İki büyüğün iki başkanından büyük adım!..

A -
A +

Eğer “Sponsorluk üzerine kurulan ‘Dostluk Paketi’ tribünlerden sokaklara, kulüp başkanlık odalarından, medyanın spor sayfalarına, ekranlarına, mikrofonlarına kadar uzanan… Ve “bir zamanların “masal gibi anlatılan” o anekdotlarını okuduğumuz “Galatasaray – Fenerbahçe arasındaki spor mekanlarındaki rekabetin beraberinde yaşatılan ‘dışarda dostluk’ sürecini geriye getirebilecekse… Ayağa kalkar, Burak Elmas ve Ali Koç başkanları ayakta alkışlarım…


“O efsane dostluk süreci”, Futbola profesyonelliğin girmesi ile “renk değiştirmeye başlamış” ve… Sonunda “uzun başkanlık sürecindeki başarısızlığının üstünü örtmek ve tabanını kendi yanında tutabilmek için, ‘dostça rekabet’ yerine rotayı tam anlamıyla ‘her mekan ve zamanda kıyasıya kavgaya döndüren” bir başkanın “rakipten aynı çizgide karşılık bulması” sonunda tamamı ile sona ermişti. Böylece, “dostça rekabetin düşmanlığa taşınmasının yolu” açılmıştı…

Elbette “bu acı tablo”, hem maddi, hem manevi uzantılarıyla iki kulübe de hem de “büyük ölçüde” zarar veriyordu…

Spor sahalarında “nesiller ve nesiller boyu sürecek sportif rekabet” ama, “sahaların dışında ‘karşılıklı saygıya ve ortak menfaatlere dayalı’ dostluk süreci, “sarı lacivertli ve sarı kırmızılı kurdelelerle sarmalanmış” bir pakette; hayali bile güzel!..

Olur mu; eğer Ali  Koç ve Burak Elmas başkanlar “olacağına yürekten inanır ve bu inancın gereğini yapabilirlerse” neden olmasın?..

Elbette “bunca zamandır inat ve ısrarla sürdürülen ‘düşmanlık sürecini’ kısa zamanda bitirmek” kolay olmayacaktır!..

Yönetimleri, Divan Kurullarını, Genel Kurulları, camiayı, taraftarları, tribünleri de “inandırmak” çok açık ki, “Dostluk Paketi’nin Kaf Dağı’nın arkasında olduğuna inanan” çok büyük bir çoğunluk varken, zor, hem de çok zor…

Hele hele “Galatasaray – Fenerbahçe düşmanlığının spor sayfa ve ekranlarında en etkin reyting ve tiraj aracı olduğunu bilen ve yıllardır kullanan” spor medyamız varken…

Zaten “paket haberi” kamuoyuna ulaştığında, hem camialardan, hem de medyadan “olumsuz sesler” çıkmaya başlamıştır.

Bu başlangıç sürecinde “meydan” Fenerbahçe – Galatasaray düşmanlığından beslenenlere bırakılmamalıdır. Bunun için de iki kulübün “başkanlar başta ‘etiketli’ bütün yöneticileri” çok dikkatli olmalı, “dostluk adımlarını engellemek isteyenlere” imkan ve fırsat vermemelidirler.

Elbette, iki büyük kulübün attığı bu “yaklaşma adımı” öteki büyük kulüplerde hoş karşılanmayacaktı, nitekim karşılanmamıştır.

Nitekim, “sponsorluk üzerine el sıkışılan” bir Dostluk Paketi’ni bile “Bu Beşiktaş'a karşı bir birleşmedir” diye karşılayan Beşiktaşlılar “atılan adımdan rahatsızlıkları” belli etmişler ve “sahipleri için o paketin ne kadar yararlı olduğunu” göstermişlerdir…

Zira, bunca yıldır “Fenerbahçe – Galatasaray düşmanlığını” kendileri bakımından “akıllıca kullanan” Beşiktaş yönetimleri, “zamanına ve yerine göre” Fenerbahçe’nin yanında, bir başka zamanda ve mekanda “Galatasaray’ın yanında” olmuşlar ve hep “kârlı” çıkmışlardır!..

Devam Fenerbahçe’nin ve Galatasaray’ın sayın Başkanları, zor bir yolculuğa çıktınız, Allah yardımcınız olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.