Panik yok, tedbir var!..

A -
A +
    Koronavirüs salgını dünyada hızla yayılıyor. Ülkemizde de etkileri her geçen gün daha net biçimde görülürken, insanların korku ve endişeleri artıyor. Unutmayalım; “Korkunun ecele faydası yok…”   Bazı insanların heyecanını kontrol etmesi mümkün olmuyor… Hele hele olağanüstü bir durum söz konusu ise, psikolojik bazı ‘pat’lara sahip olan kişiler, dengeli hareket etme bilincini koruyamayıp, tuhaf davranışlar sergileyebilir. Umreden dönen birkaç vatandaşımızın karantina altına girmekten kaçmaya çalışması, bir vatandaşımızın aynı şekilde, beş yaşındaki küçük kızını hastaneden kaçırmaya çalışması vs. Bir de kişilerin kendi özel dünyası ile sınırlı kalan, topluma yansımayan durumlar var ki, herhâlde çok daha yaygın olmalı… Mesela salgın korkusu sebebiyle, temizlik ve dezenfeksiyon konusunda aşırıya kaçmak, ölçüyü büsbütün kaçırmak, bir takıntı ve saplantı seviyesine çıkarmak… Normal şartlar altında da bu tarz sıkıntıları olan insanlar vardır. Ancak sayıları genele göre fazla değildir. Koronavirüs salgını sebebiyle, medya organlarının da körüklemesiyle, insanlar enfeksiyona karşı korunmak için, kimi zaman faydasız ve hatta zararlı olabilecek kadar işi abartıyor. Bu konuda tıp uzmanlarının söyledikleri de, doğrusu çelişkili ve kafa karıştırıcı olabiliyor. Birinin tavsiye ettiği birtakım uygulamaları diğeri tam tersine sakıncalı bulduğunu ifade ediyor. Tabiatıyla vatandaşın kafası iyice karışıyor. Market raflarının anlamsız yere boşaltılması yani evlerde lüzumsuz yığınak yapılması, umumi vasıtalarda bir kişinin öksürmesi veya aksırması sebebiyle ortalığın karışması ve benzeri rahatsız edici olaylar, bazen bireylerin ruh yapısı bazen de toplumsal yanlış etkilenmelerden kaynaklanan sonuçlardır. Bunların hepsi ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken problemler… Günümüz dünyasında, haberleşme araçlarının muazzam ölçüde gelişmiş olması, iletişim bakımından bütün sınırları ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla yeryüzünün en ücra köşesinde yaşayan bir kimse, başka memleketlerde neler olup bittiğini çok rahat ve ayrıntılı biçimde takip edebiliyor. Mesela farklı ülke ve toplumların bu son salgın dolayısıyla ortaya koyduğu davranış biçimi ve verdiği tepkileri hep birlikte izliyoruz. Bize şaşırtıcı ve tuhaf gelen pek çok tabloyu ibretle, bazen hayretle izliyoruz… Bize en uzak ülkelerden biri olan Avustralya’da, karantina altında olduğu binanın penceresinden atlayan vatandaşın görüntüsü tam bir dramdı. Şu hâle bakar mısınız; Amerika Birleşik Devletlerinde, insanlar, virüs salgınına karşı en fazla tuvalet kâğıdı stoku yapıyor!.. Bunun yanında makarna vb. gıda maddeleri alıyor. Bir de silah ve mermi!.. Evet, yanlış okumadınız, silah ve mermi stoku yapıyorlar. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde, marketlerdeki tuvalet kâğıdı kavgaları fazlasıyla ön planda… Kimileri kendi açılarından bu tabloları yorumlayarak, başkalarına tavsiyelerde bulunmaya çalışıyor. Bunları hepsi anlaşılabilir durumlar. İşin tam özünü kavramak istiyorsak, korku; panik ve her türlü endişelerimizi kontrol altında tutarak, gerçekçi olmaya çalışmalıyız. Bu sıkıntılı dönem elbette geçecek. Önemli olan fazla hasar almamak!.. Çok çok ünlü bazı insanların (sanatçı, sporcu, iş adamı vb.) da küresel salgından etkilendiğini, kimilerinin büyük telaş gösterdiğini görüyoruz. Ama bu telaş ve korku sonucu değiştirmiyor. Demek ki zengin de fakir de bu hastalığa yakalanabiliyor. Hepsi için korunma ve tedavi yöntemi aynı. En başta da, yetkili kurumların uyarılarına kulak vermek ve tavsiyelerine sıkı sıkıya uymak. Böylece hem kendisinin hem de toplumun sağlığını korumak. Bu bir mecburiyet… Kamu sağlığını korumaya dair kurallara uymamak, kanunlarla cezalandırılıyor. Maalesef, bazı vatandaşlar bu konuda hiç de bilinçli görünmüyor. Öyle ki, polis marifetiyle kişileri karantinadan kaçırmak gibi teşebbüsler dahi vuku buluyor. Münferit de olsa, bu türden olaylar düşündürücü… Sosyal medyada dolaşıma sokulan trajikomik görüntüler var. Bunların bir kısmı düzmece ve montaj olabilir. Belli ki her şartta espri yapma kabiliyetini göstermek isteyenler de var. Bu fena bir durum da değil. Ama bazı memleket gerçekleri, komik olmaktan ziyade fazlasıyla üzücü. Dünya çok ciddi bir afet yaşıyor. Memleketimiz de maalesef bundan kendi payını alıyor. Belki henüz bu salgının başındayız. O sebeple bazı şeyleri yeterince görememiş ve anlayamamış olabiliriz. Ama bilelim ki bu işin şakası yok! Yersiz korku ve paniğe kapılmadan, doğru tedbirleri bütün imkân ve kabiliyetlerimizle almaya çalışalım. Bakınız Çin, çok ürkütücü boyutta maruz kaldığı bu salgında, dikkate değer bir başarı hikâyesi ortaya koydu. İnşallah ülkemiz de, en hafif hasarla bu afetten kurtulur…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.