“Bilmiyorlar, bilseler yapmazlar!..”

A -
A +
Şam'da yetişen büyük velîlerden Ahmed Kâdirî hazretleri 1596 senesi ramazân-ı şerîf ayında, Dımeşk'te vefât etti.
Bir gün deniz kenarında, talebeleriyle oturuyordu.
Sohbet ediyordu.
O ara bir gemi göründü uzaktan.
Yolcular, çalgı çalıp eğleniyorlardı.
Sesleri bunlara da geliyordu.
Talebeler üzülüp;
“Hocam! Bir bedduâ edin de, deniz yutsun onları” dediler.
Büyük velî;
“Hayır, biz bedduâ yerine, duâ edelim” buyurdu.
Gençler şaşırdılar!
Ve sordular:
“Neden hocam?”
Mübârek zât;
“Bilmiyorlar, bilseler yapmazlar” buyurdu.
Sonra el açıp;
“Yâ Rabbî! Bu kullarını dünyâda böyle neşelendirdiğin gibi, âhirette de neşelendir” dedi.
Böyle duâ etti.
Yalvardı Rabbine.
O böyle der demez, gemide olanlar, eğlenceyi bıraktılar.
Sazlarını kırıp denize attılar.
Az sonra gemi sâhile yanaştı.
O çalgı çalıp eğlenenler, çıktılar gemiden.
Doğruca bu zatın yanına geldiler.
Üzgün oldukları belliydi.
Çok pişmân idiler.
Gözyaşları içinde;
“Ne olur efendim, bize İslâmiyeti anlatın. Bilmiyorduk. Bilseydik hiç yapar mıydık?” dediler.
Huzûrunda tövbe ettiler.
Ve talebesi oldular bu büyük velînin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.