Kiğılı'ya mesaj!..

A -
A +

Sporun, futbolun içinde "saydığım, sevdiğim, inandığım, güvendiğim", bakanlıktan, kulüp başkanlığına, genel müdürlükten, federasyon başkanlığına kadar "üst düzey yönetimlere lâyık gördüğüm" insanlar vardır, Türkiye'de!.. Bunlardan biridir Abdullah Kiğılı!.. Bunca yıldır sporun içindedir; kulüplerde, federasyonlarda görev yapmış, dahası Futbol Federasyonu Başkanlığı koltuğuna da oturmuş, tecrübeli, "dürüst, bilen ve yapan" bir yöneticidir ve "nasıl bir yönetici olduğunu" iş hayatındaki başarısıyla da göstermiştir!.. İşte "böyle" çok tecrübeli, yani eskilerin tabiri ile "kurt" bir yönetici olan Abdullah Kiğılı'ya şaşıyorum; "hâlâ" Aziz Yıldırım'ın başkanlık yaptığı bir yönetimin içinde "nasıl" duruyor?.. Hadi, Yıldırım'ın "Metris günlerinde" çok sevdiği Fenerbahçe'sinin zor günlerinde "seve seve" ve gönüllü olarak "yöneticilik" görevini, dahası "başkan vekilliği" görevini üstlendi, "bunu anlamam" mümkün ve alkışlarım da, ama bugün?.. Yıldırım Metris'ten çıktı, "yeniden aday oldu", yönetimini de değiştirdi; Nihat Özdemir'ler, Ali Koç'lar, Murat Özaydınlı'lar "yeniden görev almadılar", ama Abdullah Kiğılı "gene" görev aldı, neden; hâlâ kalıyor, neden; işte bunu anlayamıyorum, anlamam da mümkün değil!.. "Şike" konusundaki iddialar, "Yargıtay" safhasında olan "mahkûmiyet" yetmiyormuş gibi, şu "askerlik olayı" iddiaları da mı yetmiyor, Kiğılı'nın "Ben artık yokum" demesine!.. Kiğılı, "bu adımı atarak", bizzat Yıldırım başta olmak üzere, Fenerbahçe camiasının kanaat önderlerine "ne yapmaları gerektiğine dair" en anlamlı işareti vermiş olacağının nasıl farkına varamıyor?.. Hadi, diyelim ki, "Şike iddiaları", Yıldırım üzerinden "Fenerbahçe'nin önünü kesmek için" ortaya atılmıştı; peki ama "askerlik" ile ilgili iddialar?.. "Mehmet Baransu iftira ediyor, ondan adalet önünde hesap soracağım" diyen Yıldırım'ın bugüne kadar dava açtığını duymadık, duyamadık; aksine davayı "suç duyurusunda bulunarak" Baransu açtı; bu da mı, Kiğılı'ya "makûl" geliyor?!.. Baransu "eğer yalan söylüyorsa", bunun cevabını, "Fenerbahçe'nin başkanlık koltuğunda oturan" zatın, bugüne kadar "belgeleri" ve "herkesi tatmin edecek açıklamaları" ile vermesi gerekmiyor muydu?.. Ya, "bedelli askerlik yapma müracaatı" iddiası; "bu müracaatın Yıldırım Metris Cezaevinde iken yapıldığı ve kabul edildiği" doğru mu; bu konuda da hâlâ "ses seda" yok!.. Sevgili Kiğılı, "yapılmış ve kabul edilmiş" ise "bedelli askerlik" müracaatı, Baransu'nun iddialarının "doğru olduğuna dair" görüşü güçlendirmiyor mu; eğer "askerlikten muaf olma raporu sapasağlam ise", bu "yeni gelişme" neyin nesi oluyor?.. "Böylesine ciddi iddialarla karşı karşıya olan" ve "cevap bile veremeyen" bir Başkan'a hâlâ "vekâlet etmek" ne anlama geliyor; "Onun için, Fenerbahçe'yi de, kendini de kalkan yapmak anlamına gelmiyor mu" diye sorulsa, bu sorunun cevabı ne olacak, sevgili Kiğılı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.