Yaz bitiyor ama siyasette tansiyon düşmedi.
En büyük icraatı rüşvet ve yolsuzluklar olan CHP belediyelerinden saçılan görüntüler artık vaka-i adiyeden… Birini sindiremeden öbürü patlıyor.
Buna bir de CHP’den kaçan -Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu gibi- belediye başkanlarının transferi eklendi.
Devamının geleceği konuşuluyor, bu da tansiyonun aynı seviyede seyredeceği demek oluyor.
CHP Genel Başkanı deseniz ayrı vaka zaten…
Bir Erdoğan’ın, Sayın Bahçeli’nin duruşuna bakın, bir de Özgür Özel’e.
Liderlik vasıflarından bihaber, tutuklu İmamoğlu’nun güdümünde, kuşkular o ki suç ortaklığının da getirdiği baskıyla ağzını bozup ve tehditler savurarak CHP dosyalarını kapattırabileceğini zannediyor.
Ağzını bozmak demişken…
Neredeyse bütün CHP trollerinin ağız yapısı aynı.
Niye biliyor musunuz?
Çünkü savunabilecekleri herhangi bir fikirleri yok.
Geçmişe gitseler öyle, bugüne gelseler durum ortada!
O kadar günahları var ki bu milletin ve memleketin üzerinde…
Neyi, nasıl savunacaklar?
En iyi bildikleri iş; yalanla, tehditle, hakaretle üste çıkmaya çalışıyorlar.
Yalnız, Erdoğan’a bunlar da sökmüyor, çıldırmışlıkları bu yüzden artıyor.
***
AK Parti önceki gün 24. yaşını kutladı.
CHP’den katılımlar parti teşkilatı kadar AK Parti seçmenini de sevindirmiş midir?
Hiç sanmam…
Ama siyasetin doğası bu… Çerçioğlu AK Parti’ye geçti diye hop oturup hop kalkanların, geçmişte söylediklerini bir kenara bırakıp CHP’ye katılan Cemal Enginyurt, Mehmet Bekaroğlu gibi isimlere nasıl sahip çıktığını gördük.
Hatta Saadet Partisi’ne, Davutoğlu’na, Babacan’a, Abdullah Gül’e…
Tabii bunların CHP’yi nasıl sindirebildiği de ayrı mesele.
***
AK Parti tabanını bunlar değil, göğsümüzü kabartan KAAN gibi, TOGG gibi millî ve yerli teknolojiler sevindirir…
Terörün herkesin içine sinecek biçimde bittiğini, parti gücünü şahsi menfaati için kullananların daha hızlı ayıklandığını görürse elbette çok karşılığı olur.
Ekonomiyi tekrar toparlayıp, emekliyi, işçiyi, esnafı rahatlatabilse, faizleri düşürüp vatandaşı yeniden ev ve araba alabilecek güce kavuştursa, gıda ve kira gibi dertleri çözse CHP gibi bir parti varmış ya da yokmuş, hiçbir şey ifade etmez.
Ekonominin bütün günahını AK Parti’ye yıkmak da yanlış tabii, dünyanın gidişatı ortada.
Üstüne bir de Siyonizmin kalesi İsrail bu kadar açıktan Türkiye’yi tehdit ederken, İngiltere sinsi sinsi ekonomimizi dinamitlerken, yaşadığımız olumsuzluklar tesadüf olmasa gerek!
Bunları da hesaba kattığı için, vatandaş canı yansa da AK Parti iktidarının, Cumhurbaşkanımızın liderliğinin, Cumhur İttifakı’nın kıymetinin farkında.
Bir de geçmişte 24 yıllık karnesi var AK Parti’nin…
Cumhuriyet tarihinin en iyi rakamlarını, en iyi refah düzeyini AK Parti yaşattı millete.
Şimdi mal bulmuş Mağribî gibi ağzını doldura doldura konuşanlar, o zaman da “Dolar alalım, alışveriş yapmayalım, ekonomiyi bozalım” kampanyası düzenliyordu.
Hiç utanmadan şimdi de ekonomiyi en çok onlar diline doluyor.
***
Neyse, CHP belli boncuk, üstüne daha fazla konuşmaya değmez.
İBB soruşturmasıyla başlayan süreç, sağlam bir temizlik getirecek… Ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, çaldıklarının hesabını verecekler.
Öyle İngiltere’ye, Biden’a bel bağlayıp Türkiye’yi satın alabileceğini düşünenler devletimizi, yargımızı hafife almanın bedelini gördü, görecek.
Nasıl ki FETÖ bunu yaşadıysa, taktik değiştiren FETÖ ile kol kola yine aynı amaca ulaşmaya çalışan zavallılar hüsranı tekrar tadacak.
İSKİ skandalı SHP’nin sonunu getirmişti… İBB’den başlayan skandallar silsilesi de CHP’ye aynı yolu açtı. Seçmeni üzgün olabilir, ama partilerine göstere göstere çekilen operasyona göz yumdular, bu sonu kendileri seçtiler. Yapacak bir şey yok.
***
İçeride CHP gündemi nasıl önemliyse, dışarıda da Suriye gündemimiz o denli sıcak ve kritik seviyede…
İsrail’den, Avrupa başkentlerinden aldığı cesaretle silah bırakmaya yanaşmayan PKK’nın Suriye kolu YPG’ye operasyonun eli kulağında.
Soykırımcı katil Netanyahu, ‘Büyük İsrail hedefine bağlılığını’ tekrarlayarak, arzımevut hayalinden vazgeçmediklerini tekrarladı.
Türkiye ve Şam yönetimi, YPG ile birlikte, onların bu hayallerini de Suriye’de gömecek.
Devlet aklının gereği yürütülen Terörsüz Türkiye sürecinin kıymetini de bu süreçte daha iyi anlayacağız.
Hülasa, daha konuşacağımız, yazacağımız çok şey var, çok…
Yaz bitmeden biraz memleket havası alalım…
Biraz dinlenelim, özlediğimiz dostlarımızla sohbet edelim.
Dönüşte kaldığımız yerden devam ederiz inşallah.
Yücel Koç'un önceki yazıları...