Türk Ocakları meselesi!

A -
A +
Uzun zamandır böylesine bir tartışmanın içinde olmamıştı.
1912 şartlarında askerî tıbbiyelilerin dönemin Türkçü isimleriyle; Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Emin Yurdakul ve Fuat Sabit Ağacık ile kurdukları Türk Ocakları dönemin şartlarının bir gereği olarak kurulan bir dernektir.
 
Amacı Türk Millî Kültür ve şeceresini unutmuş Osmanlı toplumuna millî kimliğini hatırlatmak ve gayrı millî azınlıkların yıkıcı çalışmalarına karşı millî bilinci uyandırmaktı. Amaçları içinde kesinlikle siyasetin içinde olmama ilkesi önemliydi.
Osmanlı İmparatorluğunun en zor zamanlarını yaşadığı bu dönemin şartlarında kendini Türk olarak görmeyen azınlıkların imparatorluğu yıkma çabaları karşısında devleti koruma refleksiyle kurulmuş bir kurumdur Türk Ocakları. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Cumhuriyet Halk Fırkasına bağlansa da 1931 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kapatılmıştır.
 
Peki neden kapatılmıştır?
Aslında bu kapatılma konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılsa da ardında yatan gerçek Sovyetler Birliği tehdidi olmuştur zira Türk Ocağı etrafındaki genç ve aydınların Sovyetler Birliğinin işgal ettiği Türkistan coğrafyasındaki Türk kimliğinin varlığı hakkında yaptıkları çalışmalar Sovyetleri ve Cumhuriyet Halk Fırkası bünyesindeki kimi insanları rahatsız etmiştir. Dönemin konjonktürü bunu gerektirmiştir de denilebilir...
 
Türk Ocakları 1949 yılında İstanbul’da yeniden açılmıştır.
 
O günden beri çalışmalarına devam etmektedir. Peki özellikle MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli’nin şiddetle eleştirdiği Türk Ocakları İstanbul Şubesi yetkileri niçin görevden alındı? Bunun en önemli sebebi şudur:
 
-Türk Ocakları’nın siyasi mülahazalardan uzak durma ilkesi ihlal edilmiş, düzenlenen sempozyumda CHP lideri açılış konuşması yapmış, Türk kimliği ve irfanına irrite olan kimi insanlar burada protokolde misafir edilmiştir.
Bu anlamda MHP lideri sonuna kadar haklıdır.
 
Türk millî kimliğini, Türk irfan ve şeceresini reddedip tam aksine terör örgütleriyle yakın temasları olan kimi tiplerin orada arz-ı endam etmiş olmaları oldukça rahatsız edicidir. Burada Türk Ocakları tarihî misyonuyla ters düşmüştür!
 
Ancak öğrendiğimiz kadarıyla İstanbul şubesi daha önce de “Çözüm sürecini” destekleyen söylemlerde bulunmuştur! Bu da en az bu fiil kadar tartışmalı bir konudur. Nitekim “terör örgütüne silah bıraktırmak için” teröristlerle müzakere edilmesi
amacını taşıyan “Çözüm Süreci” başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
 
Bizim merak ettiğimiz bir husus vardır:
-Türk Ocakları İstanbul Şubesi bu sempozyuma AK Parti, MHP, İP, Zafer Partisi gibi sağ partileri davet etmiş midir?
İstanbul Şubesinin parti ayrımı yapmadan, siyasete mesafeli bir tutumla hareket edip etmediği önemlidir zira çağrıldıkları hâlde davete gitmeyen veya bir temsilci dahi göndermeyen partilerin de bu konuda kendilerini sigaya çekmeleri gerek!
 
Bu olay sonrası bir açıklama yapan Türk Ocakları Genel Merkezi’nin birkaç cümlesiyle sözlerimizi bitirelim:
-Türk Ocakları, parti siyasetinin dışındadır, ancak 'Türk' kelimesinden tüyleri diken diken olanlarla yol yürümemiştir; yürümeyecektir.
-Türk Ocakları, partilerüstüdür, ancak “Ermeni soykırımı yalanı”nın propagandasını yapanlar veya hangi cenahtan olursa olsun Türk Devleti’ne “seri katil” diyenlerle bir arada olmamıştır ve olmayacaktır…
- Bizi yöneten siyasilere hatırlatırız ki; biz, parti siyasetinin tarafı veya hiçbir partinin arka bahçesi değiliz.
- Kimse unutmasın ki, merhum Dündar Taşer’in dediği gibi, “Türk Ocağı fazla kurcalamaya gelmez, oradan bozkurt çıkar. Bozkurt!”
Hasılı umarız ki bu güzide kuruluş bir daha böylesi konularla gündeme gelmez!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.