Cem Buba

Eskişehir-Fener maçı neyse, bu maç da oydu! Trabzonspor, Bursa maçında bir şeyler arayanlar, aynı şeyleri Eskişehir-Fenerbahçe maçı için de söylemişlerdi. Sütte leke var (!) ama bu maçta asla!

Trabzonspor için geri sayım başladı. Galatasaray galibiyeti, Trabzon için şampiyonluk maçı kadar önemliydi. Şimdi bana göre Trabzonspor'un önünde çok önemli iki karşılaşması var. Bunları kazanması durumunda, Trabzonspor yüzde 51 şampiyon! Bunlardan birincisi, Bursa, ikincisi ise Eskişehirspor.

Eskişehir, Fener'e hafif geldi. İki takımın dengelerine baktığınız zaman, uçurumlar var... Fenerbahçe, sanki Barcelona, Eskişehir ise tipik bir Türk takımı. Eskişehir, bu Fener'le, ancak 10 kişi kalması durumunda baş edebilirdi. Bence on bir on bir adaletli bir denge değil!

Trabzonspor bundan sonra kendi yolunu kendisi çizecek. Kalan 7 maçı kazanması durumunda Trabzonspor için mutlu sona ulaşmak anasının ak sütü gibi helâl olacak.

Galatasaray'ın ahı gitmiş vahı kalmış! Futbol bilgisine inandığım Bülent Ünder, bence bu takımı alarak resmen intihar etmiş! Ama ne yapsın, çakma antrenörlerin at koşturduğu bir ortamda yıllardır işsiz Bülent hoca! Bu görevi kabul etmesi, Ünder için son çare!

19. yüzyılın sonları; iki tekerleği bir manivela yardımıyla hız kazanarak yol alan "Velosipet"in, tarihin icadı olarak batı dünyasında yerini alması...

Trabzonspor, G.Birliği maçında bir ilki daha gerçekleştirdi. Manisaspor karşılaşmasında olduğu gibi Alanzinho, yine şahsi gayretiyle bir gol attı ve Trabzonspor'a hayat verdi.

TTrabzonspor "ölüp ölüp dirildi" ama şampiyonluk inadından vazgeçmedi. G.Birliği'ni yine tıpkı Manisaspor maçında olduğu gibi Alanzinho ile devirerek üç altın puan aldı.

Trabzonspor'un sezon başından beri sakatlıklar yakasını bırakmıyor. Şimdi de kaleci Onur sezonu kapattı. Bu, Trabzonspor için sezon başından beri yaşanan en büyük şanssızlık. Kale şimdi Tolga'ya teslim.

Trabzonspor bu stresle şampiyonluğu sonuna kadar kovalar mı bilemem ama kümede kalma mücadelesi veren Kasımpaşa önünde zaman zaman adeta titredi...

Trabzonspor'un, Beşiktaş karşısında gösterdiği direnç ve kazanma azmi, alkışlanacak cinstendi.

Fenerbahçe'yi yorumlamak hem zevkli, hem de çok kolay! Zevkli; çünkü sahada ayaklarıyla sanat yapan yıldızlar topluluğu, kolay; çünkü kalemin kendiliğinden sana fırsat bile tanımadan çok güzel şeyler üretiyor! Alex, tepeden tırnağa futbolcu. Dün gününde olmadığı halde yine attı ve çok kritik bir golün de asistini yaptı. Yani maçı koparan adamdı. Alex'in kornerleri bile yarım penaltı kadar

Şampiyonluk az gol yemekten geçer. Dünyada şampiyon olan takımlar, çok gol atarak değil az gol yiyerek bu başarıyı elde ediyor.

Trabzonspor, Sivas, Manisa maçlarından beri çekirge gibi bir zıpladı iki zıpladı, Kayseri önünde yere çakıldı... Şampiyonluğa oynayan takım attığı golün arkasına sığınmaz.

Trabzonspor'un, F.Bahçe maçından sonra çok önemli dört maçının olduğunu, bunları kazanması durumunda şampiyonluğun en güçlü adayı olmaya devam edeceğini yazmıştım.

Şimdi kimse kalkıp da "Yok efendim, Trabzonspor futbol mu oynadı? Hak etmedi" gibi sözlerin arkasına sığınmaya kalkmasın. Çünkü hak edeni de görüyoruz! Bu saatten sonra futbol oynayıp kazanmamaktan, futbol oynamadan kazanmak çok daha iyidir. Çünkü değil bir puan, atılan her golün büyük bir anlamı var. Bu böyle olunca da ben dün Trabzonspor'un futbolunu şimdiye kadar oynadığı en mükemmel futbol olarak görüyorum.

Trabzonspor, Sivas karşısında kazandı ama bir şeylerin iyi gitmediği alınan üç puana rağmen çok açık göründü.

Trabzonspor'un, rakibi Trabzonspor... Gerçekten Engin-Burak kavgasında bu çok açık ve net görüldü. Ancak Trabzonspor bu maçı kazandıysa, bunu başta Burak'a borçludur. Golcü futbolcu, oynadığı mükemmel oyununu attığı iki şık golle süslerken, galibiyetin baş mimarı oldu. Burak'ın yanında yediği iki gole rağmen Onur ve sahadan ayrılıncaya kadar klas harektler yapan Engin de, bu alınan galibiyette büyük pay sahibiydi.

Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, nihayet başkan olduğunu hatırladı ve takımın haklarını savunmaya geçti. Bence biraz geç kaldı.

Trabzonspor, belli oldu, ikinci yarıda önce hakemi sonra rakibi yenmek zorunda... Hüseyin Göçek, dünkü yönetimiyle değil futbolcuları beni bile ekranda tahrik etti! İnanılmaz eyyamcılık yaptı. Trabzonsporlu futbolcuların rakip ceza alanı yakınında düşürülüşünü es geçerken, orta çizgideki bu tür pozisyonlarda düdüğünü çalarak Trabzonspor'un oyununu yavaşlattı.