Türk dünyasında parmak ısırtan olaylar!

A -
A +
Bu yazıyı yazmayı hiç ama hiç istemezdim. Ancak öyle çok olaya şahit oldum, öyle çok hikâye duydum ki…  En son Kazakistan Büyükelçisi Abzal Saparbakuly’nun attığı bir haber videosu ve linki bana tamam dedirtti. Maalesef gittiğim her ülkede Türk erkekleriyle ilgili pek çok şikâyetler aldım. Hatta bazı hikâyeleri o coğrafyalarda bulanan Türk diplomatlar bizzat anlatıp bu durumdan ne kadar rahatsızlık duyduklarını anlattılar. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine çalışmaya giden kimi Türk erkeklerinin güya “gönül” maceraları ne yazık ki büyük oranda kötü bitiyor. Coğrafyanın çekik gözlü Türk kızlarına evlilik gibi büyük vaatlerde bulunup onlarla aile kurduktan sonra bu bölgelerde işleri bitince sırtlarını dönüp Türkiye’ye geliyorlar. Orada kollarında bebekleriyle kalakalan, dünyaları yıkılan o kadınlar ve aileleri üzerinde bırakılan imaj aslında hepimizin, bütün Türkiye’nin imajıdır… Ve bendeniz bu duyduğum, bizzat şahit olduğum kimi menfi olaylardan büyük utanç duydum. O çekik gözlü Türk kızları bizim kızlarımız, bizim insanımız oysa. Genellikle eğitimsiz, sorumsuz, havai tiplerin bu rezil cürümleri ne yazık ki önemli bir sorun olarak ortada duruyor. Öyle ki ata yurdunu gezip görmek, hasret gidermek kastıyla değil de sırf bu amaçla bölgeye sözde turist olarak gidenler bile olduğunun altını çizelim. Özellikle ticaret odalarının, inşaat şirketlerinin ve diğer iş alanlarının bu coğrafyaya göndereceği insan kaynaklarını iyi tetkik etmesi ve araştırması, özen göstermesi gerekir. Mesela bizzat şahit olduğum bir olayı aktarmak istiyorum zira bu örnek bile tek başına size bir ipucu verecektir... Geçtiğimiz nisan ayında gittimiz Kazakistan’ın Türkistan şehrinde kaldığımız otelde dostum Dr. Fatma Sönmez ile lobide oturmuş kahve içiyoruz. Oturduğumuz yer lobinin en sonunda bir tarafı ahşap kafesle ayrılmış sessiz ve kör bir nokta idi. Arkadaşımla sohbet esnasında ahşap kafesin az ötesine bir erkek grubu ve iki bayan gelip oturdu. Bayanlar bölge insanıydı. Erkeklerin konuşmalarından Türkiye’den geldiklerini anladık. Aman Allah’ım! Bu nasıl bir özensizlik, bu nasıl bir vurdumduymazlık, bu nasıl bir aymazlık! Bas bas bağırıyor, argolu, kaba ve çirkin kelimelerle konuşuyor ve rezil bir şekilde sohbet ediyorlardı ki kuvvetle muhtemel içmişlerdi. Çok rahatsız olduk ve kalktık. Odalarımıza çıkarken resepsiyondaki kızlara bu adamlar kimdir diye sorduk. Bölgedeki inşaat şirketlerinin, firmaların, ticari faaliyeti olan kurum ve kuruluşların personelleri imiş! Gerçekten utanç duyduk! Türk dünyasının biricik hisarı Türkiye’dir. Türk coğrafyasındaki Türkiye sevgisi ise kelimelerle anlatılamaz. Onların bu saf duygularını incitmeye, yaralamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Kazakistan Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, geçen gün İstanbul’da darp ve taciz edilen üç Kazak kızın videolarını gönderince bu kabil olayların ülkemizde de cereyan ettiğini gördüm. Kaldı ki kimi basın kuruluşları Kazak kızlarını suçluyordu lakin bölgedeki kameraların görüntülerini yayınlayan İHA gerçekleri görmemizi sağladı. Parmağı ısırılan kişinin aslında ilgili genç kızı taciz ettiğini, kızın direndiğini akabinde kızı tokatladığını ve sürüklediğini görüyoruz. Can havliyle ısırılan parmak hikâyesi de tam olarak böyledir! Bu meseleler kardeş ülkelerle olan ikili ilişkilerimizi, kültürel, siyasi ve ticari faaliyetlerimizi menfi anlamda etkileyecek hususlar olup hepimizi ilgilendirmektedir. Bu kabil fiilleri olan insanları vicdanlı ve ahlaklı olmaya, ilgili kurum ve kuruluşları da insan kaynakları konusunda daha sorumlu, titiz ve özenli davranmaya davet ediyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.