Churchill’in heykeli yıkılsa ne olur?

A -
A +
Amerika’da ırkçı beyaz polisin siyahi George Floyd’u, ensesine basarak boğması sonucunda gelişen olaylar ilginç boyutlara vardı. En sonunda Londra Parlamento Meydanı'ndaki Churchill heykeli kafese alındı…
 
 
George Floyd’un ölümü bardağı taşıran damlaydı. Ona gelinceye kadar, benzer şekilde kaç tane siyahinin polis tarafından öldürüldüğü bile tam olarak bilinmiyor. Ama kayıtlara geçen rakamlar gerçekten ürkütücü. O sebeple yara derin ve bunun acısına tahammül de mümkün değil. İşte bu sebeple son hadise, Amerika’nın altını üstüne getirdi. İlk defa ABD’de polis teşkilatıyla ilgili reform çalışmaları ciddi biçimde gündeme geldi. Henüz nasıl bir sonuç çıkacağı belli değil. Lakin Trump ve onun gibi olayı hâlâ hafife almaya çalışan ırkçı tıynettekiler dışında, meseleyi köklü bir çözüme kavuşturma noktasında teşebbüsler önemli. Yani bir dip dalgası yükseliyor ve ırkçılığa karşı kabaran öfke dinmiyor… Sadece ABD ile de sınırlı değil. Bakmayın Amerika’da ilk günlerde şiddete varan gösterilerin son bulmuş olmasına. Bundan sonraki anti ırkçı tepkiler farklı zeminlerde ve farklı konseptlerde devam edecektir. Avrupa’yı da baştan başa hareketlendiren dip dalgası, ilginç tepkilerle dikkat çekiyor. Mesela İngiltere’nin Bristol şehrinde bulunan, köle tüccarı Edward Colston’un heykelinin yıkılıp nehre atılması… Öyle ya, ırkçılık deyince en evvel kölelik akla gelmez mi? İnsanların sırf derisinin rengi sebebiyle bir meta olarak alınıp satılması!..
Öyle anlaşılıyor ki, heykel yıkma konusunda daha başka şeyler de yaşanacak… Mesela Londra’da bulunan bir başka köle tüccarı Robert Milligan’ın heykeli de açılan imza kampanyası neticesinde yerinden söküldü. Fakat belki de en dikkat çekici heykel konusu, eski İngiliz Başbakanı Churchill ile alakalı. Göstericiler, Londra Parlamento Meydanı'ndaki Churchill heykelinin kaidesinde yazılı isminin üzerini çizerek “BİR IRKÇIYDI…” diye yazınca, İngilizlerde alarm zilleri çaldı. Ve alelacele Churchill’in heykeli demir kafesle çevrilerek muhafaza altına alındı. Sormak lazım; Churchill’in heykeli yıkılsa ne olur, yıkılmasa ne olur?.. Zira Churchill ve şürekâsı, zamanında yapabilecekleri kadar ırkçılık ve sömürgecilik temelinde haddinden fazla insanlık suçu işledi… Onun heykelini yıkmak, kimseye bir şey kazandırmaz. Ama tepkinin mahiyeti çok önemli… Çünkü en büyük sömürge imparatorluğunun Başbakanı Churchill, dehşetli bir ırkçıydı. Mesela İngiliz imparatorluğunun en büyük sömürgesi olan Hindistan halkı için şöyle demişti: “Hayvan gibi bir dine sahip, hayvan gibi bir halk...” Gelişmemiş ırk olarak tanımladığı Afganlar için de şöyle düşünüyordu: “Gaz kullanımı hakkındaki bu alçak gönüllülüğü anlayamıyorum. Medeni olmayan kabilelere karşı zehirli gaz kullanmayı güçlü bir şekilde destekliyorum…” Bizim inancımıza göre, Churchill ve onun gibi zalimler, öbür dünyada her şeyin hesabını veriyor ve vereceklerdir. Dünyada onların kirli hatırası bazılarınca hâlâ muhafaza edilmek istense de hiç fark etmez. Fakat dünya o menhus kişilerin gerçek yüzünü ne kadar iyi bilirse, insanlık için bundan sonrası o derece rahat bir devir olabilir!..
Zira bunların dünyaya ve insanlığa bakışı asla insani değildir. Bakınız Churchill’in vatandaşı olan bir diğer sömürgeci ve ırkçı politikacı ne diyor. İngiliz Dışişleri Bakanlığı ve Hindistan genel valiliği yapan, Lozan’da İngiliz heyetinin başkanlığını üstlenen Lord Curzon’un medeniyet anlayışı özetle budur: “Türkistan, Afganistan, Hazar Denizi kıyıları ve İran… Birçok kişi için bu isimler büyük bir uzaklığı ifade eder ya da yaşanan garip olayları hatırlatır. Bana ise dünya hâkimiyeti için oynanan satranç taşlarından başka bir şey hatırlatmıyor…” İngiltere’de ve Kıta Avrupası’nda ve Amerika’da yıkılması gereken o kadar çok heykel var ki. Gelgelelim heykel yıkmak yükselen öfkeye karşılık çok sembolik bir eylem. Esas olan sömürgeci ve ırkçı sistemi temelinden yıkabilmektir ki, maalesef bugünün dünyasında mümkün görünen bir şey değildir. Fakat şunu da belirtelim, sömürgecilerin yücelttiği ve heykellerini diktikleri bu ırkçılara yönelen öfke, günümüzün emperyalist çevrelerini fena hâlde ürkütüyor. Bu bile az şey değil.
Washington’da, New York’ta, Chicago’da, Londra’da, Paris’te, Berlin ve Amsterdam’da ve diğer şehirlerde, meydanları dolduran milyonlarca kişinin insanlık adına haykırdığı sloganlar, birilerinin kulağından girip çıkmamalı. Bu öfkenin mahiyeti iyi değerlendirilmezse, dünyada çok daha başka huzursuzluklar baş gösterir. İşte o zaman yalnızca heykellerin üstüne boya ile yazı yazmak veya onları yıkmakla iktifa etmezler… Churchill’in heykelini birkaç saat içinde demir kafese alanlar, yüzyıllardır en temel haklardan mahrum bırakılan insanların hâlini bir nebze düşünmeli değil mi? Çok mu zor bunu yapmak?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.