F.Bahçe maden mi buldu?

A -
A +

Soru sizi şaşırtmıştır sanırım... O zaman açayım... Geçtiğimiz cuma sabahı şöyle bir spor ekranlarını dolaşırken şoka uğradım. Neden mi? Fenerbahçe Rossi ile üç yıllık sözleşme imzalamış ve buna karşılık bu oyuncunun kulübüne 5,5 milyon avro bonservis bedeli ödemiş. Gel de şoka uğrama! İnanmadım doğrusu. Kulübün resmî sitesine girdim ve haberin doğru olduğunu gördüm. Sonra mı? Dedim ki herhâlde Fenerbahçe ya Dereağzı’nda ya Samandıra’da ya da Burun’da petrol buldu ki bu israfı yaptı...

Avcı kadro şaşkınlığı yaşıyor!

Baktım Karagümrük maçı kadrosuna, Abdülkadir yok... Nwakaeme yok... Hoş bu sol kenar adamını fazlası ile eleştirdim ama Djaniny'den de iyidir yani... Sonra Hüseyin'in beklenmeyen sakatlığı gelince yerine Yusuf girmez mi? Bu da ne demek Avcı Hoca? Hamsik gibi bir adam 85. dakikada çıkıyor, hem de maç sadece 1-1 iken yerine Koita giriyor. Bütün bunlara bakınca da Avcı Hoca’nın bundan öncesi görevlerinde neden en büyük unvanı yakalayamadığını anladım. Teşekkürler Hoca! 

Tribünler ve İsmail Hoca!

İsmail Kartal, Fenerbahçe'nin eski sağ beki... Yani o dönemlerde tam kapasite seyirciyle oynayan takımın oyuncusu... Dolayısıyla da tribünlerin her türlü reaksiyonunu iyi bilir. Ve "Arda, Arda, Arda!" çığlıklarına hemen kulak verip bu genci sahaya sürer. Yine öyle oldu. Bir de penaltı attırdı bu genç yıldıza... Ben de derim ki, maç hâlâ sadece 1-0 iken takımın bu Arda'ya ihtiyacı var ise neden 68. dakika beklendi. Ya da tribün yaygarası... Bu tablo aynı zamanda Ali Koç'a da bu sezon sonunda kimi teknik direktör yapacağının sinyalini taşıyordu... Öyle değil mi yani?

Eczacıbaşı bu mu?

Sporda yenilmek de var, kazanmak da... Hele hele kadınlar voleybol liginde Fenerbahçe gibi bir takıma 3-0 da yenilebilirsiniz. Ama bu maçtaki gibi yenilmek ülke voleyboluna nefes getirmiş Eczacıbaşı takımına hiç mi hiç yakışmadı. Başta rahmetli Melih Ağabey olmak üzere Levent'teki merkeze sıkça gider sohbet ederdim. Bugün bu takımda Boskovic dışında, bana göre, tek bir o formayı giyecek kalitede oyuncu yok... Birilerinin bu işi ele alması gerek... 

Stjepan Tomas rötarı!

Hey gidi Göztepe hey! Ali-Mehmet, Çağlayan-Hüseyin, Mehmet, NevzatNihat, Ertan, Fevzi, Gürsel, Halil... Bu muhteşem on bir Adnan Suvari yönetiminde şampiyonluğu kıl payı kaçırmış, Atletico Madrid gibi bir takımı 0-2'den 3-0'la elemişti... Şimdi mi? Bir telefon direği getirdiler teknik adam diye, takımı kümeye attı. Şimdi ise bizim ligi bilen Tomas var... Düşseniz bile sakın ola ki adres değiştirmeyin derim... 

Torrent'e ikramiye!

Yok yok, toto ve piyangodan değil, küme düşmüş Malatyaspor'dan geldi ikramiye... Nasıl mı? Böyle bir sözüm ona rakip karşısında 51 ve 53. dakikalarda gelen gollerle... Ve bu skordan sonra oyuncu değişikliklerine gidildi. Acaba neden tık nefes oynanırken olmadı değişiklikler? Torrent dua etmelidir ki, rakip 2-0'dan hemen hemen bir on beş dakika sonra falan maçı bıraktı... Zaten düşmüşlerdi de...

Kerem Öncel-Eda Erdem!

Önce hemen hem Vakıfbank'a hem de Fenerbahçe'ye pazar günkü finali bize sundukları için binlerce teşekkürler... Vakıfbank şampiyon oldu sonunda... Ama dediğim gibi müthiş bir maç idi... Peki mesele ne? Efendim, maçı TRT verdi. Sunan da Kerem Öncel idi... Bu yılların spikeri acaba Fenerbahçe Kaptanı Eda Erdem'in bir yakını mı? Maçta konuşulacak o kadar önemli oyuncu, o kadar önemli oluşum varken bu Kerem Öncel sık sık Eda Erdem'den söz edip durdu. Nerede ise kupayı Eda Erdem'e verin diyecek idi. Olmadı Kerem olmadı... Al bir daha dinle anlattıklarını...

İsmael yenilmiyor ama...

Beşiktaş yeni teknik direktörü ile Giresun'da da kaybetmedi ama kazanamadı da... Üçlü savunma modelinde bir kenarı sık sık boş kalan savunmanın sol tarafında Montero sanki yeniden doğmuş gibi... Bu Can için daha ne kadar ısrarcı olur acaba İsmael? Hele hele Teixeira'da... Beşiktaş bu oyuncu yüzünden resmen on kişi oynuyor. Üç maçta beş puan... Kayıp dört puan ama iki zor deplasman var içinde... Bekleyip göreceğiz... 

Yeni MHK, sanki hakiki MHK!

İsmini bile hâlâ aklımda tutamadığım MHK Başkanı ve kurulu istifa ettikten sonra merakımız büyük idi kimin geleceği için... Ve sonunda Sabri Çelik ismi açıklandı. “Bana yetmez” derken peşinden hemen hemen ne kadar hakiki emekli hakem varsa hepsi listede yer aldı. Şimdi kendini bilmez ne kadar başkan ve yönetici varsa bu ekibe laf etsin de görelim bakalım... Şimdi bu takıma bir de hakiki TFF Başkanı ve kurulu gerekir. Bu da olursa kayıpların büyük bir kısmı ortadan kalkar... Pardon unutmadan, Cüneyt Hoca ve dışlanmışlar da göreve davet edildiler... Bu da önemli... 

Nurlar içinde yat Serkan’ım!

Serkan Acar bu dünyadan göçeli dokuz sene olmuş be... Serkan, Caferağa Spor Salonu’nun karşısında oturur idi... Rahmetli annesi Sebahat Teyze’nin az mı yemeğini yemiş, çayını içmiştik... Kardeşi diş hekimi Sertan hiç mi hiç futbolla ilgilenmez idi... Zaman zaman da Serkan’ım bizim eve düşer, rahmetli Fare Raşit, hâlen sağ olan Erdinç falan tavla partileri yapardık. Bunların hepsi Fenerbahçe altyapısından A takımına çıkan yıldızlar idi... Ayşecik yani sonradan Zeynep Değirmencioğlu aşkları dillere destan idi. Serkan’ımı genç yaşta kaybettik. Neden mi? Bazı kendini bilmezlerin kahrı yüzünden... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.