Öncelikle sakınılacak olanlar

A -
A +
Kalp hastalıklarının şirkten sonra en kötüsü, bidatlere inanmak ve bidat işlemektir.   Sual: Haramlardan, günahlardan sakınma hususunda, bir öncelik sırası var mıdır?Cevap: Kalp hastalıklarının şirkten sonra en kötüsü, bidatlere inanmak ve bidat işlemektir. Bidatlerden sonra, günahlardan sakınmamak gelir. Küçük olsun, büyük olsun, şirkten yani küfürden başka günah işleyip, tövbe etmeden ölen bir mümin, şefaat olunmakla, yahut hiçbir sebep olmadan, yalnız Allahü teâlânın merhamet etmesi ile, affolunabilir. Küçük günah, affedilmezse, Cehennemde azap çekilecektir. Kul hakkı da bulunan günahların affı güçtür ve azapları daha şiddetli olacaktır. Zevcesinin, hanımının mehrini vermemek ve insanların hak dini öğrenmelerine mâni olmak, kul haklarının en büyüğüdür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir zaman gelir ki, insan kazancının helalden mi, haramdan mı olduğunu düşünmez.)(Bir zaman gelir ki, İslamiyete yapışmak, elinde ateş tutmak gibi güç olur.) Bunun için, haramların hepsinden ve tahrimi mekruhlardan sakınmak takva olur. Farzları ve vacipleri terk etmek haramdır. Müekked sünnetleri özürsüz terk etmek tahrimen mekruh olur denildi. İtikatta ve ahlakta ve amelde emrolunanları terk edene, kıyamette azap yapılacaktır. Azaba sebep olan şeyleri terk etmek lazımdır. Mesela namaz kılmamak büyük günahlardandır. Bir günahı terk etmek, mesela beş vakit namazı her gün kılmak çok lazımdır. Rıyâd-un-nâsıhîn kitabında buyuruluyor ki: “Haramları, büyük günah ve küçük günah diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günahlardan da, büyük günah gibi kaçınmak, hiçbir günahı küçümsememek gerektir. Çünkü, Allahü teâlâ, intikam alıcıdır ve ganidir. İstediğini yapmakta hiç kimseden çekinmez. Gadabını, düşmanlığını günahlar içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir günah, intikamına, gadabına sebep olabilir.” Tövbe edilmeyen herhangi bir günahdan Allahü teâlâ intikam alabilir.            *** Sual: İşlenen günahlara tövbe etmenin hükmü nedir ve işlenen günahlar için yapılan her tövbe kabul olur mu?Cevap: Her günahı yaptıktan sonra tövbe ve istiğfar etmek de farzdır. Her günahın tövbesi, şartlarına uyulursa kabul olur. Kimyâ-i se'âdette buyuruluyor ki: “Şartlarına uygun yapılan tövbe, muhakkak kabul olur. Tövbenin kabul edileceğinde şüphe etmemelidir. Tövbenin şartlarına uygun olmasında şüphe etmelidir.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.