Görünen köy!..

A -
A +


Başta Spor Bakanı olmak üzere Spor Teşkilâtı, dahası İçişleri Bakanı, bitmedi Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, "Kulüpler Birliği Vakfı" denilen kuruluşun, sadece Süper Lig'de takımı olan kulüplerin başkanlarından müteşekkil yönetimi "İstemiyor" diye "Kulüpler Yasası'ndan vazgeçmemeli", bu yasayı rafa kaldırıp, "beylerin keyfinin yerine geleceği günleri" beklememelidir!..
Zira, "Spor suçları ile ilgili kanunun yürürlüğe girdiği günden beri", ülke sathında "sporda şiddet azalmamış", aksine daha artmıştır!..
"Acı gerçek", bir amatör maçtaki tablo ile ortadadır:
Geçen hafta sonu, İstanbul'da Bağcılar Mahmutbey Stadı'nda oynanan, hem de sanal / sosyal medyada "Geliyorum" diye diye gelen ve "önlemek için" 250 polisin görevlendirilmesine rağmen önlenemeyen olaylar, sporumuz adına tüyler ürperticidir.
Olay "özetle" şudur; ligdeki Küçükköyspor - Feriköy maçındaki olayların "rövanşını almak için", Feriköy -  Kazım Karabekir Mevlânaspor karşılaşmasına "Feriköy'e karşı komşu semtin takımını desteklemek üzere gelen" ve stada alınmayan Küçükköyspor taraftarlarının çıkardığı olaylar, saha içine de sirayet etmiş ve maç hakem Mete Kalkavan tarafından 8'inci dakikada tatil edilmiştir.
Ne yazık ki bu olay, anlı ve de şanlı medyamızda çoğunlukla, "şiddetin nerelere kadar ulaştığı ve vehameti" esas alınarak değil, "insafsızlığı da aşan" bir yorumla "Mete Kalkavan bir amatör maçı bile beceremedi" havasında ve birkaç paragraf ile iç sayfalarda verilmiş ve öylece de bırakılmıştır!..
Elbette, yetkililer ve basın "spor suçlarına böyle baktıkları" ve "öyle" yaptıkları (İşin doğrusu yapmaları gerekeni yapmadıkları) için, ülkenin dört bir yanında futbol saha ve statlarında "şiddet olayları olağan hâle gelmiş" ve çok daha kötüsü "basketbol / voleybol salonları" da şiddetten "yaygın ve yoğun şekilde" payını almaya başlamıştır!..
Çok açıktır ki, "Spor Suçları ile ilgili kanun", şiddeti  önleyememiştir; önleyemeyecektir!..
Zira, bu kanun, yetkililer ve ilgililer "suçluların üzerine kanunda yazıldığı şekilde gidemedikleri" için "fiilen" topaldır.
Bitmedi, "hukuken" de topaldır; bu kanunu "hukuken" de, "fiilen" de topallıktan kurtaracak olan "Kulüpler Yasası çıkmadıkça" topal olarak kalmaya devam edecektir!..
Zira, sporumuzu ve kulüplerimizi "Kulüpler Yasası'nın çıkmasını istemeyen" başkan ve yöneticiler ile zihniyetleri yönettiği sürece, "spor suçlarının şiddet başta, şikesiyle, dopingiyle, ırkçılığıyla önlenmesi" mümkün değildir, çünkü, "spor çarkımız" onların ve zihniyetlerin emir ve kumandası altındadır; federasyonlarıyla birlikte!..
Bugüne kadar, "hakem soyunma odalarını yol geçen hanına çeviren" istediği zaman ve istediği şekilde basan, fırçalayan, tehdit eden bir kulüp başkanının, bunca yıldır "kaç defa yaptığını ve ceza aldığını sayamaz hâle geldiğimiz bu spor suçunu, hâlâ ve hâlâ işlemesini bile önleyemeyen" sistemimizin "kurtarılması için", işte "bu zihniyetteki yöneticileri, kulüp yönetimlerinden uzak tutacak olan" bir Kulüpler Yasası'nın şart olduğu ortadadır!..
"Camiasını, taraftarı arkasında tutmak için" yıllardan beri "gerilimi en büyük silâh olarak kullanan" yöneticiler Türk Sporunun yönetiminden ayıklanmalıdır ki, ayıklanma sırası ve imkânı "o tip teknik adamlara, sporculara gelsin" ve spor suçları, "uygar ülkeler seviyesine insin!.."
"Geç de olsa" Anadolu Kulüpleri de uyandı, federasyona, Üç Büyüklere karşı "sert açıklamalar" art arda gelmeye başladı; Kasımpaşa'nın "son
açıklaması" dikkatle okunmalı ve hassasiyetle değerlendirilmelidir!..
Eğer hâlâ "Böyle gelmiş, böyle gider" diye düşün ülüyorsa, en büyük hata yapılmış olur.
Zira, bugün olanları "yeterince" değerlendirmezsek, "Üç Büyükler - Anadolu Kulüpleri bölünmesinin, kentlere, spor sahalarına, tribünlere neleri getireceğini", çok büyük acılar çekerek görürüz!..
Düşünülmesi bile tüyler ürpertici!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.