Cümbüş başlıyor!..

A -
A +

Evet, uzun zamandan beri kısırdöngü içinde bulunan ve bundan dolayı da hiçbir çözüm üretemeyen sivil siyaset, siyaset dışından gelen baskı ve tepkilerin de zorlamasıyla, yeni bir döneme girmek üzere... Bu yeni dönemde ülkenin ihtiyacı olan siyasi güven sağlanabilecek mi, en önemlisi ameliyat masasında bekleyen büyük meselelere neşter vurulabilecek mi, bunları hep beraber gözleyeceğiz. Ancak gelinen noktada mevcut tabloya artık kimsenin tahammülünün kalmadığı için muhakkak bir değişim gerekiyor. Ve bu değişim için geri sayım başlamıştır. Hatırlayacaksınız Çarşamba günkü yazımızda, (... Bu böyle gitmez, gidemez, gitmemelidir!) demiştik. Öyle gitmeyeceğine, gidemeyeceğine dair, sadece son bir iki gün içerisinde kaydedilen gelişmeleri özetleyelim: Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir vatandaş, Başbakanın vesayet altına alınması için mahkemeye başvuruyor! (Bu vatandaş, ATO Başkanı Sinan Aygün...) Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Ecevit'in sağlığı hakkında doktorlar açıklama yapsın diyor. (Demek ki, Ecevit'in kendisinin yaptığı açıklamalar inandırıcı bulunmuyor!) Hükümetin diğer ortağı MHP'ye mensup Sağlık Bakanı Dr. Osman Durmuş da Başbakan'ın rapor alarak bir süre dinlenmesini tavsiye ediyor. AK Parti, Ecevit'in Başbakanlık için fiziksel ve zihinsel yeterliliğe sahip olup olmadığına dair Meclis araştırma önergesi veriyor. SP ise Başbakan'ın Hüsamettin Özkan'a vekalet vermesini teklif ediyor. Ediyor ama, bir süreden beri Rahşan Ecevit tarafından kara listeye alındığı iddia edilen Özkan'a aynı saatlerde DSP Grup Başkanvekili tarafından ihanet suçlaması yapılıyor. Tabii Emrehan Halıcı ve arkadaşlarının bu açıklamayı yapmadan evvel Rahşan Ecevit'le uzun bir görüşme yaptığını, yani brifing aldığını da hatırlatalım. Özellikle Rahşan Ecevit'e yönelen suçlama ve baskılara karşı bu arada DSP'den dokuz hanım milletvekili de reaksiyon gösterdi. Bir süre önce Bülent Ecevit'e çekil diyen DSP'li muhalif dokuzlara nazire yaparcasına... Görülüyor ki, DSP'de kılıçlar artık açıktan açığa çekilmiş durumda. Bölünme veya parçalanma kaçınılmaz gibi görünüyor. ÖZKAN-CEM-DERVİŞ triumvirasına karşı, Rahşan Ecevit, Şükrü Sina Gürel'i veliaht olarak alttan alta hazırlıyor gibi. Bu arada Derviş'in siyasete ısınma turları da iyice hızlandı. Kendi ifadesine göre siyasetteki belirsizlik üç-beş hafta içinde giderilmiş olacak. Hayli iddialı bir beyan! Ancak, bütün bu beyan, iddia, ifşa ve gelişmelere karşı, Ecevit'in hâlâ daha çekilmemekte direnmesi ve "Görevimin başındayım, vekalet vermeye de gerek yok. Siyasette belirsizlik diye bir durum da sözkonusu değil. Derviş'in tereddütleri de ekonomi zirvesinde giderildi..." şeklinde açıklama (Dikkat, dil sürçmesine karşı tedbir olarak, bu yazılı bir açıklama idi) yapmasını nasıl izah etmek lazım? Bize göre Ecevitlerin direnişi artık akıntıya kürek çekmekten farksız. Bu tam da böyle, zira; Metal-İŞ Başkanı Mustafa Özbek; "Konuşan, söyleneni anlayabilen ve yürüyebilen bir başbakan istiyoruz..." diye 550 milletvekiline çağrıda bulundu. Hem de 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in de hazır bulunduğu bir törende. Ve DSP ile MHP'li vekillerin tepkilerine rağmen... Yani demektir ki, benzer çıkışlar rahatsız edici şekilde artacaktır. The Times gazetesinin belirttiği gibi, "Türkiye'nin problemleri hasta yatağından çözülemez." Hele IMF Başkanı Köhler'in kâbus senaryosu var ki, hafazanallah!.. Bu kâbus Türkiye ile Brezilya'nın borçlarını ödeyememe tehlikesidir. Hayır hayır, bu böyle gitmeyecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.