Candaş köpekler!

A -
A +
Türkiye kanayan bir yarasıyla Gaziantep'te yaşanan elim olay sebebiyle yeniden yüzleşti. Sokak köpekleri ve yasak olan hayvanları besleyenler, toplumsal bir sorun hâline geldi. Dört yaşında bir çocuk evinin önünde yırtıcı Pitbull'lar tarafından parçalandı. İşin takipçisi olduk. Muhabir arkadaşımız Yılmaz Bilgen'in elde ettiği özel bilgi ve belgeleri tafsilatlı şekilde gazetemize aktardık. Öyle fotoğraflar ulaştı ki elimize, bırakın yayınlamayı bakmaya bile yüreğimiz el vermedi. Geçen yıl da meseleyi ısrarla gündeme getirmiş, mağdurların feryadını manşetlerimize taşımıştık. Ne var ki, değişen bir şey olmadı. Yazın hayvan hakları kanunu çıktıysa da sokak hayvanlarıyla ilgili düzenleme yapılmadı. 'Dişli' lobiler kazandı. O günden bugüne başıboş hayvanların çocuklara verdiği zararlara dair onlarca haber yayınladık. Sadece son bir ayda altı ayrı şehrimizde altı köpek vahşeti yaşandı. İki çocuk yoğun bakıma kaldırıldı. Yazık değil mi? Bereket Cumhurbaşkanı Erdoğan, en yüksek perdeden yerel yönetimleri uyararak gereğini yapmaları emrini verdi. Fakat bazı belediyelerin hayvanları toplayıp başka belediyelerin sınırlarına bırakarak mesuliyeti üzerlerinden attığını çok iyi biliyoruz. İstanbul'un şehre yakın ormanlık aralarına bir bakın, ne dediğimi anlayacaksınız. Her yer başıboş köpek kaynıyor. Zavallı hayvanlar soğukta, yağmurda, karda aç bekliyor. Hatırlayın, Kartal'da iki sene evvel kendilerine et getiren kadını parçaladılar. Kimileri öyle bir anafor oluşturuyor ki en küçük itirazda bulunan hemen "hayvan düşmanı" ilan ediliyor. Belediyeler bile çekiniyor bunların şirretliğinden. Metrobüste çift koltuğa kurulup İstanbul'u turlayan köpek, dokunulmaz ilan edildi. Şehrin en önemli gündemi oldu, reklamları yapıldı. Oysa beş kilogramdan daha ağır köpeklerin toplu ulaşım aracına alınması yasak. Küçük köpekler ise sahipleriyle, tasmalı ve ağızlıklı olmak şartıyla binebiliyor. İnanmayan açıp baksın, belediyenin internet sitesinde yazıyor. Siz korkmuyor olabilirsiniz ama başkası korkuyor. Çocukların ödü kopuyor. Kendini yola atıyorlar. Meseleye manşet haberimizle yeniden dikkat çektik. "Yandaş medya hedef gösterdi: Hayvan kıyımı talimatı verildi" diye yazdılar. Sanki köpekleri öldüren var! Sanki köpekler, milleti ısırırken adam ayırıyor, "Aaa bu yandaş, ısıralım. Bu CHP'li bırakalım" filan diyor. Bulduğunu parçalıyor. Biz vahşet haberleri yapmaktan bıktık. Bu iş artık lafta kalmamalı. Belediyeler samimiyetle el atmalı. Bakımlarını yapmalı. Ortalığı kendine ideoloji devşirip alan açmaya ve canlılara hürmet gösteren insanların duygularını sömürmeye çalışan şarlatanlara bırakmamalı.     Ya videolar olmasaydı?   * Muharrem Sarıkaya'nın gazeteci arkadaşımızı tokatladığı video kaydı yayınlanmasaydı... Sarıkaya hâlâ ortalıkta ahkâm kesiyor olacaktı. * Gaziantep'te köpeklerin saldırısının video kaydı ortaya çıkmasaydı... Ne sokak köpekleri milletin umurunda olacaktı ne yasak hayvanların beslenmesi... * Aksaray'da öğrencisini döven öğretmenin video kaydı ifşa edilmeseydi... Ne görevden el çektirilecekti ne hakkında jet iddianame hazırlanacaktı. Dövmeye devam edecekti. ... Tamam insanların sinir uçları dağlanıyor, toplum zamanla vahşet görüntülerine alışıp duyarsızlaşıyor ama dehşet de başka türlü anlatılamıyor.     Bir taşla birçok kuş   Türkiye enteresan bir ülke. Pazartesi günü "Dolar 19 lira olacak?" deniliyordu. Perşembe "9 olur mu?" diye sorar olduk. Muhalefet uzun bir süredir ataktaydı. Piyasalardaki dalgadan güç alarak gemilerini yürütmenin planını yapıyor, erken seçim çağrısında bulunuyorlardı. Algı kasırgası bir gecede kesildi. Erdoğan bir taşla birçok kuş vurdu. Hem 'kur'u kontrol altına aldı hem muhalefeti susturdu hem de yeniden 'gündem belirleyici güç' oldu.     Necmettin Abi   Necmettin Batırel, Türk basınının sıra dışı simalarından biri. Ben yirmi yıldır tanırım. Birlikte teşrik-i mesaide bulunduk. Meslek büyüğümüzdür. Çok babacandır, samimidir. Kızması bile tatlıdır. "Yavrum evladım" en bilindik cümle kalıbıdır. Ama adını, kendisinin de ifade ettiği gibi "Şakkadanak Necmettin"e çıkardılar. Dolar yirmilere doğru tırmanırken, ona yüklendiler. "Bekleyin düşecek" dedi, dediği gibi oldu. Uzun süredir sorayım diyordum. Necmettin Abi, "şak" esprilerine nasıl bakıyor? Kızıyor mu, alınıyor mu? Soru fikri röportaja dönüştü. Bugün gazetemizde yayınlanıyor. Necmettin Abi, gazeteciliğin keyfini çıkarmış mıdır bilmem. Ama anladığım kadarıyla fenomenliğin keyfini çıkarıyor...     Alev rengi gidişler   Cumhuriyet gazetesinde yine acayip şeyler oluyor. Gazete yönetimi bazı çalışanlarla yollarını ayırınca, yayın yönetmeni rest çekti. Çalışanlar geri alındı, yayın yönetmeni kovuldu. Birim amirleri, yayın yönetmeni dönmedi diye istifa etti. Spor müdürü yayın yönetmeni oldu. Yönetim, bazı muhabirlerle de yollarını ayırdı. 'İbriksever' yazar da müsaade istedi. Geride tekzip yemeye aday onlarca dava kaldı. Sanırım gidişlerinde bunun da payı var. Cumhuriyet'in haberciliğini beğenmem ve eleştiririm ama meslektaşlarımızın dayanışması takdir edilecek bir şey.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.