Fenerbahçe’de dejavu!..

A -
A +

F.Bahçe camiasını, taraftarını “isyan edecek duruma getiren bugünkü tablonun sorumlusu” kimdir?..
Bu sorunun cevabı çok açıktır; “Başkan Ali Koç!..”
Peki, Fenerbahçe’de 20 yıllık Aziz Yıldırım saltanatından sonra, onu “hezimete uğratarak” büyük vaatlerle iş başına gelen, çok büyük paralar harcayarak “transfer bombaları patlatıp” Türkiye standartlarında “pahalı kadrolar kuran” Başkan Ali Koç “nerede hata yapmış ve yapmaktadır” ki, kendini “yüzlerin bir türlü gülmediği” camiaya ve taraftara hesap vermek durumunda bırakan “başsorumlu” durumuna getirmiştir?..
Bu sorunun da cevabı çok açıktır; Onun “Sportif Direktörlük” sevdası ve “bu sistemi yürütecek kişi” konusundaki yanlış seçimleri!..
Başkanlık yolunun daha başında Fransız Damien Comolli ile başlayan “yanlış seçim”, bugün de Emre Belözoğlu ile devam ediyor!..
Comolli “kendi elinin altında olacak, transferlerine ses çıkaramayacak” bir teknik adamı, Hollandalı Phillip Cocu’yu Fenerbahçe takımının başına getirirken, Ali Koç’un kendisine verdiği “tam yetkiyi” keyfince kullanmış ve “bu yolculuk” hüsranla noktalanmıştır.
“Böyle bir olumsuz tecrübeyi acılar içinde yaşadığı hâlde”, Başkan Ali Koç, bir defa daha “aynı hatayı tekrarlamış” ve “Emre Belözoğlu / Erol Bulut ikilisi” ile kendisini de, camiasını da “bir olayı daha önce yaşamış olma duygusu” ile kucaklaştırmıştır; “Dejavu!..”
Daha ilk adımında “Comolli / Cocu” ikilisi yerine “Avrupalı başarılı olmuş” bir Hoca’yı “tam yetki ile iş başına getirse” ve “onun yanına sonradan bayrağı teslim alacak olan Erol Bulut Hoca’yı verse” bugün Fenerbahçe futbol takımının hocası için “Son şansı” başlıklı yorumlar ve haberler TV ekranlarını, spor sayfalarını doldurur muydu?..
Trabzonspor maçını “hakemin vermediği bir penaltı ile” kurtaran Hoca, “son şansını iyi kullanmıştı” ama aradan beş gün bile geçmeden, “gene aynı duruma” düşmemiş miydi?
“Bu” nasıl bir “yönetim zafiyeti” ve “bu tablo” Fenerbahçe’ye yakışıyor mu?..

Beşiktaş çok şanslı!..
Evet, gerçekten çok şanslı Beşiktaş; ona bu şansı, “birbirini yemeyi, şampiyonluk / kupa hedefinin hemen sonrasına, ikinci hedef olarak koyan” yöneticiler veriyor; Galatasaraylı ve Fenerbahçeli yöneticiler!..
Şaşmamak elde değil, yıllar yılı “aynı hatayı, yanlışı yapıp geliyorlar” ve de “birbirilerine tuzak kurduklarını zannederek” asıl “kendilerine tuzak kurduklarının farkında olmayan” yöneticileri var, iki büyük kulübün!..
Masa başlarında, kapalı kapılar arkasında “birbirlerini yemek için” hazırlık yapan ve sonra da bu hazırlığı TV ekranlarına, gazete sayfalarına, Federasyon Kurullarının odalarına kadar düşüren yöneticiler!.. Beşiktaşlı yöneticiler “memnuniyet içinde” yıllardır seyrediyorlar; sportif rekabetin üzerine “şiddete kadar varan kavga damgasını vuran” ve ona göre hareket eden yöneticileri!.. Kaç defa yazdım, gene yazıyorum; “puan cetveli bile gösteriyor”, ne kadar büyük hata yaptıklarını!..
Yazıklar olsun!..

