düşmemesi –ki, bu büyük tehlike.

 

Cumhur İttifakı da biraz bu yüzden kuruldu aslında.

 

Gelin görün ki, AK Parti, içinden yeni bir Erdoğan çıkarabilecek mi?

 

Yahut MHP, AK Parti kadar geniş kitleleri kucaklayabilecek mi, bunun cevabını bulmak gerek.

 

Birileri Yeniden Refah’ın alternatif olacağını zannediyorsa avucunu yalar.

 

28 Şubat’ı henüz unutmadı bu millet.

 

Ve önce Saadet’in, sonra da Yeniden Refah’ın, 28 Şubatçılarla nasıl kol kola sandığa gittiklerini gördük hep birlikte.

 

YENİDEN REFAH bu ihanetin bedelini ağır ödeyecek.

 

Bugün kazandıklarını zannedenler, yarın yanıldıklarını anladıklarında bakalım hiç utanmadan bu milletin yüzüne ne söyleyebilecek!

 

İşte bu tablo, Erdoğan sonrası için tehlike…

 

AK Parti’nin, vatandaş tepkiyle sandığa gitmeyip mahallî seçim kaybettiğinde olanlara bakın…

 

Ya bir de Türkiye düşerse…

 

***

 

Rabbim ülkemizi, milletimizi düşmanın şerrinden korusun; birliğimizi daim eylesin.

 

Bugün başta Gazze olmak üzere, katillerin elinde inim inim inleyen mazlum kardeşlerimizin yardımcısı olsun.

 

Hepinize şimdiden hayırlı bayramlar diliyorum.

 

Bayram sonrası yeniden burada buluşmak umuduyla…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
ssda16 Nisan 2024 08:30

hiç şüpheniz olmasın tayyib bey gitse daha kuvvetlisi gelecek ,bu millet dualıdır zamanın kutbu bu ülkede..

Hulya Cebeci11 Nisan 2024 23:22

Cok dogru seyler yazmissiniz,kaleminize saglik

İsmail kurt 8 Nisan 2024 00:27

Böyle bir analize ne denebirki

Burhanettin 7 Nisan 2024 23:00

Böyle kısa bir yazıyla yapılmaması gerekenleri(!)özetlemek herkesin harcı olmasa gerektir. Teşekkürler Yücel bey.

AHMET DURSUN 7 Nisan 2024 11:19

Allah razı olsun.iyi bayramlar