Seksen milyonda 1 vatandaş, göle maya çalıyor!

Feridun Ağabey, bu derdimi başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sayın Maliye Bakanımız ve konunun muhataplarına arz ederseniz sevinirim.

Derdim şöyle ki altı ayda bir yapılan emekli maaşlarına enflasyon zamları, bu hâliyle çok maaş alanları ihya, az maaş alanları kahrediyor!..

Bu zamlar niçin seyyanen verilmez de yüzdeli olarak verilir? Yüzdeli olarak yansıtıldığında az maaş alan az zam, çok maaş alan çok zam alıyor. Emekliye %5 zam yapılmış olsa asgari 1.050 TL maaş alan emekliye 52,5 TL. En yüksek emekli maaşı 4.900 TL olan bu emeklilerimize ise 245 TL zam olur. Ama fırından az emekli maaşı alana ekmek 1,25 TL, en yüksek emekli maaşı alana da 1,25 TL satılmıyor mu? Yani piyasadaki ihtiyaç maddeleri az alana ucuz, çok alana pahalı verilmiyor ki, herkes aynı fiyattan alıyor.

Diyorum ki geliniz ocak ayından itibaren emekli maaşlarına seyyanen artış verin. Düşük maaş alanların duasına mazhar olun. Bakın bunun hesaplaması da kolaydır. Diyelim ki hazineden, %5 emekli maaşı zammı için çıkan paranın toplamı 1 trilyon lira ise bu rakam 12 milyon emekliye bölündüğünde 83,3 TL eşit miktarda herkes zam almış olur. Böylece az maaş alana az zam, çok maaş alana çok zam devri kapanmış olur... Sesimizi kim duyar kim duymaz bilemem ama, biz yine de Nasrettin Hoca merhum gibi göle maya çalalım, ya tutarsa! Saygılarımla...

 

  

 

“Sayın Feridun Ağabey, önce selam ve sevgiler. Derdimiz yerel seçimler öncesi Ankara için gerçekten çok önemli olan ve milletin burnundan soluduğu doğalgaz saatleriyle ilgili. Yıllar önce doğalgaz saatlerini 300 dolar karşılığında bizlere sattılar  (kartlı) şimdi ise o saatleri mekanik saatlerle değiştiriyorlar. Ama ne yazık ki şimdi de değiştirdikleri saate 400 TL alıyorlar. Buradan soruyorum yetkililere, neden önceki saatlerle bu saatleri takas etmiyorlar? Akıl sır ermeyen bir durum değil mi? Buradan devlet büyüklerine sesleniyorum. Bir an önce bir çözüm bulunsun bu yanlış uygulamaya. Millet bu kadar zengin değil. Saygılarımla.”

 

 

 

“Feridun Ağabey, yolunuz düşüp de E-5’ten giderseniz orta refüjlerin bulunduğu yerlere bir bakmanızı rica edeceğim. Refüjlerin altı yol boylu resmen sigara izmariti dolu. Ben de önümdeki bir minibüsün şoförünün sigara paketini buruşturup camdan yola atmasıyla fark ettim. Hiç sorumluluğu olmayan bu sürücü biraz sonra da sigara izmaritini fırlatıp attı ileride… Sonra kahrolarak baktığımda gördüm ki oralarda bırakın sigara izmaritini, buruşuk sigara paketlerini çikolata ambalajlarından teneke bira kutularına varana kadar ne ararsanız var… Bilmiyorum buraları belediye temizliyor mu? Yoksa yağmur sularına kadar öyle mi kalıyor? Ama koskoca İstanbul’da kimse İstanbul’u sahiplenmiyor. Kimse İstanbul’a acımıyor. Herkes bu şehrin üzerinden para kazanıyor iş yapıyor koşuyor koşturuyor ama hemen hiç kimse İstanbul’a en ufak bir vefa göstermiyor… Sayın Cumhurbaşkanımıza buradan arz etmek istiyorum. Sizin sevdanız olduğuna yürekten inandığımız İstanbul’u, İstanbul’a saygısız olanlardan kurtarın ne olur. Araçlara kamera zorunluluğu mu getirirsiniz bilemem ama yol boyu şehri kirleten, trafikte magandalık yapan, kuralları ihlal edenleri tespit edip yaptırım uygulamak gerektiğine inanıyorum. Saygılarımla.”

 

 

 

Feridun Ağabey, Ankara Pursaklar ilçesinden yazıyorum. 29 yıllık din görevlisiyim. Sizlere mağduriyetimizi daha önce 17.02.2017 tarihinde “Profesyonel dolandırıcı mağduruyum!” başlığında iletmiştik ve köşenizde yayınlamıştınız. https://turkiyegazetesi.com/yazarlar/anlat-derdini-feridun-agabey-e/595546.aspx

Dolandırılmam ve yakınlarımdan kalan taşınmazlarla ilgili hukuki süreçte sizden bir kere daha sesimizi duyurmanızı istiyorum. Değerli büyüklerim hâkimlerim, savcılarım bizlerin sesine niye duyarsız kalıyorlar. Sizin aracılığınızla Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül Beyefendiye arz ediyorum. Dolandırıcılardan benim gibi mağdurların hakkını kim soracak. Arz ve talep ediyorum. Saygılarımla.