Mesut’u harcadılar!..
Mesut Özil’e yazık ettiler; bile bile, göz göre göre “lades” dediler…
Bir “yarışmacı” TV’ci, onun kankası bir eski ve ünlü futbolcu, “Başkan” Ali Koç’u ve “Sportif Direktör” Emre Belözoğlu’nu da çembere alarak… “Dünyanın en büyük kulüplerinden birinde haftada 350 bin avro kazandığı hâlde” 1,5 yıldır “doğru dürüst futbol oynamamış”, masa başında “dijital futbol oyunu tutkunluğunu” tatmin etmiş bu büyük futbolcuyu… “Saha futboluna yeniden döndürürken” ona “yeterli zamanı tanımayarak”, tam hazırlanmadan… Hem de “kış şartlarının iyice ağırlaştırdığı” sahalara sürmek… Böyle büyük hata nasıl yapılır; “anlaşılır gibi değil” değil mi?..
Anlaşılır yanı da “elbette” var; “Başarısız gidişin üstünü ‘Mesut Özil / İrfan Can Kahveci transferleri’ ile örtmek!..”
Mesut gibi bir yıldızı “Onun, hazırlıksız olduğu için asıl futbolunu gösteremeyeceği biline biline sahaya sürmek” ve Antalyaspor maçında “sedyede hastaneye götürülüşünü seyretmek” ne kadar üzücü, öyle değil mi Ali Koç Başkan ve de sizler Emre Belözoğlu, Erol Bulut?.. Eğer “Fenerbahçe’nin açıklamasındaki gibiyse” Mesut’un sakatlığı; “öyle bir ay içinde sahalara dönmesi” ihtimali “bana göre ‘yok’ denecek kadar” az!..
Temennim Mesut’un “bir an önce” değil, “tam sağlıklı ve tam hazırlanmış olarak” sahalara dönmesi; inşallah!..

Galatasaray’ın problemi!..
Onca transfere rağmen, Galatasaray’ın iki sezondur kurulan kadroları, “ülkenin en pahalısı oldukları hâlde” başarılı olamıyor?..
Hem de “Muslera gibi” bir kaleciye ve de Diagne, Falcao, Mustafa gibi golcülerine rağmen… Üstelik “bu golcülere, ek başka santrforların da kadroda yer almasına” rağmen… Çok açık bir sebep var; bu golcüler ne kenarlardan ne de ortadan “beslenebiliyorlar”, onlar “gol vuruşları yapabilecekleri” toplarla buluşturulamıyorlar!..
“İsim olarak” ve de “besleyici olarak” gelen giden çok futbolcu vardı kadroda; iyi oyunculardı, ama verim alınamadı, neden?..
Neden, Galatasaray, rakipleri “taçlardan gol pozisyonu hazırlayacak hızı kullanıp gol de attıkları hâlde”, sarı kırmızılı takım “amatörlerin verimi ölçüsünün üzerine” bile çıkamıyor?..
Neden, Galatasaray “duran toplarda ‘olması gereken’ gol verimine” bir türlü ulaşamıyor?..
Ve neden, G.Saray’ın stoperleri “kendi kalelerinde golle sonuçlanan hataları yapmakta” ve Galatasaray’ın “hızlı hücum imkânını” gemlemekte ısrar ve inat ediyorlar?..
Fatih Terim gibi bir hocanın takımında, “futbol ulemamızdan olmayan benim gibi birinin bile görebildiği ve yazabildiği” bu hataların sürekli hâle gelmesinin sebebi ne olabilir?..
65 yıldır futbol seyreden, Galatasaray’ı seyreden ve yazan bir kişi olarak “Bu sorunun cevabı, oyun disiplininde ve takım çalışmasında aranmalıdır” desem, acaba hata mı etmiş olurum; sanmıyorum!..

Şaka!..
Erman Toroğlu Hoca’m, “Hakem atamaları bir tuhaf” diyor!..
Aman sevgili Erman, “bunca yıl bu işin içindesin” ve “ne olup bittiğini” çok iyi biliyorsun. Onun için diyorum ki; bu atamalar “tuhaf olmasa” idi, asıl o zaman durum “tuhaf” hatta “çok tuhaf” olmaz mıydı?..
Bu Merkez Hakem Komitesi “nasıl” kuruldu; anlatılanlar “şaka gibi” değil miydi ama “futbolumuzun gerçeği” olmadı mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.