Zorda bir başkan ve fikstür çarpıklığı!

A -
A +

Başta Fatih Terim ve Sergen Yalçın olmak üzere, “fikstür yapılandırılmasından şikayetçi” bütün hocalar “esasta haklılar” ama “usulde hata yapıyorlar”; bu şikâyetleri kulüp başkanları yapmalı!..
 
Aklı başında her sporsever ve “asıl” futbolsever, düşünen / yazan her spor gazetecisi, futbol yorumcusu “bu garip ve de acayip ‘haftalık’ maç fikstürlerini” eleştirmekten de öte “yerden yere vurabilir” ve de vurmalıdır!..
Bıraktım “Avrupa kupalarına katılma hakkını” ve de “düşme hattını”, sadece “üç takımlı zirve yarışı için bile bu haftalık fikstür düzenlemelerinde” adalet yok, mantık yok, akıl yok!..
Beşiktaş / Fenerbahçe / Galatasaray arasındaki zirve mücadelesinde, “üç ihtimalli bir tablo” var, ortada…
“Üç takım da şampiyon olabilir” ihtimali var ise, o zaman “üç takımın da maçlarının aynı gün, aynı saatlerde oynanması” gerekir.
“Eğer ‘daha mantıklı olan’ ihtimali düşünür ve şampiyonluk yarışını iki takıma indirirseniz” o zaman “Beşiktaş ile Fenerbahçe’yi aynı gün aynı saatte oynatmanız” lazım!..
Yok, mesela benim gibi “Beşiktaş bu işi bitirir, ikinci durumda olan Fenerbahçe’ye karşı hem ‘averaj avantajı’ var hem de 3 puan farkı. Üçüncü durumdaki Galatasaray’a karşı da hem ‘averaj avantajı’ hem de 6 puan farkı var. Beş maçta Beşiktaş bu avantajı zor kaybeder. Dahası o kaybetse dahi, rakiplerinin ‘Ligi sıfır kayıpla bitirmesi’ gerekir ki, o çok daha zor” diye düşünebilirsiniz. Onun için “iki takımlı bir ikincilik mücadelesi var, Şampiyonlar Ligi’ne elemeli katılmak hakkı için” dersiniz; o zaman da, “Fenerbahçe ile Galatasaray’ın ‘aynı gün ve saatte oynatılmaları’ çok daha mantıklı” olmaz mı?..
Tablo bu kadar açıkken, nasıl oluyor da “puan cetvelinde her iki rakibine karşı ‘averaj’ avantajlı Beşiktaş” ile 3 puan gerideki ve ikinci durumdaki Fenerbahçe varken, 6 puan gerideki Galatasaray” aynı gün ve aynı saatte” oynatılıyor?..
Üstelik de “neden” Beşiktaş ve Galatasaray, Fenerbahçe’den “bir gün önce” oynatılıyor?..
Elin ağzı torba değil ki büzesin, soruluyor; “kulüpten istifa etmiş olsa” da, Federasyon Başkanı’nın “Fenerbahçeli olmasından” mı?..
Elin ağzı torba değil ki büzesin, soruluyor; 5 Aralık 2019 günü Zorlu Center’daki Nihat Özdemir’in ofisinde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile yapılan ve zamanın MHK Başkanı Zekeriya Alp ile Fenerbahçe Asbaşkanı Semih Özsoy’un da katıldığı “baş başa” görüşmenin bugünlere kadar süren etkileri mi?..
Daha başka sorular da soruluyor ama “bu iki soru yeter”, bu haftalık fikstür düzenlemelerinde “açık açık görünen çarpıklığı” ifade etmeye…
Başta Fatih Terim ve Sergen Yalçın olmak üzere, “fikstür yapılandırılmasından şikayetçi” bütün hocalar “esasta haklılar” ama “usulde hata yapıyorlar”; bu şikâyetleri kulüp başkanları yapmalı!..
Dahası, ben soruyorum; bu “Kulüpler Birliği” ne işe yarar; bu “açık adaletsizlik için” bile Federasyon’a “Yanlış yapıyorsunuz, yapmayın” diyemiyorsa…
Herkes görüyor ve biliyor ki “çok büyük vaatler ve ümitlerle” iş başına gelen Ali Koç Başkan zorda… Ve de “yeni seçim” kapıda…
Tamam da, “O, sözlerini, vaatlerini tutamıyorsa, tutamamışsa”, bunun sorumlusu “fikstür tanziminde bile hakkı yenen” rakip kulüplerde mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.