O helikopter aynı zamanda DEAŞ’lıları da taşımış mıdır?

Sesli Dinle
A -
A +
Bu köşedeki en son kaleme aldığım ‘O manşeti boşuna atmadılar’ isimli yazıda (*) ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley’in Suriye’deki ve ABD Savunma Bakanı Llyod Austin’in Irak’taki resmî ziyaretlerine temas ederek sınırlarımızın güneyinde kurgulanmaya çalışılan terör kuşağı projesinin hız kesmeden devam ettirildiğini kaleme almıştım.
Her iki resmî ziyarette iki resmî yetkili de burnumuzun dibindeki faaliyetlerini DEAŞ üzerinden izah etme yüzsüzlüğü telaşındaydılar. Bu açıklamaların muhtevası ‘DEAŞ'ın tamamen bitirilmesi meselesine odaklıyız.
 
Askerî çalışmalar tek başına DEAŞ'ın bitirilmesini garanti edemez. ABD'nin Irak'taki varlığına herhangi bir saldırı da DEAŞ'la mücadeleyi aksatabilir’ gibi sürekli ısıtılarak önümüze konulan bir temcit pilavına dönüşmüştür.
 
Tam bu yazının bu köşede yayınlandığı saatlerde Irak’ın Duhok vilayeti Çemelka kasabası yakınlarında iki helikopter kazası meydana geldi. Söz konusu kaza sonrasında dokuz PKK/YPG’li terörist öldü.

Hani YPG ile PKK farklı örgütlerdi?

Peki YPG ile PKK farklı örgütlerse, bu teröristlerin TSK’nın PKK terör örgütüne karşı amansız bir mücadele verdiği Duhok-Çemelka kırsalında ne işi var?
 
Bu teröristlere bu helikopterleri kim verdi?
 
Ne maksatla verdi?
 
Helikopterler kimin envanterinde ve pilotları kimlerdi?
 
Düşen helikopterin kaza kırım görüntülerine bakıldığında helikopterin Eurocopter AS 350 modeli bir helikopter olduğu anlaşılıyor. Helikopterin hangi devlete ait olduğu hâlihazırda bir muamma zira ne Irak ne ABD ne de başka bir devlet henüz “Helikopter bize ait” diyemedi. Elbette bu bilinmezlik sonsuza kadar devam etmeyecek hatta siz bu yazıyı okurken bu konu açığa kavuşturulmuş bile olabilir lakin helikopterin anti-DEAŞ koalisyonuna ait bir helikopter olma ihtimali oldukça yüksek gözüküyor.
 
Suriye’deki YPG kaynakları ise mezkûr teröristlerin o bölgede DEAŞ’a karşı mücadele kapsamında bulunduğunu, uzman değişimi yapıldığını ileri sürdü.
 
Konu oldukça açıktır, uzman değişimi dediği teröristlerin koordine toplantısı ve muhtemelen terörist değişimi konusudur.
 
Bahanesi ise DEAŞ ile mücadeledir.

Çekiç Güç’ten günümüze

ABD’nin terör örgütü PKK ile olan ilişkisi ta Çekiç Güç Harekâtı döneminden bu yana bu ülkede çokça yazıldı ve konuşuldu ama geldiğimiz noktada DEAŞ ile mücadele altında terörün gözümüzün önünde desteklenmesi faaliyetlerine ve terörün koordinasyonuna açıkça şahitlik ettiğimiz zamanlardan geçiyoruz.
 
Öyle ki, Savunma Bakanı Hulusi Akar geçtiğimiz gün çok açık bir şekilde ‘PKK/YPG destekçileri, teröristlere helikopter vererek bir kez daha suçüstü yakalanmışlardır. Bunların beyhude çabalar olduğunu artık anlamaları lazım’ diyerek bir kez daha kral çıplak demiştir.

Neden helikopter?

Bu teröristler neden helikopter kullanarak kendilerine uzanan yardım elinin ifşa olmasına sebep olmuşlardır?
 
Bugüne kadar Japon malı arazi araçları ile hem Irak’ta hem Suriye’de cirit atan terör örgütüne ne oldu ki kendisine destek veren güçleri çok büyük bir riske sokarak helikopter kullanmak zorunda kaldı?
 
İşte bu iki kritik sorununda cevabı Türkiye’nin uyguladığı terörün kaynağında kurutulmasına yönelik uyguladığı savunma ve güvenlik siyasetidir. Irak’taki irili ufaklı tesis edilen TSK üsleri, bu kapsamda icra edilen Pençe Kilit Harekâtları ve MİT’in bu bölgede inşa ettiği muazzam kapasite Kandil-Sincar-Suriye ve Türkiye arasında kalan bölgede PKK hareketliliğini âdeta sıfırlama noktasına getirmiştir.
 
Ayrıca Suriye’de TSK’nın icra ettiği harekâtlar ile Suriye’de terör koridoruna vurduğu darbeler ve yine MİT’in bu bölgede inşa ettiği kapasite Suriye’deki YPG/PKK kadrolarını âdeta felç etmiştir.
 
Bu yüzden Suriye ile Irak arasındaki terörün koordinesini sağlayanlar, terör hareketliliğini ve trafiğini zaruret hâllerinde emniyetli vasıtalar ile sağlamaya başlamışlardır.

Sadece helikopter mi?

Söz konusu terör trafiğinin koordinasyonunda sadece müttefikimiz olduğu iddia edilen ülke veya ülkelerin helikopterleri mi kullanılmaktadır sizce?
 
Bu saatten sonra her bir anti-DEAŞ hava unsuru potansiyel bir terör örgütü taşıyıcısıdır.
 
Bu saatten sonra Irak-Suriye hattındaki her bir ABD aracı ya da özel askerî firma araçları terör örgütünün bir bölgeden diğer bölgelere naklinde kullanılan birer unsur olabilir.
 
Durun daha bitmedi.

Taşıdıkları sadece YPG/PKK unsurları mı?

Ya tavşana kaç tazıya tut siyaseti uygulamakta son derece mahir olan bu zihniyet aynı zamanda DEAŞ unsurlarını da varlığını ve etkisini arttırmak istediği bölgelere taşıyarak ve YPG/PKK ile çatıştırarak zemini hazırlıyorsa?
 
Öyle ya BBC haber kanalının 14 Kasım 2017 tarihinde ‘250 IŞİD militanı ve ailelerinin, ABD-İngiltere öncülüğündeki koalisyon ile Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) ortak operasyonuyla Rakka'dan güvenli bir şekilde tahliye edildiğini ortaya koydu’ diyerek fotoğraflarıyla ortaya koyduğu haber (**) de yalan değil ya…
 
(*) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/yusuf-alabarda/o-manseti-bosuna-atmadilar-637310
(**) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41978069
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.