Bize ahlak reformu lazım!

A -
A +
Sizler de duyuyor musunuz?
Aile ocağının büyük çatırtılarla yıkıldığını, kadın erkek facialarının ayyuka çıktığını, gençliğin adım adım milletimizin genetik kodlarından uzaklaşıp bambaşka bir dünyaya doğru yürümekte olduğunu acaba bir ben mi duyuyorum?
Huzurumuzun, manevi ve bedii duygularımızın, inandığımız, bizleri mutlu eden değerlerimizin, güzel haslet ve alışkanlıklarımızın birer birer çatırdayıp çökmekte olduğunu bir ben mi görüyorum yoksa herkes görüyor da susuyor mu? Veya ben mi büyütüyorum?
Abartıyor muyum yoksa?
Her şey yolunda, aile kurumumuz mutlu mesut da ben mi fesatlık ediyorum? Hele gençliğimiz asr-ı saadeti yaşıyor da bir ben mi beğenmiyorum? Millî  konularda ecdadına yakışır bir duruş içinde de ben mi körüm, görmüyorum?
Toplumsal hadiseler hepimizi, herkesi bağlıyor. Toplumsal meselelerde partilerüstü bakmasını dahi bilmiyor, mutlaka taraf olma ihtiyacı duyuyoruz. Oysa doğrunun, hakkın, ahlakın, güzel olanın tek tarafı vardır. 
Hanımlar, Beyler, Gençler!
Toplumsal anlamda bir çöküşün arifesindeyiz. Nereye baksak, kafamızı hangi yöne çevirsek, elimizi neye atsak binbir türlü mesele ile yüzleşiyoruz. Hiç duymadığımız suçlar, hiç işitmediğimiz küfürler, hiç rastlamadığımız ihanetler, adını bilmediğimiz çirkinlikler, görmediğimiz rezilliklerde bir patlama var! Bundan yirmi, yirmi beş sene önce bir genç kız, sevdiği erkeğe kaçsa bütün mahalle bir sene çalkalanır, kıyamet kopardı sanki!
Sosyal terazide bir ayarımız yok!
Kötü ve olumsuz fiilleri kanıksadık yazık ki! Ülkenin değişik şehirlerinde hemen her gün birkaç kadın öldürülüyor, onlarcası yaralanıyor, yüzlercesi şiddete uğruyor, türlü acılara düçar oluyor. Aynı şekilde yine ülkenin birçok şehrinde erkekler, kadın şiddetine, iftirasına ve ihanetine uğruyor…
Maalesef bu ülkede kadın da erkek de farklı biçimlerde birbirine şiddet uyguluyor. Kadın erkek ayrımı yapmadan, meseleye insan zaviyesinden bakmak gerekirken sadece erkek şiddetini konuşuyoruz. Kadından yana taraf oluyoruz. Oysa her iki cins de şiddete başvuruyor bu ülkede… Adaletten ve hakkaniyetten taraf olmamız gerekmez mi?
Şiddet, dövmek, kötü muamele etmek ve öldürmek değildir sadece! Şiddetin bin türlü şekli vardır. Bu ülkede sadece erkekler şiddet uygulamıyor!
Mesela şu örnek, bir kadın şiddeti değil midir?
Evli, çocuklu, yaşını başını almış kadın, kanserli kocasını terk edip tam on beş yıl aldattığı ve bir de çocuk yaptığı evli adama kaçıyor! Ve bu rezil hadise milyonların seyrettiği büyük TV ekranlarında günlerce millete seyrettiriliyor lakin herhangi bir tepki yok bizlerde!
Dolayısıyla bize “adalet reformu” yanında acilen bir “ahlak reformu” gerek!
Şiddet uygulayan erkeği evden uzaklaştıran kanunlar, kanserli kocasını bırakıp evli bir erkeğe kaçan bir kadına neden bir yaptırımda bulunmuyor? Bu fiilin de bir cezası mutlaka olmalıdır. Çünkü bu fiil hem ahlaki hem insani hem hukuki hem de örfi anlamda gerçekten de çok iğrenç bir hâldir!
Dolayısıyla kadın olsun, erkek olsun, kim aile kurumuna zarar veriyor ve hak ihlalinde bulunuyorsa en ağır ceza verilmelidir ki cümle âleme ibret olsun. Bir an önce aileyi koruma ve kollama kanunlarını gözden geçirmemiz ve revize şarttır. 
Helal haram kavramı hayatımızdan çıkmış ne yazık ki! Hani kul hakkı? Nerede helallik almak? Kimin gücü kime yeterse artık, maalesef kadınlı erkekli birbirimizde ölümcül yaralar açıyoruz.
Toplumun “sevgi, şefkat, merhamet ve vicdan” hususlarını yeni baştan öğrenmeye ihtiyacı var. Bu hasletleri bilmeyen insan ne iyileşir ne iyileştirir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.