Yine “keşke” dememek için Mısır’la ilişkilere dikkat!

A -
A +
Gözden kaçmıştır belki, hatırlatalım.
Saadet Partisi’nin Twitter hesabından 21 Nisan 2021 tarihinde şu duyuru yapılmıştı:
Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvân-ı Müslimîn) Türkiye Sorumlusu Hammam Ali Youssef ve beraberindeki heyeti kabul etti.
 
Yine “keşke” dememek için Mısır’la ilişkilere dikkat!
Yine “keşke” dememek için Mısır’la ilişkilere dikkat!
Saadet Partisi Mısır’daki Nur Partisi’nin Türkiye’deki karşılığı.
Suudi Arabistan tarafından desteklenen ve fonlanan Nur Partisi Mısır’da ihanetin ve kalleşliğin nereden geleceği konusunda ibretlik bir deneyimdi İhvan’cılar için.
 
Yine “keşke” dememek için Mısır’la ilişkilere dikkat!
Yukarıda Başkan ve yardımcılarının fotoğrafını gördüğünüz Nur Partisi, önce Mursi'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemiş ama İhvan karşıtı 2. Tahrir başladığında da derhal İngiliz abileriyle onun kuklası Suudi hanedanından aldığı talimatla Mursi'nin karşısına geçmişti. Sisi darbeyle gelince de ilk iş olarak bir deklarasyon yayınlayarak Sisi’yi desteklediğini açıklamıştı. Sisi’nin büyük boy afişinin önünde hem de.
Bir de aşağıdaki fotoğrafa bakın. O da İbrahim Münir.
 
Yine “keşke” dememek için Mısır’la ilişkilere dikkat!
Türkiye’den yaptığı YouTube yayınlarıyla tanınan ünlü Mısırlı gazeteci Sabır Meşhur, son analiz yayınında İbrahim Münir’in Londra’da yaşayan bir Britanya elemanı olduğunu ve yurt dışında kendisini İhvan’ın temsilcisi diye tanıttığını söylüyor. Hakikaten de İhvan’ı nasıl sattığını ve geçmişteki Cemal Abdülnasır ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde Mısır istihbaratıyla birlikte çalıştığını itiraf eden konuşmalarının videoları var İbrahim Münir’in.
Saadet Partisi’ni ziyaret eden ve kendilerini Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvân-ı Müslimîn) Türkiye Sorumlusu olarak tanıtan Hammam Ali Youssef de İbrahim Münir tarafından yönetilen bir ekibin başı.
Onların İngiltere tarafından çok sevilen Temel Karamollaoğlu ile görüşmeleri çok da şaşırtıcı görünmüyor.
Mısır’daki İhvan bu oluşumun ana gövdesi ve doğal olarak bu “Dıştan yanmalı İhvancılar”la hiçbir alakaları yok. Ancak tam bir sinsilikle Mısır’daki gerçek İhvan-ı Müslimîn’inAK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı by-pass edip Saadet Partisi ile görüştüğü algısı oluşturulmak istenmekte.
İlginç ama yine Londra’da ikamet eden eski bir komünist İsrail milletvekili Azmi Anton Bişare kontrolünde bir başka çakma İhvan fraksiyonu daha mevcut.
İngiltere orkestra şefi gibi, biri olmasa diğeri mantığıyla Mısırlı Lawrence’larını şimdiden ayarlamış durumda. Bunun altyapısı öyle güzel hazırlanıyor ki takdir etmemek elde değil.
Örneğin, Arap televizyonlarına yalnızca Suudi Arabistan ile İngiltere kontrolündeki çakma İhvancılar çıkabiliyor. İhvan’ın ana gövdesi Arap televizyonlarında kendilerine yer bulamıyor. Çünkü amaç Mısır halkının kafasını karıştırmak. Şimdi bakıyoruz Türkiye’de de insanların kafası bulandırılmak isteniyor. Nitekim Suudi Arabistan’ın istihbarat kanalı MBC’de sürekli olarak Erdoğan’ın İhvan’dan uzaklaştığı propagandası yapılmakta. Bu durum Sisi karşıtlarını da etkilemekte ve hatta inandırmakta olmalı ki Mısırlı muhalif gazeteci Selim Azzuz da İbrahim Münir denetimindeki çakma “İhvan Türkiye temsilciliği”nin Saadet Partisi ziyaretinden yola çıkarak “İhvan Erdoğan’ı satışa mı getiriyor?” diye sormakta.
Gerçek İhvan’ın Türkiye’deki taraftarları ise büyük sıkıntılar içerisinde. Onlar bir yandan güçlüklerle başetmeye çalışırlarken diğer yandan da Türkiye’nin en güçlü illegal örgütü olan Bürokrasinin önlerine koyduğu engellerle boğuşuyorlar. Türkiye’de doğan çocuğuna oturma izni alamayan, kiralarını bile ödeyemeyen Mısırlı ailelerin perişan hâlini düşünün. Ama dış merkezlerden kontrol edilen bu türden çakma İhvancılara yanaşanların hayli rahat ettiğini de söylemeden geçmeyelim. Maalesef Türk bürokrasisi yabancılar devreye girdiğinde hemen gerekeni yapabiliyor. Masum Mısırlılar artık şuna inanmaya başladı:
Türk bürokrasisine iş yaptırmak istiyorsan yabancılardan yardım alacaksın.
Yabancı derken yanlış anlamayın, yabancı pasaportluları değil, içimizdeki ecnebileri kastediyorum ben.
Özellikle de Mısırlı gençler bu sıkıntıyı sırtlıyorlar. Ama onlar bir gün ülkelerine geri dönecekler ve Mısır’ı yönetecekler.
Acaba hangi hatıralarla dönecekler hiç hesap ediliyor mu?
Geçen gün yazdım. Sisi’nin iki tane piyonunu feda edip Türkiye’ye yakınlaşır gibi yapmasına büyük umutlar bağlayıp ülkemizdeki Sisi karşıtı televizyonları susturursanız bu soru daha da kuvvetli sorulmaya başlanacaktır önümüzdeki zaman diliminde.
İngiltere’ye bakıp ne yapılması gerektiğini anlamalı. Onlar Sisi’nin başta kalamayacağını, bunun çok yakın zamanda gerçekleşeceğini bildiği için İhvan’ı içeriden dönüştürecek ekiplerini kuruyor ve İbrahim Münir gibi karanlık piyonlarla hareket edip bu yolla Türkiye’yi bile dizayn ediyor.
Tamam, Türkiye-Mısır ilişkilerini normalleştirelim ama fazla umut bağlamadan, büyük anlamlar yüklemeden. Asıl faaliyet buna paralel biçimde yürümeli ve geleceğe yatırım yapılmalı.
Şöyle:
Sisi’nin artık daha fazla kalıcı olamayacağını bilip sadece İhvan’cılar değil Sisi karşıtı laik, solcu, liberal; tüm kesimlerle doğrudan ve sıkı bir iletişim kurulmalı.
Tekrar söylüyorum, dış siyaset densiz Yunan Bakan’ın ağzını payını vermeye endeksli bir iş değil. Toptan bir ilişkiler bütünü.
Görmüyor musunuz adamlar çakma İhvan ile iç siyasetimizde bile AK Parti’yi izole edebiliyorlar.
Gerisini siz düşünün!..
NOT: Bu bilgileri ünlü Mısırlı gazeteci Sabır Meşhur’un YouTube konuşmasından derledim. Benim Dışişleri’ne tavsiyem kendisini iyi izleyip dinlemeleri. Hatta davet edip ondan sürekli olarak brifing almaları.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.