Terörün ‘Kandili’ temelli sönmedikçe…

A -
A +

EYP (El Yapımı Patlayıcı), terör örgütünün en çok kullandığı kalleşlik silahıdır… Yüzlerce sivil vatandaş, asker ve polisimiz bu alçakça saldırılarda hayatını kaybetti. Son iki günde üç şehit daha verdik.

 

Terörizmin en bariz özelliği kalleşliğidir!..

Asker, polis, sivil; çoluk-çocuk, kadın demeden, herkese karşı fırsat bulduğu her yerde tuzak kurar ve en aşağılık biçimde saldırır. Tuzak kuramadığı yerde de intihar saldırısında bulunur. Teröristin geleceği yoktur. Böyle olduğu için, sırf başkalarına zarar verebilmek kastıyla, kendi süfli hayatını da sonlandırmaktan kaçınmaz.

O yüzdendir ki, terör örgütleri; hayatından bezmiş, yaşama ümidini yitirmiş, kolayca intihar saldırısına yani ölüme sevk edilebilecek hasta ruhlu tipleri seçer. Bunların eline, kalleşçe eylemler için EYP (El Yapımı Patlayıcı) verir.

Son iki günde, terörle mücadelede, Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde iki gencecik teğmenimizi şehit verdik. Bir çocuk babası olan Üsteğmen Ömer Delibaş, tuzaklanmış bir EYP’nin infilakıyla, Teğmen Kaan Kanlıkuyu ise, roketatar ateşiyle şehit edildi.

Diğer taraftan Bursa’da alçakça bir terör eylemi sahnelendi. Ve maalesef burada da yol kenarına tuzaklanmış bir EYP’nin uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu, cezaevinde görevli bir infaz koruma memurumuz şehit oldu. Yedi infaz koruma memuru da yaralandı. Şehit Cengiz Yiğit 36 yaşında ve üç çocuk babası idi…

Şehitlerimize Allahü tealadan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Bölücü örgüt, geçmişte kırsal bölgelerde ve şehir içlerinde pek çok kanlı eylem gerçekleştirdi. Ama devletimizin ortaya koyduğu etkili ve kararlı mücadele sonucunda, hain örgütün beli kırıldı.

Uzun zamandır, hem kırsal bölgede hem de yerleşim yerlerinde, terör eylemi yapmaya imkân bulamıyordu. Bursa’daki olay, bu açıdan dikkat çekicidir. Sosyal medya üzerinden yürütülen tezvirata karşı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın söyledikleri önemli.

Son bir ayda, dayanışma içindeki terör örgütleri (PKK, FETÖ, DHKP-C vs.) cezaevlerinde mahkûm ve tutuklulara kötü muamele ve işkence yapıldığı iddiasıyla fesat çıkarma peşindeydi. Dünkü gibi eylemlerin de, bu yüzden vukua geldiği yolunda kirli bir propaganda yürütülüyor. Her zamanki gibi fitne tohumları ekilmeye çalışılıyor. Terör örgütlerinin öteden beri her daim başvurdukları sinsilikten öteye bir şey değil bu…

Yukarıda bölücü terör örgütünün beli kırıldı dedik. Ama henüz beyni dağıtılabilmiş değil. Sıra oraya geldi. Zira terör örgütünün ‘Kandili’ temelli söndürülmedikçe, beyni dağıtılmadıkça, bu kalleşçe saldırıların sonu gelmez. O sebeple, Kandil’de, Sincar’da, Gara’da, Zap’ta, Avaşin ve Basyan’da velhasıl Kuzey Irak coğrafyasında, köstebek gibi mağaralara doluşmuş, tünellerde fareler gibi dolanan, fırsat buldukça buradan çıkıp eylemlere girişen teröristlerin kökü kurutulurken, bunları sevk ve idare eden terör baronlarının da inleri başlarına geçirilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün AK Parti Grubunda söylediği bir cümleyi bu yönde müjde olarak algıladım ben; “Yakında Kandil diye bir şey kalmayacak…”

Evet, temenni edelim ki, böyle olsun…

Sayın Cumhurbaşkanının işaret ettiği üzere, hem Kuzey Irak coğrafyasında hem de Suriye topraklarında, bölgesel ve küresel güçlerin desteğiyle, kendilerini korunaklı zanneden; buna güvenerek ülkemize karşı küstahça söylemlerde bulunan, kalleşçe eylemlere girişen şer yuvaları hâk ile yeksan edilmelidir.  Kandil ve teröre yataklık eden bütün barınaklar, mutlaka hainlerin başlarına yıkılmalı. Bir daha ayağa kalkamayacak şekilde imha edilmelidir!..

Türkiye bunu yapacak güce sahiptir. Bunu şimdiye kadar pek çok defa ispatlamıştır da. 2016’da Fırat Kalkanı Harekâtıyla, Rusya’nın karşı çıkmasına rağmen 2018’de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtıyla ve Amerika’nın kesin biçimde önlemeye çalıştığı hâlde mâni olamadığı, Ekim 2019 Barış Pınarı Harekâtıyla, Türkiye kendi ulusal güvenliğine yönelecek tehdit ve tehlikeleri nasıl bertaraf edebildiğini dost-düşman herkese gösterdi…

Pençe-Kilit Operasyonunun hedefi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün belirttiği üzere, hem Irak topraklarını terör örgütünün tasallutundan arındırmak hem de sınır güvenliğimizi garanti altına almaktır. “Bataklık kurumadığı için, sivrisinekler sürekli çoğaldı…” O yüzden, doğrudan terör kaynaklarını kurutmaya yönelik bu harekâtta, Irak Merkezî Hükûmetinin ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin de destek vermesi çok olumlu ve önemlidir. Kuzey Irak’tan sonra, Suriye Kuzeyinde de, teröristlerden temizlenmesi gereken bölgelere gerekli operasyonun yapılacağını Sayın Erdoğan açıkça dile getirdi. Bakalım küresel güçlere uşaklık yapmayı matah sanan teröristler, hangi deliğe saklanabilecek?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.