Delirten diziye ara...

A -
A +

TRT ekranlarından salı akşamları "Masumlar Apartmanı" isimli bir dizi yayınlanıyordu. Şimdilerde sezon finali var... Ve de en önemlisi bu dizinin yaşanmış olaylardan alıntı olduğu yazılıyor. Vah ki vah! Bu diziyi izleyenlerin bir kısmı evlerinde bir şeyleri kırmış olabilirler. Daha da kötüsü var. Ne mi? Korkum ve endişem odur ki, bu dizide yer alan baş oyuncuların özel hayatlarında sıkıntılara boğulma durumları olabilir. Bir başka merakım da; yaşanmış ise bu senaryo, acaba hayatta olanlar ne yapıyor? Ya da neler yaşadılar. Tabii ki malum hastanelerde...

G.Saray'dan iyi yatırım!
Fenerbahçe'de çeşitli yakıştırmalar, sözüm ona gündemdeki isimler dolaştırılır iken, Beşiktaş'ta da Ghezzal ve Rosier dolaması gündemden düşmedi. Oysa tarihî rakip Galatasaray, bana göre, Aytaç ve Alpaslan gibi ligimizde iz bırakan iki futbolcuya imza attırdı. Hani şu beğenilmeyen başkan Mustafa Cengiz tarafından... Tabii ki işin temelinde fikri veren Fatih Terim Hoca’dır... Bakalım yeni başkan ve yönetimi nasıl bir icraatla merhaba diyecek?

Ekonomi ne mesaj verdi?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "Üç Büyük" kulübün tarihinde hiç yaşanmamış bir işe daha imza attı. Ekonomi yazarları ile basın toplantısı mı desem, yoksa dertleşme mi desem, vakit geçirme mi desem, ne desem doğru olur mu acaba o tıraş için..? Ama bu toplantının bana göre en önemli yeri Ali Koç'un kullandığı bir cümlenin olduğu bölüm idi. Ne mi? "Artık Avrupa'daki önemli kulüpler sahipli oldu..." Siz ne anladınız? Ben mi? Yazık yazık!

CHP kim, Kalamış kim!
Kadıköy'ün özellikle de Kızıltoprak, Kalamış yörelerine yakın yerinde bir pankart asılmış. Asanlar da, yanlış görmediysem CHP ve onun belediyesi... "Kalamış'a dokunmayın" mesajı taşıyor bu pankartlar... Yahu siz Kalamış'ı nerden bilirsiniz ki CHP Belediyeleri? Ben mi? Dört kuşak ailem oralıdır. Rahmetli Münir Nurettin Amca'nın elini bile öpmüşlüğüm var. Hani şu ünlü "Kalamış" şarkısı var ya... Siz önce Kadıköy'e bir ağaç dikin de onu görelim bakalım... Pardon bitirmeden; yaz geliyor, Kadıköy'ün sokakları, malum yerler sokağa çıkma yasağına rağmen rezalet sahnelere devam ediyor.

Gücüne göre oynayacaksın!
İtalya'ya kaybettiğimiz maç akşamı gazeteme yazdığım yazının başlığı "Gücümüz yetmedi" idi.. Gerçekten de hangi eyleme başlasak rakibimiz engelledi. İki pastan fazlasını yapamadık desem yeridir. Koşulara hemen mani oldular. Ya biz? Özellikle ikinci yarıda açılmaya heveslendik. Saha enine boyuna uzayıp genişleyince rakip fiziksel üstünlüğü ile bizi yendi. Ülke insanı olarak, Avrupa'da oynasak bile temeldeki zafiyet ortaya çıkıyor. Hele hele çok değişmiş böyle bir İtalya karşısında... Siz bu yazıyı okurken ikinci maçımızı oynamış olacağız. Umarım haftaya daha iyi şeyler yazarız.

Ahmet Ağaoğlu ne demiş!
Trabzonspor Başkanı Ağaoğlu, kumpas davasının son sonucundan sonra açıklama yaparak Fenerbahçelilerin canını fena sıkmış. Sarı-lacivertlilerin internet sitelerinden yaptıkları açıklamasından öyle anlaşılıyor. Tarlalar, çiftçiler, işçiler ne iş yaparmış siz onu öğrenin Sayın Ağaoğlu...

Hâlâ mı Sergen Beşiktaş bilmecesi?
Ben bu satırları yazdığım an Beşiktaş hâlâ Sergen Yalçın'la yeni bir sözleşme imzalamamış idi. Akılalmaz bir durum... Bu yuvadan yetişmiş bir futbolcu eskisi, daha sonra teknik patronluğa soyunuyor ve kulübünü bir sezonda üç gün ara ile iki kupa sahibi yapıyordu. Siz Beşiktaş olarak kimlere ne paralar ödediniz bu günlere kadar! Üç beş milyonun hesabını yapmamalı idiniz.

Sinan Erdem Salonu da mı?
Bizim Türkiye gazetesinde salı günü bir haber okudum ve tüylerim diken diken oldu. Şu günlerde millî takımların idman yaptığı, sezon içinde Galatasaray ve Anadolu Efes'in, yerli yabancı, iç saha maçlarını oynadıkları bu salonun İBB tarafından tahliye edilmesi istenmiş. Dört yıllık anlaşmanın bittiği de gerekçe olarak gösterilmiş. Ayıp olmuyor mu beyler? Sizin yerinizde olan eskiler o dört yıllık sözleşmeyi bırakın hatırlatmak, unutmuşlardı bile...

Serdar Dursun mu, vay ki vay!
Tam ben yazıyı göndermek üzere iken bir haber geldi. Fenerbahçe, Alman 2. Ligi gol kralı olan bir Türk futbolcuyu renklerine katıyordu. Adı Serdar Dursun... Yaş mı? Eh Fenerbahçe alıyorsa mutlaka en az üç onluk olmalıydı. Öyle de...Otuz yaşında... Ekran yorumcuları, öyle konu etti ki bu Serdar'ı, sanırsınız ki Ronaldo... Umarım öyle olur. Ama benim aklıma ne geldi biliyor musunuz? Bence bütün zamanların efsane başkanı Süleyman Seba için Çarşı grubu, "Ahmet Dursun, Seba gitsin" diye slogan atmıştı. Süleyman Abi de gitti. Şimdi mi? İster misiniz Fenerbahçe taraftarı da aynı sloganı atsın!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.