Kendim ektim kendim biçtim

A -
A +
 
 
Türk lirası düşmanları zevkten dört köşe. Paramız değer kaybediyor diye kendilerini kaybediyorlar. Gözleri ekranda doların yükselişini büyük bir sevinçle izliyorlar. Her artışta avuçlarını ovuyorlar. Ellerine ne kadar para geçerse dövize çeviriyorlar. Çok iyi yaptım, kendimi korumaya aldım diye seviniyorlar. Geçen hafta 1,2 milyar dolar daha almışlar, döviz rezervleri toplamı 218,7 milyar dolara yükselmiş. Aldıkça kurlar yükseliyor. Yükseldikçe onlar bir hoş oluyor ki sormayın gitsin. Türkiye’nin baş düşmanı Amerika’ya hizmet ediyorlarmış. Ne gam! Onlar için varsa yoksa dolar! Kurlar yükselince üretim maliyeti artar, enflasyon yükselir, faizler tavana çıkar şirketler ödeme sıkıntısına düşer, fakir fukaranın lokması azalır, hayat pahalılığı artar, umurlarında bile değil. Bu gemi batarsa kendileri de batacaklar aldırmıyorlar. Gözlerini yeşil bürümüş. Yılbaşından bu yana Türk Lirasını %26 erittiler.. Ama bunları yöneten, akıl hocaları var. Her gün ahkâm kesen, ekonomiyi yerin dibine sokan, parmaklarından zehir fışkıranlar sosyal medyanın altını üstüne getiriyor. Bunları dinleyenler de dolara koşuyor. 
Ülkemizdeki döviz çılgınlığı 1994 kriziyle başladı. Gençler hatırlamaz bir gecede %64 devalüasyon görmüştük.. Ama işin babası; 17 Şubat 2001’de dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Başbakan Ecevit’in yüzüne değil önüne anayasa kitapçığını fırlatmasıyla yaşanan büyük buhran. Faizlerin %7500’e, 623 bin lira olan doların 1 milyon 225 bin liraya, aylık faizlerin %60’a, enflasyonun %88’e tırmanması insanları çıldırttı. Böylece kendi içimizden kur canavarı çıkardık.. Yani bugün Türkiye döviz belasından yakasını kurtaramıyorsa, bunun birinci derecede sorumlusu DSP ağırlıklı koalisyon hükûmetidir. O gün bugün Türk lirasına olan güven bir türlü sağlanamadı. Peki bu akım nasıl önlenir?
Öncelikle talep kesilmeli. Bunun için tasarruf sahiplerine yeni imkânlar getirilmeli. Mesela şu anda göz bebeğimiz Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı döviz tahvili çıkarılarak pekâlâ özelleştirilebilir. Döviz yatırımcılarına 100 dolarlık tahvil 90 dolardan satılabilir, ayrıca yıl sonunda enflasyonun üzerinde gelir garantisi verilebilir.. Veya yüksek getiriye sahip döviz sertifikaları çıkarılır. Bunlar en az 1, en fazla 5 yıllık olur.. Aynen Hazine’nin yastık altı altınları kazandırmak için uyguladığı yol uygulanır. Vatandaş nasıl verdiği altını vadesi bittiğinde altın olarak geri alacaksa, döviz sahibi de tahvili sona erdiğinde dövizini ve kazancını döviz olarak alır. ABD, Avrupa, Japonya, Çin, Katar gibi merkez bankalarıyla belli bir süre için swap (döviz-takas anlaşması) yapacağımıza yani 3 kuruş için eloğluna yalvaracağımıza (ki şu anda bu kanal çok sınırlı kullanılabildi) kendi ağacımızdan meyve yeriz. Öncelikle çok net devlet garantisi sağlanmalıdır. Tasarruf sahipleri böylece her gün kur takip etmektense dövizini banka yerine devletine verir, karşılığında önemli getiri sağlar. Dövizi de döviz kalır. 50 milyar dolarlık satış yapılsa ekonomide devrim olur, devlet düze çıkar, TL gerçek değerine kavuşur, faizle birlikte enflasyon düşer. Herkes nefes alır. Ne Amerika’sı ne Avrupa’sı bizi tehdit eder. Gül gibi geçinir gideriz…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.