Ha gayret!

A -
A +

Ne kadar tabiat unsurumuz varsa bilinçsizce tüketip yok ediyoruz.

Sit alanlarına yüksek yüksek apartmanlar dikmeye, yolları daraltıp, evleri omuz omuza vermeye, ağaçları kesip yerine beton dökmeye, çeşmeleri kurutmaya, dere yataklarına ev yapmaya tam gaz devam ediyoruz...

Bunca olumsuzluğa hiç kimse sesini çıkarmıyor.

Toplum olarak gündemin telaşına kilitlenmiş, yarınları hesaba hiç katmıyoruz bile. Çevre ile olan münasebetimiz öyle kötü ki yarın çok ama çok geç olacak. Çevre bilinci rantiye karşısında diz çöküyor.

Şehirlerimizi, ilçelerimizi, köy ve kasabalarımızı apartman denen beton yığınlarına kurban vermeye doyamadık bir türlü. Yer yok diyerek, en verimli topraklara gömdüğümüz bu beton bloklar, bütün ülkeyi esir almak üzere. Bir zamanlar iki buçuk kattan fazla imar izni verilmeyen bölgelere dahi artık çok katlı binalar yapılıyor, o bölgenin karakteristik özellikleri bir bir silinip yok ediliyor.

Kimselerin bunca yaşananlardan ders aldığı yok!

Çok değil, beş on yıl önce belgesel kanallarında yeni ve güzel beldeleri ilgiyle seyrederdim. Şimdilerde bakir bir bölgenin belgeseli çekilse ruhum daralıyor sanki, eyvah diyorum yakında bu belde de keşfedilecek ve elden çıkacak! Nitekim de öyle oluyor, kısa zamanda parası ve hatırı olan zengin birileri, gidip parayı basarak coğrafyanın bütün topraklarını, gözü açılmamış eşraftan yok pahasına satın alıp bölgeyi kapatıyor sonra da sitelerle, otellerle, yazlıklarla doldurup, kısa zamanda oranın da canına okuyor!

Bunu niye mi söylüyorum?

Sakarya’nın Taraklı, Pamukova, Sapanca, Hendek, Kocaeli’nin Kartepe, Başiskele, Kandıra, Bursa’nın İznik, Orhangazi vs... Saysam uzar gider… İstanbul’a çok yakın olan bölgelerde emlak fiyatlarının çok ciddi anlamda katlandığını belirtelim…

Mesela, Sakarya’nın Sapanca ilçesi Kocaeli’nin Kartepe ilçesi ile komşu. Her iki ilçenin Sapanca Gölü'ne kıyısı var. Bu bölgede emlak âdeta kanatlanıp uçtu. Bölgede arabaların trafik plakalarına baktığınızda bölge halkından ziyade İstanbullu görürsünüz nitekim özellikle hafta sonları bölge nüfusu ikiye, üçe katlanıyor!

İstanbul, emlak fiyatlarında sadece kendini değil, civarındaki illeri de uçurmuşa benziyor. Artık nüfusunu da etrafına taşırıyor. İstanbullular civar illere yerleşiyor, günübirlik gidiş geliş yapıyor. Bölgeye gelenler diyorlar ki: Uzaklık hiç fark etmiyor, İstanbul’un içinden bir yere gitmek en az iki üç saat, Kocaeli’den, Bursa’dan İstanbul’a gitmek en fazla bir iki saat!..

Bu gidişat, bize gösteriyor ki çok yakında bu şehirlerin sosyolojisi çok ciddi değişim gösterecek. Ünlü inşaat firmalarının bölgeye kamp kurmaları zaten hayra alamet değil zira ne yazık ki bu zümrüt yeşili bölgeyi de talan edip beton yığınına döndürmeye and içmişe benziyorlar! Bazı belediyelerin özellikle kat farkı kot farkı kabilinden adamına göre verdiği inşaat izinleri ise ilgili firmalar için sorunsuzca, bölgenin geleceği için çok sorumsuzca!

Kartepe, doğal güzelliğiyle belki de Marmara bölgesinin en güzel beldesi. Sapanca Gölü'ne ve Marmara Denizi'ne hâkim bir dağ olan Kartepe’nin Sapanca sınırları içinde kalan yüzeyi zirveye kadar imara açılmış ve betonlaşmış ne yazık ki. Kocaeli sınırları içinde kalan Kartepe ilçesinde orman daha itinalı korunmuş olsa da son birkaç yıldır burada da imar kaçakları olduğunu görüyoruz. İki buçuk kattan daha fazla imar izni bulunmayan hiç olmadık yerlerde bile beş katlı apartmanlar yükseliyor!

Böyle giderse beş on sene sonra bütün ormanı kesip bu bölgeyi de kat farkı, kot farkı, bilmem ne farkı bahaneleriyle bir apartmanlar mezarlığına dönüştüreceğiz, az kaldı. Ha gayret!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.