Hep ve hepsi mi kötü?..

A -
A +

Bugün, sevgili kardeşim Hıncal Uluç'a bir sorum var: Haftalardır "Galatasaray Futbol Takımı" ile ilgili yazılarında "özetle" diyor ki; "Galatasaray'da seyretmek için maça gideceğim futbolcu yok. Mesela, herkesin göklere çıkardığı Melo da, Elmander de sıradan oyuncular. Bu Galatasaray'ın bir tane futbolcusu Fenerbahçe'nin ilk on birinde oynamaz. Ama Fenerbahçe'nin yedek kulübesinde oturanlar bile, Galatasaray'ın ilk on birinde oynayacak kalitededirler!.." "Ben, Fenerbahçe'de de, Galatasaray'da da bu görüşün tam aksi olan bir çok oyuncunun olduğu görüşündeyim" ama, elbette "Onun görüşündür" saygı duyarım!.. Sorumun başlangıcı şu; "Her maçını tesadüfen ya da şansı ile ya da rakip takımın kötü oyunu ile kazanabilecek kadar kötü ve kalitesiz futbolculardan kurulu bir takım, sadece Fenerbahçe'ye değil, Beşiktaş'a da, Trabzonspor'a da, bütün dişli Anadolu ekiplerine de bunca puan farkını nasıl yaptı? Geçen üç yılın Galatasaray'ının yanına bile yaklaşamadığı bir bilânço ile normal sezonu bitime üç hafta kala birinci bitirmeyi nasıl garantiledi?.." Sorumun devamı şöyle: "Son üç sezonda Galatasaray'ın başına en ünlülerinden, en ünsüzlerine kadar kaç hoca geldi, gitti ve de bu hocaların ellerine ne oyuncular verildi; ne yaptılar?.." Ve "sorum" şu; "Senin görüşünle Fenerbahçe'nin ilk on birinde oynayacak tek oyuncusu olmayan, Fenerbahçe'nin yedek oyuncularının bile doğrudan oynayabileceği bir takım", son 3 yılda Galatasaraylıların hayal bile edemeyeceği "klasman, puan ve başarı noktasında bulunuyorsa", bunu başarabilen teknik adamın, her hafta "yerden yere vurulacağına", alkışlanması gerekmez mi?.. Sevgili Hıncal, "Sercan" diyorsun... Sercan "kendini" bitirdi, Bursaspor ona "10 milyon euroya yakın para isterken", neden "üçte birden az fiyata" bonservisini verdi?.. Bursaspor'dan başlayarak "özel hayatı", onu sahalarda, ayakta duramayacak, koşamayacak, top tutamayacak, her hamlede yere düşecek hâle getirdi; Engin'e şans veren Fatih Hoca, onu "neden" kazanmak istemesin, neden şans vermesin? "Çağlar" diyorsun... Çağlar tam bir "müzmin sakat"; tam iyileşiyor; bir-iki maç deneniyor; "iyi oynamaya başlıyor"; gene sakatlanıyor; ne yapsın, Terim?.. "Yekta" diyorsun... Yekta'nın durumunun da Çağlar'dan farkı yok; sakatlıktan kurtulamıyor; bakalım bu defa "ne kadar oynayabilecek?.." "Ceyhun" diyorsun... Ceyhun'u ısrarla almak isteyen ve alan Fatih Terim, neden "oynatmasın?.." Melo'nun, Semih'in, Ujfalusi'nin, Engin'in yerine oynayabilecek kıvama gelse, neden oynatmasın?.. Diyorsun ki ve ben de uzun süre dedim ki; "Riera"... Galatasaray'ın bu kadrosu içinde "futbolu en iyi bilen, en teknik oyuncu" olduğuna inandığım Riera, Terim'in kendisine verdiği şansları kullanmak istemedi, kullanmadı; "Ben kiralığım, nasılsa gideceğim" diyerek sahada "eğreti durdu"; Sivasspor'la oynanan kupa maçı ise "gördüğün gibi" tam ve son fiyaskosu oldu!.. Diyorsun ki; "Kanatlardan orta yapma devri geçti, pas versinler"; çok haklısın, ama Galatasaray'da "kanat adamı yok"; Başkan ve "özel danışmanı", Terim'in takımının kolunu kanadını kesti; Arda'yı sattılar; Riera da bekleneni vermedi; Şakiri'ye sırt çevirdiler; Turgut'u, Olcan'ı almadılar, iş "orta yapmayı" bile bilmeyenlere kaldı, nerede ki pas versinler!.. Engin ve Emre de "zaten" kanat çıkıyor sahaya, maç boyu ileri ikilinin arkasında oynuyorlar, zira çok maçta "Selçuk" ortalarda yok!.. İşte "bu durumda bile" Terim, Hakan Balta hariç "tamamı değişmiş" bir ilk on bir ile, normal sezonu "yüzünün akıyla bitiriyor"; bu bir maç değil, 3 maç değil, 10 maç değil, 30'un üzerinde maç!.. Elbette bu takım da kötü oynayacak, berabere kalacak, yenilecek!.. Hep "Galatasaray'ın şanslı olduğunu" söylüyorsun; "Fenerbahçe'nin sezon içinde zar zor ve de biraz da şansı ile kazandığı" onca maçı unutuyorsun; hadi onları bir tarafa bırakıp, son haftalara bir bakalım: "Biraz şansı olsa", Baros'un Fenerbahçe maçında direkten dönen şutu kaleye girse, Mehmet Batdal Trabzonspor maçında o golü atsa, Bursaspor'un Fenerbahçe maçında direkten dönen iki şutu ağları bulsa, şimdi puan cetveli ne hâlde olacaktı?.. Terim, bitmiş tükenmiş bir takımı "9 ayda" ve "ancak" bu hâle getirdi; bilmem ki, daha iyisini yapabilecek var mı?.. Elbette Terim'in de "hatalarını, yanlışlarını eleştireceğiz" ama, "elindeki malzemeyi hele senin gibi tartar ve görürsek", ona "saha içi ile ilgili" yapılacak eleştirilerin dozunu da "senin ortaya koyduğun futbolcu tablosuna göre" ayarlamamız gerekmiyor mu?.. Not: "Terim ve Batdal" konusunda yazdığın her satıra imzamı atarım; çok haklısın!.. Bir de benden ek; Trabzonspor maçında hakemlerle diyalogundaki görüntüler, Terim'e yakışmadı; olmadı Hocam; bu görüntüler play-off için "iyi işaretler" değil!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.