Ahmet Yeşil: Gerçek sanatçı fiziğiyle konuşulmaz

Ahmet Yeşil: Gerçek sanatçı fiziğiyle konuşulmaz

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Ressam Ahmet Yeşil: Gerçek sanatçı, sanatın dışındaki fiziksel durumlarıyla öne çıkmaya çalışmaz. Ben de öyle yaptım. Bana bu durum üzerinden teklif edilen ödülleri bile reddettim. “Siz Hawking’e engelli ödülü verebilir misiniz?” dedim.

MURAT ÖZTEKİN

Ahmet Yeşil, Anadolu’da yetişen ama başta ABD olmak üzere dünyanın farklı lokasyonlarında tanınan ve eserleri sergilenen bir ressam... Fiziki engellerine rağmen sadece sanatıyla konuşulan Yeşil, kendisiyle özdeşleşen halatları merkezine aldığı eserleriyle tanınıyor. Biz de Mersin’de yaşayan ressam Yeşil’den sanat hayatını dinledik...

> Anadolu’da başlayan resim kariyerinizin meyveleri Türkiye’ye, hatta dünyaya taşındı... Bu hikâyede size güç veren en mühim şeyler nelerdi?

Çalışma disiplinimi geliştirmek için muhteşem bir kitaplığa sahip oldum. Birçok şeye umutla çabalayarak ulaşmaya çalıştım. Yeteneğiyle kendi ifade etmeye başlayan insan; kendini, çevresini, her şeyi soruşturmaya başlıyor. Birey olmanın farkına varıyor ve dünyaya farklı bir pencereden bakıyor. Sanat paylaşıldığı zaman çoğalıyor anlam ve değer kazanarak yüceliyor.

AT KUYRUĞUNDAN FIRÇA YAPARDIK

> Peki Anadolu’da ressam olma serüveninizde ne gibi zorluklar yaşadınız?

Dünyanın 23 ülkesinin 35 şehrinde sergiler açtım; sempozyumlara katıldım. Oradaki sanatçılarla konuştuğumuzda her ülke sanatçısının farklı zorluklar yaşadığını öğrendim. Gerçek sanatçı için umutsuzluk yoktur. Umut, sanatsal kabiliyetinizdedir; onu kurcaladığınız zaman umudu da yakalarsınız. Sanatçının sezgileri, görme yetisi baktığı her şeyden malzeme çıkarabilir. Elbette o zamanlar kaliteli boya ve tuval bulmak bir hayaldi. Yerli boyalar kullanır, şeker çuvallarından tuvaller yapardık. İmkânım olmadığı zaman kendi boyamı yapmaya çalışırdım. Fırçam bittiği zaman, beklemez, at kuyruğundan fırça yapardım. Türk resminin ustaları da zamanında bu sıkıntıları yaşamıştır.

> Böyle olunca herhâlde işinizin kıymeti daha çok artıyor...

İşinizin kıymeti, eserin gücündedir. Malzeme eserin uzun yıllar sağlıklı kalmasının aracıdır. Kaliteli malzeme, üst düzey bir sanat eseri üreteceğiniz manasına gelmez. Evet, bugün piyasanın en kaliteli malzemelerini kullanabiliyorum ama eski zorlukları yaşamasaydım belki kıymetini bilemezdim.

HALATLAR KİMLİK OLDU

> Resimlerinizin merkezinde uzun yıllardır halatlar var. Halatları sizin hayata tutunma çabası olarak yorumlamak mümkün sanki... Sanat sizi nasıl hayata bağladı?

Aslında sanat bütünüyle hayata tutunmak demek. Halatlar benim Anadolu medeniyetlerinden ilhamla yaptığım eserlerin içerisine 1980’lerde dâhil oldu. Böyle yaparken “Bunların üzerinden durayım, bakalım ne çıkacak” diye düşündüm. Kurcalaya kurcalaya, ortaya başka bir şey çıktı. Sonunda sanatıma kimlik katmaya başladılar. Halatlar artık kendini yenileyerek devam ediyor. Şimdi bütün fazlalıkları giderek anlatmaktan anlamaya saf bir soyut ifade kaldı.

> Ama bu esnada da 43 sene geride kalmış. Hayatınızda trajik olaylara göğüs gerdiniz. Geriye baktığınızda ne görüyorsunuz?

Hayatın neler getireceği belli olmuyor. Sağlık ve sosyal sıkıntıları farklı yöntemlerle aşmaya çalışıyorsunuz. Yeter ki siz kendinizi zorlayın bakalım; neler çıkacak. “Yapamam, edemem” mantığı bana hep ters gelmiştir. Deneyeceksin, araştıracaksın, kurcalayacaksın... Böylece kendi içinden başka bir ben çıkacak.

> Birçok ismin aksine sanat dünyasında fiziki engelleriniz üzerinden kendinizi tanıtmaktan ısrarla uzak duruyorsunuz. Bunun arkasında nasıl bir düstur var?

Gerçek sanatçı, sanatın dışındaki fiziksel durumlarıyla öne çıkmaya çalışmaz. Ben de öyle yaptım; o tür şeylere hiç girmedim. Bana bu durum üzerinden verilmek isteyen ödülleri bile reddettim. “Siz Yaşar Kemal’e, Hawking’e engelli ödülü verebilir misiniz?” dedim. Sanatçının sanatıyla anılmasından daha doğal bir şey olamaz. Onlar benim sıkıntılarım, benim şartlarım. Kimseyi ilgilendirmez.

GÜNLÜK UYKUM 2,5 SAATİ GEÇMEZ

Ressam Ahmet Yeşil “Günlük uykum 2,5 saati geçmez. Devamlı konsantrasyon hâlindeyim. Eserlerimi yaparken ilk başlarda atölyemde yalnızlık isterim. Fırçamın çıkardığı ses benim için resital gibidir. Bazen yemeği unuttuğum olur. Zaten gücümü yerinde tutacak kadar yerim” diye konuşuyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...