Sinan Aygün

PKK terörünün en keskin olduğu dönemlere yeniden döndük. Bu boyuttaki bir terörü, birkaç bin haydutun kendi iç dinamikleri ile oluşturması imkânsız. PKK'nın terör eylemlerini gerçekleştirmek ve propaganda faaliyetlerini sürdürmek için çok büyük ölçekli paraya ihtiyaç duyduğu bir gerçek..

Son günlerde televizyonların ilk haberi. Gazete sayfalarında ise çarşaf çarşaf... Manken-futbolcu ikilisi söz konusu olunca hadise büyüdü.

Ülkenin neresinde ulusal birlik ve bütünlüğe aykırı bir laf edilse, perdenin arkasında Açık Toplum Vakfı'nı (Open Society Institute) görüyoruz.

2005 yılının sonlarında IMF'ye en çok borcu olan Brezilya, bir daha IMF'den borç alınmayacağını ve borçların en kısa sürede kapatılacağını açıklamıştı.

Günlerce, haftalarca, aylarca mücadele verdik. Çalmadık kapı bırakmadık. Toplantılar düzenledik. Basın açıklamaları yaptık. Raporlar yayınladık.

Türkiye'de binlerce ocağı söndüren kumarhaneler kapatıldı. Böylece giderek büyüyen bir facianın önü kesildi. İnanılmaz cezbedici bir atmosferde insanları iç çamaşırlarına kadar soyuyorlardı.

Önümüzdeki pazar günü İstiklal Marşı'mızın kabul yıl dönümünü bir kez daha kutlayacağız. Bir milli şaheser olan İstiklal Marşı'mızdaki "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" dizesi öyle muhteşem ki... "Avrupa Birliği medeniyet projesidir" diye gözümüze sokmaya çalışanlara, en güzel cevap bu dizedir. Avrupa Birliği mi bize medeniyeti öğretecek?

Hani Irak'a barış ve demokrasi geliyordu? Barış hepten yok oldu. Sünni ve Şii çatışması çok ama çok tehlikeli boyutlara ulaştı. Kutsal mekanlar biribiri ardına bombalanıyor. Bundan daha kötüsünü düşünemiyorum.

1 Eylül 2005 tarihinde yayınladığımız bir raporda dedik ki: "Yılın ilk altı aylık verilerine göre, şahsa karşı işlenen suçlarda yüzde 26'lık bir artış var. Mala karşı işlenen suçlarda ise yüzde 43'lük bir artış olmuş. Böyle devam ederse de 2005 yılında suç sayısı 450 bini aşacak."

30 Ocak 2006 tarihinde PKK'nın yayın organlarından "Ülkede Özgür Gündem" gazetesinde yeralan haber, akıllara durgunluk verecek cinstendi.

Her fırsatta özgürlüklerden dem vuran, Türkiye'ye karşı etnik dil konusunu sürekli masaya getiren Avrupa, bakın ne yapıyor?

Çok önemli bir belge ve Fransa'da yaşanan bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Önce belgeye bakalım.

Önce 12 Aralık 2005 tarihli Star Gazetesi'ndeki habere bakalım. Haberin başlığı: "Gümüş Değil Altınhane" Haberin içeriği ise şöyle:

4 Temmuz 2003'te, Kuzey Irak'ta Türk askerinin başına ABD'liler tarafından çuval geçirilmesini asla unutamadık. Ne Türk milleti, ne de Türk ordusu, bu iğrenç olayın neden olduğu psikolojik travmayı atlatamadı. Hâlâ olayın aslını bilebilmiş değiliz.

Bugün arefe ve Batı Trakya yollarındayım. Bayramın birinci gününde de buralarda olacağım. Batı Trakya Türklerinin var olma mücadelesinin bayraktarı ve kahraman önderi Sadık Ahmet'in mezarını ziyaret edeceğim. Dualar edip, manevi huzurunda saygıyla eğileceğim.

"2006, en çok ne ifade ediyor" diye sorarsanız, cevabım çok açık: "Esaret halkasının boynumuza geçirilmesinin 10'uncu yıl dönümünü..." Bu da nereden çıktı, herkes gibi umutları tazele, geleceğe ilişkin müjdeler ver hiç demeyin. Çünkü bugün, adı Gümrük Birliği olan melun anlaşmanın yürürlüğe girişinin 10'uncu yılı...

Standart Eurobarometer'in 2005 yılının son anketi yayınlandı. Anketten, yine Türkiye'ye kocaman bir "hayır" çıktı. Malumunuz Eurobarometer, Avrupa Birliği'ne üye veya aday ülkelerin kamouyunun, çeşitli konulardaki nabzını tutuyor.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın açıklamalarını okuyunca, bir kez daha, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" dedim.

Teröristbaşı Abdullah Öcalan hakkında "örgütü cezaevinden yönettiği" iddiasıyla soruşturma başlatılmış. Günaydın beyler, günaydın...

Bugün, bütün kadınlarımıza çok önemli bir çağrım var. Anneler, eşler, genç kızlar! Bugün fırsat oluşturun ve lütfen Anıtkabir'i ziyaret edin. Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesi önünde saygıyla eğilin ve dua edin. Çünkü, 71 yıl önce bugün, ayaklar altında çiğnenen onurunuzu, O geri verdi.