İnce’ye sahip çıkmadılar ama FETÖ tutuklusunun tam kadro arkasındalar

A -
A +
Ne acıklı.
CHP yönetimi tam kadro, FETÖ’cülükten tutuklanan ve görevden alınan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un arkasında yer aldı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan parti sözcüsü Faik Öztrak’a kadar “İftira bu, bizim aramızda Fetullahçı barınamaz” diyorlar.
Bilemeyiz onu, Burak Oğuz’un hakkındaki iddialar çok ciddi. Yargı sonucunu beklemek lazım ki ne Kemal Bey ne de partinin diğer elemanları yargıç değil.
Yani iftira demek için erken.
Oysa asıl iftira Muharrem İnce’ye atılmıştı. Hatırlatmaya gerek var mı? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı gizlice, gecenin 01.30’unda ziyaret edip CHP Genel Başkanlığı için yardım istediği iftirası.
İstihbaratı Talat Atilla vermiş, asparagasın ve yalan haberin duayeni, Sözcü başyazarı Rahmi Turan yazmış, Kılıçdaroğlu çıktığı televizyon programında “Olabilir, doğrudur, ben de duydum” demiş, Tuncay Özkan ile Engin Özkoç gibi yandan çıkmalar da İnce’ye çemkirip iftiranın üzerine cila çekmişlerdi.
Şimdi sormaz mı insan?
Cari CHP yönetimi neden FETÖ’den tutuklanan Burak Oğuz’un arkasında ve neden Muharrem İnce’nin karşısında, bunu anlamalıyız.
Daha doğrusu CHP tabanı anlamalı bunu.
CHP yönetiminin bu tutumu, küresel çetelerin isteği doğrultusunda ülkemizi dizayn etmek isteyen zihniyetin, partide, Atatürkçülüğü ulusal çıkarlarımızı koruyup kollamak ve millî kimlikle ayakta durmak olarak anlayan son Mohikanları da tasfiye girişiminin adıdır.
Ama ne yazık ki bugünkü CHP yönetimi parti tabanını zehirledi.
 
TUTUKLU ZİHİNLERİN PARTİSİ, CHP
Asya ve Afrika ülkelerine atfen kullanılan Captive Mind diye bir kavram var; TUTUKLU ZİHİN. Toplumların kendilerine ve kültürlerine olan güvenlerini tamamen yitirmiş olmaları hâlidir bu.
Alev Alatlı son eserinde(*) bunu anlatırken örnek veriyor:
Bir Afrika ülkesi vatandaşı olan Malay’ın, kulübesinin önünde biten kauçuk ağacından salgılanan latekse ilgi duyabilmesi için, onun Hollanda’ya gönderilip otomobil lastiği hâline getirilmesi gerekir.
Emperyalizm böyle bir şeydir. Siyasi ve ekonomik dayatmaların ötesinde zihinsel bir dayatmadır. Kişinin, dikkatini kendi toplumuna ait meselelere veremiyor olmasını özetler.
YÜZDE 75 MİLLÎLEŞEN SAVUNMA SANAYİ CHP’NİN HEDEFİNDE
CHP yöneticileri, etkiledikleri tabanlarını bu şuurla(şuursuzlukla) ve satılmışlık ruhuyla biçimlendirirken, onlara inanıp oy verenler de yukarıda özetlediğim zihin tutulmasının bariz birer örneğini teşkil ediyorlar.
Ülkemizin yüzde 75 yerlilik ve millîlik oranına ulaşan savunma sanayisini hedefe koydular. Tank üretimine iftirayla saldırdılar. İHA, SİHA, TİHA üretimine “Erdoğan ailesi savunma sanayini ele geçirdi” diye itibar suikastı yaptılar. Yerli helikoptere, obüslere, denizaltılara kulp üstüne kulp takıp iftiralar attılar.
SİHA’ların masum sivilleri öldürdüğünü bile söyledi CHP. Kastettikleri “masum siviller” PKK’lılardı.
YPG ve PKK sevdaları yüzünden Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarına da karşı çıktılar.
 
LİBYA VE DOĞU AKDENİZ’LE İLGİLİ YUNANİSTAN’LA ORTAK TEPKİ VERİYORLAR
Şimdi Libya ile anlaşma yapıp kıta sahanlıklarını birleştiren Türkiye’nin bu adımı Yunanistan’la birlikte en çok CHP’yi dumura uğratıyor.
Libya’nın meşru ve BM tarafından tanınan hükûmetinin Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın, Tobruk’ta konuşlanan ve CIA’e çalışan Halife Hafter çetelerinin(**) saldırılarına karşı Türkiye’den asker talebinde bulunması gündeme gelince yine CHP ortaya atılıyor:
“Ne işimiz var Libya’da?”
Doğu Akdeniz’deki gemilerimizin sondaj çalışmasına “Ne gerek var?” diyen de CHP yönetimi.
 
YURTTA SULH, CİHANDA SULH’UN CHP VE FETÖ İÇİN TERCÜMESİ, TAVŞAN PİSLİĞİ OL
Dediğim gibi CHP yönetimi şeytani bir ustalıkla kendisine inanan ve güvenen tabanını hamur gibi yoğuruyor ve onlardan âdeta utanç duyulacak kimlikler üretiyor. Vatanı için şehit düşmüş Kaymakam Muhammed Safitürk’ün Meclis balkonundan bir oturum izleyen babası Asım Safitürk’ün, sırf sarıklı olduğu için CHP’li, İP’li yöneticiler ve Cumhuriyet gazetesi tarafından linç edilmesi, bu ihanetin son kaydı oldu dün.
Çünkü Atatürkçülüğü yalnızca Anıtkabir’le, kılık kıyafetle ve ritüellerle çerçevelenmiş biçimciliğe ya da “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözlerine indirgiyorlar.
Bu slogan FETÖ ve CHP tarafından “Tavşan pisliği gibi kokmaz bulaşmaz ol, etliye sütlüye karışma, kıta sahanlığını bırak başkaları oynasın, YPG’yi tanı mutlu ol” diye tercüme ediliyor.
15 Temmuz darbe girişiminin çıkış noktası da buydu zaten.
 
CHP’Yİ KÜRESELCİ ÇETE’DEN GERİ ALMAK GEREK
CHP tabanının gelecekten ümidini kestiler.
Geleceğe güvensizlik insanları geçmişe daha sıkı bağlanmaya iter. Ünlü Dövüş Kulübü’nün (Fight Club) yazarı Chuck Palahniuk’un sözü bu.
Evet, CHP tabanının zihni geçmişe hapsediliyor ve o her şeyin kabul ettirildiği Türkiye’yi özlemesi sağlanıyor. Bazı CHP’li yöneticilerin “12 Eylül dönemi bugünden daha iyiydi” demelerindeki andavallığın sebebini burada arayabiliriz.
Böylesine uyuşturulmuş ve zihni hapsedilmiş bir kitleye gerçekleri anlatabilmek ancak içeriden mümkün olabilir. İşte bu yüzden küresel çeteler ve Pensilvanya tarafından teslim alınmış bu CHP yönetiminin yerine ulusal çıkarlara duyarlı isimlerin gelmesi gerekiyor.
Kurultay yakın, Muharrem İnce’nin durumu ortada. Yani durum yine ümitsiz.
(*) Alev Alatlı- NASİHATNAME II, Hafazanallah/ All American He-Man
(**) Kimse “Halife Hafter CIA’e çalışıyor da neden Rusya destekliyor?” demesin. Çünkü ortadaki hesaplar çok farklı, Rus paralı askerleri hikâyesi de. Bu ayrı bir yazı konusu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.