F.Bahçe’nin tarihî ayıbı!

A -
A +

Geçtiğimiz hafta bizim Murat, telefonuna Ali Koç Bey’in kampanyası ile ilgili bir yazı geldiğini söyledi. Meraklandım. Bana da gönderdi. Ve gözlerime inanamadım. Fenerbahçe’de çalışan, yani maaşlı personele bir muvafakat yazısı verilmiş ve bunu doldurarak iade etmesi istenmiş. Bu tarihî ayıplı satırlarda bağış kampanyasına ayda veya yılda toplam maaştan kesinti yapılabileceği, ancak rıza gösterilirse isim yayınlanabileceği belirtilmiş. Yani rıza göstermeyen şutlanacak mı ilerleyen günlerde? Bu ne biçim müessese böyle? Bu mu bizim 102 yıllık tarihî kulübümüz? Dünyanın neresinde görülmüştür bir iş yerinde çalışandan para toplandığı? Çok eleştirdiğim Aziz Yıldırım, 20 yıllık birikiminden en küçük bir eleştiriyi bile neden yapamaz? Yapamaz çünkü o da “Bir milyon üye” diye uçmaya kalkışmıştı. Yine mi tek başımayım? Önemli değil... Bu tarihî ayıp, tarihî rezalet iptal edilene kadar...

Ronaldo’nun ayıbı da (!) devam ediyor...
Adam Manchester United ve Real Madrid’i ihya ettikten sonra şimdi de Juventus’a tavan yaptırıyor. 340 milyon avroya mal olduğu İtalyan kulübünün kasasına şimdiden yayın geliri, gişe hasılatı falan olmak üzere toplam 550 milyona avro girmiş. Acaba diyorum şu Ronaldo’nun yaşını küçültebilmek için uzaydan falan ilaç gelmez mi? Ya da dört onluk olmadan bize mi ithal etsek? Bence futbol tarihinin, en çok kazandıran, en değerli oyuncusu bu Portekizlidir. Oynadığı takımlara  ve de kasalara çektiği rakamlara baksanıza!

Maç takvimini hangi akıl yapıyor?
Efendim; millî maçlar ve seçim dolayısıyla ara verilen lige geçtiğimiz hafta döndük çok şükür... Tamam da, o ne biçim maç programı, takvimi öyle? Galatasaray’la Yeni Malatyaspor salı akşamı kupa maçı oynuyorlar, sonra da cumartesi günü lig için karşı karşıya geliyorlar. Kupasız Fenerbahçe ve Başakşehir pazar günü, Beşiktaş ise pazartesi sahne alıyorlar. Yoksa hemen bir hafta içinde yeniden bir Avrupa Kupası veya bizim kupa mı var? Yoooo! Yahu ne zaman bu özerk futbol yapısı, eskinin atamalı sistemini geçecek?

Galatasaray kazandı mı, yoksa...
Önce kupa maçında Luyindama, sonra ligde Marcao, Terim Hoca’nın lig şampiyonluğu yolundaki planlarına, hani derler ya kamuoyunda, Yeni Malatyaspor maçlarında turp sıktılar. Dörtlü alan savunması üzerine kurulu sistemin en hayati yeri olan tandem şimdi Fenerbahçe maçına yepyeni ikili ile çıkacak. Donk-Ahmet mi en iyisi? Ön libero ikili olur gibi ama, akılları öne çıkmaktan çok arkada kalır. Özellikle bu Marcao’ya ceza çıkacak mı? Merak işte be!

Maçtan önce, maç sırasında...
Ankaragücü-Fenerbahçe maçı sonrası bizim Cahit’e yazdırdığım kritik yazıma değerli dostum “Kulübe” ilgili başlık atmıştı. Açayım... Maç öncesi çalışmalar sonrası bir on bir çıkarırsın ve onu oyun planına yönlendirirsin. Ama maç başlar, dakikalar geçer, senin düşündüklerinin çok ötesinden oyun cereyan eder. İşte teknik adamlık o zaman başlar esasta... Belki de 10. dakikada bile değişim yaparsın icabında... Ama Zajc 80 dakika bekler mi? Ne demek o; Ayew de oyuna mı girer? Valbuena acaba Moses’la ancak 57. dakikada mı değişir? Eeee seyirci sandalından çıkan da bu kadar ancak...

Payitaht, Abdülhamid üzüyor...
Ekranlarımızdan sadece iki dizi izlerim şimdilik... Biri “Diriliş Ertuğrul”, diğeri ise “Payitaht-Abdülhamid”... Bu ikincisinde giderek kadın savaşları, kadın entrikaları tarihin önemini, değerini aşmaya başladı. Oysa Abdülhamid, Osmanlının en büyük ve en etkili olmuş üç padişahından biridir. Son dizide gördünüz mü, bugünkü Avrasya Tüneli’nin projesini? Ne olur Osmanlının şanlı tarihi içinde kalıp, yukarıda eleştirisini yaptığım konuların dakikalarını azaltınız!

TRT 2 ve Hülya Koçyiğit!
TRT’nin 2’si uzun zamandır meydanlarda yoktu. Neyse, yeniden geldi. İlgi çekici programlarla hem de... Hele hele Hülya Koçyiğit kardeşimin sağlığına kavuşup da, karşısına kendi gibi beyaz perdeye ciddi hizmeti geçmişleri alıp yaptığı program yok mu? Son olarak Osmanlının kuruluşunun temellerini atan “Süleyman Şah” vardı konuk olarak... Eline, ağzına sağlık kardeşim!

Herkes böyle maç istiyor işte!
Beşiktaş, deplasmanda Okan Buruk’la müthiş ivme yakalayan Ç. Rizespor’u 7-2 yendi. Bu tabela... Ama öyle bir maç seyrettik ki, her saniyesi tempolu, futbol oynamak ve en iyisini oynamak adına bir salise oyundan düşmeyen oyuncular, müthiş pozisyon zenginliği ve harika goller... Ne Şenol Hoca aşırı sevinçli idi, ne de Okan Hoca aşırı üzüntülü... Çünkü ikisi de tabelasız yaşamışlardı maçı...

Ah Osman’ım ah!..
Kadıköy eski Belediye Başkanı, yani Kadıköy’deki sahil yolunu yapan, önemli icraatıyla görevi bıraktığından beri herkesin örnek almasını istediğim Osman Hızlan kardeşim vefat etmiş. Kendisi aynı zamanda Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu üyesi idi. Ne yazık ki kulübün sitesinde yukarıda sözünü ettiğim önemli icraatlarından tek satır bile yer almıyordu. Desenize kim kimi tanıyor ki? Nurlar içinde yat sevgili kardeşim.

Seçim suçluları ne olacak?
Allah’tan imzalı, mühürlü kanıtlar döküldü orta yere, seçimle ilgili hileler ile ilgili... Kim kazanır, kim kaybeder? Hak eden kazansın da... Ama asıl olan bu hileleri, sahtekârlıkları yapanların yasalar gereği içeride yatırılmalarıdır. Bu yapılmazsa bundan böyle demokratik seçimler 1946 günlerini bile aratır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.