İki pencere, bir kapı!..

A -
A +

Pencere bir; hey gidi hey, bir Ahmet Ayık - Medved karşılaşması "öncesi - sırası - sonrasında Türkiye'de", Türk basınında yer yerinden oynardı!.. Şimdi grekoromen 120 kiloda Dünya ve Avrupa Şampiyonu bir Türk güreşçi (Rıza Kayalp), Avrupa - Dünya - Olimpiyat Şampiyonu bir Rus (Khasan Baroev)'u hem de "kanırta kanırta yenerek altın madalya alıyor", benim medyamın büyük çoğunluğunda "ha var, ha yok!.." Dahası da var; serbest 120 kiloda da Macar Daniel Ligeti'yi perişan eden Taha Akgül'ün altın madalyası; sevgili kardeşim Hıncal Uluç'un "Avrupa'nın baş pehlivanları bizden" dediği bir başarı!.. Ama ne Kayaalp, ne Akgül spor sayfalarımızın, TV'lerimizin çoğunda, bugüne kadar "yüzlerce defa oynanmış" bir Fenerbahçe - Galatasaray derbisi için "herhangi bir" oyuncunun "sıradan ve ne olacağı belli" açıklaması kadar bile yer bulmuyor!.. Hımmm, galiba "yayıncı kuruluş" müsaade etmiyor!.. HHH Pencere iki; Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'ndan geriye aklımda çok az şey kaldı; iki sporcumuzun madalyaya uzandıkları yarışmalar, hem TRT'de, hem Eurosport'ta "yarışmaları anlatan ve yorumlayan" arkadaşlarımızın "gaf" yarışında birbirlerinin gerisinde kalmamaları, TRT'deki röportajcımızın da "onlara nazire yapması" ve de "birkaçı hariç" çoğu son derece heyecansız, sönük yarışmalar!.. Bir de ve elbette "fodepar bolluğu" ve de bu çıkış hatalarının sporculardan çok teknolojiden kaynaklanması; önceleri kızıyorduk, sonraları kahkahalarla gülmeye başladık!.. Bilmem "bunları" yazanımız, konuşanımız var mı? *** Ve de kapı; Şenol Güneş de haklı, Carvalhal da; "Avrupa Kupaları'nda oynayan" Beşiktaş ve Trabzonspor, Futbol Federasyonu'ndan resmen ve alenen "üvey evlât muamelesi" gördüler; "fikstür tokatları" yiye yiye bugüne geldiler; "üveylik" hâlâ devam ediyor!.. Türk Futbolu'nun "en büyük sorunlarından biridir" bu durum; "Herkes eşittir, ama birileri daha eşittir!.." Beşiktaş ve Trabzonspor "herkese göre daha eşit olan birilerindendir" ama, "daha eşit olan o birileri Fenerbahçe ile Galatasaray olunca", Trabzonspor da, Beşiktaş da "eşit olan herkes" grubuna girerler; daha doğrusu "sokulurlar!.." "Mesela" diyelim: Eğer, Türkiye'nin en tecrübeli hakemlerinden biri, "aynı maç" içinde, rakibinin böğrüne hastanelik edecek tekmeyi bilerek sallayan ve tutturan bir oyucuya "kırmızı kart göstermiyor" ve maçı da "o oyuncunun golü ile takımı kazanıyor", buna karşılık "futbolda 'fiske' denecek bir dokunuşa tereddütsüz 'penaltı ve sarı kart' kararı veriyor" ise, bilinmelidir ki; ortada "herkes gibi eşit olan" bir Sivasspor ile "daha eşit olan birilerinden" Trabzonspor vardır!.. Bir başka "gözde" hakemimiz de, bir önceki hafta, "daha maçın 5'inci dakikasında bir penaltı ve kırmızı kart kararını iç ederek", ülkenin "daha eşit birilerinin başında gelen" Galatasaray önünde, Sivasspor'u hezimete uğratacak yolu açmamış mıydı ?.. "Normal" sezonun finaline girildiği bu haftalarda, üst üste bu "iki maçta yapılan" bu açık hakem hataları, "eşit olan herkes grubundaki" Sivasspor'un, sanki "daha eşitler arasında oynanması isteniyor" gibi görünen "play-off" şansının "elinden alınması" demek değil miydi?.. Soruyorum; varsa yoksa "şike", elbette konuşalım, tartışalım, çare arayalım, bulalım ama, "ben kendimi bildim bileli" federasyonlar eliyle, hakem düdükleriyle sürüp gelen, "getirilen" ve de tedavi edilmeye edilmeye kangren olmuş, "hayatımızın normal bir parçası hâline gelmiş" şikeden de daha kötü bu belânın futbolumuzu kirletmesine daha ne kadar göz yumacağız?.. Daha da kötüsü "benim" anlı ve de şanlı medyam "bu kirli çarktan o kadar memnun" ki, pek çok yazarı- çizeri, yorumcusu, çoğu zaman "satır ve cümle aralarında bile" yapılan haksızlığı söylemekten, yazmaktan imtina ediyor; "daha eşitleri küstürmeme" yarışının en önünde koşmaya çabalıyor!.. Bravooo!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.