Medya katliamı!..

A -
A +

ABD ve İngiltere'nin Irak'ta sürdürdüğü gayri meşru savaş iyice zıvanadan çıktı... Başından beri, misket bombalarıyla, gelişigüzel füze atışlarıyla sivillere büyük zarar veren koalisyon güçleri, son günlerde medya mensuplarına karşı başlattığı saldırılarla adeta katliam yapıyor! Yalnızca son iki günde koalisyon güçlerinin saldırısı sonucu üç gazeteci öldü, ondan fazla da yaralı var. Bağdat'ta gazetecilerin kaldığı Filistin Oteli'ne tank ateşi açarak iki gazeteciyi öldürdüler ve üçünü de yaraladılar. Saldırı sonrasında çeşitli yalanlara başvurmasına rağmen, olayı daha fazla saklayamayacağını anlayan ABD, tank ateşi açtığını itiraf etmek zorunda kaldı... Otelden kendilerine ateş açıldığına dair iddialarını da kimse ciddiye almadı. Çünkü bu iddiayı bizzat gazeteciler yalanladı. Katar'daki askeri sözcü, gelen tepkilere karşı, "Bu bir kent savaşıdır. Sivil kayıplar normaldir..." klişe lafından başka verecek cevap bulamadı. Katar'ın bu saldırılarla ilgisi iki yönlü. Merkez komutanlığı bu ülkede bulunan Amerikan ve İngiliz güçlerinin en fazla hedef aldığı medya kuruluşu da yine buradan yayın yapan El Cezire televizyonu oldu! Irak'taki savaşın gidişatıyla ilgili olarak verdiği cesur ve tarafsız haberlerle işgalci güçlerin canını sıkan El Cezire televizyonu, 20 gün içinde tam üç defa hedef alındı. Bir süre önce Irak'ın güney bölgesinde ekip arabasına ateş açıldı ve bir muhabiri kayboldu. Önceki gün yine Bağdat havaalanına giden El Cezire arabasına ateş açılarak muhabiri vuruldu. ABD'nin öfkesi yine de dinmedi ve Bağdat'taki El Cezire ofisini de bombalayarak muhabiri Tarık Eyüp'ü öldürdü. Afganistan savaşı sırasında da, ABD kuvvetleri, El Cezire'nin verici istasyonunu füze ile vurmuşlardı. Çünkü El Cezire bu ülkenin hiç de hoşuna gitmeyen haberler yapıyordu. Yani, gerçekleri duyuruyordu!.. Amerika ayrıca diğer bir Arap televizyonu olan Abudabi TV'nin ofisini de bombaladı. Hiçbir kanun-kural tanımayan bu zorbalık nereye varacak acaba? Bütün bu vahşi saldırılar sürerken, İrlanda'da bir araya gelen Bush-Blair ikilisi; pişkince "Irak'ta yeni bir gün doğuyor!" diyebildiler. Yani basın özgürlüğü, demokrasi vs. Bush ile onun koltuk değneği Blair'in istediği gibi olmalı... Aksi halde tank ve toplarla, füzelerle etkisiz hale getirilmesi kaçınılmaz oluyor. Şimdi bakalım Cenevre Anlaşmaları, Lahey Sözleşmeleri vs. ne kadar gündeme gelecek? Medya kuruluşları bu vahşi saldırılar karşısında nasıl bir tepki koyacak? Daha da önemlisi, ülkemizdeki medya mensupları neler söyleyecek? Özellikle, bir asır önceki Amerikan ve İngiliz muhipleri cemiyetlerini kuranların bugünkü mirasçıları, savaş lobisinin ateşli üyeleri ne diyecek? Amerikan hayranlığına ve güce tapmaya devam mı edecekler? Onları kızdırmamak için meslektaşlarının kanını görmezden mi gelecekler acaba? Merak ediyorum doğrusu... Bazıları diyebilirler ki, Irak'ın füzesiyle de iki gazeteci öldü. Doğrudur; ancak o gazeteciler, koalisyon askerleri ile birlikte hareket eden, "Embedded" dedikleri, askeri birliklere iliştirilmiş, eklenmiş gazetecilerdi. Yani askeri hedef teşkil ettiklerini bile bile Amerikan ve İngiliz askerleriyle birlikte hareket ediyorlardı. Sivillerin içinde değillerdi. Bu, tamamen farklı bir olaydır ve savaş kurallarına aykırı bir durum yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.