Haydi Anıtkabir'e...

Bugün, bütün kadınlarımıza çok önemli bir çağrım var. Anneler, eşler, genç kızlar! Bugün fırsat oluşturun ve lütfen Anıtkabir'i ziyaret edin. Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesi önünde saygıyla eğilin ve dua edin. Çünkü, 71 yıl önce bugün, ayaklar altında çiğnenen onurunuzu, O geri verdi. Çünkü, 71 yıl önce bugün Anayasal eşitliğinizi sağlayarak, ikinci sınıf vatandaş olmaktan, sizi O kurtardı. Evet hanımlar, 1934 yılının 5 Aralık günü, insan sınıfına sokuldunuz. Mustafa Kemal'in direktifleri ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Anayasa değişikliği, işte o gün TBMM'den geçti. Hem de erkek egemen bir Millet Meclisi'nin tüm karşı çıkışlarına rağmen... *** Biliyor musunuz ki, bu hak, kadınlara Fransa'da 1944, İtalya'da 1945, Yunanistan'da 1952, Belçika'da 1960 ve İsviçre'de ise 1971 yılında verilmiş. Dahası var. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde 1934 yılından önce kadınların milletvekili seçme hakkına kavuştuğu ülke sayısı 28, seçilme hakkına kavuştuğu ülke sayısı ise sadece 17 imiş. Ve de Türkiye'de kadınlara seçme seçilme hakkının verildiği ilk seçim olan 1935 yılı ara seçimlerinde, kadınlar 18 milletvekili ile Meclis'e girdiler. Dikkat edin genel değil, ara seçim. O günlerin kültürel gelişmişlik düzeyine göre, müthiş bir rakam... *** Şimdi günümüze bakalım. Çağ, neredeyse üç çeyrek yüzyıl ileri gitmiş, 21'inci asra ulaşmışız. Sonuç felaket. Kadınlarımıza verilen bu anayasal hak, ne yazık ki kağıt üzerinde kalmış. Bugün toplam nüfusumuzun yarısı kadın. Ama parlamentoda temsilleri, yüzde 4.4 oranlarında... Yerel yönetimlerde ise kadının adı yok denecek kadar az. *** Hz. Muhammed'in, "Cennet ayakları altındadır" diyerek, en mukaddes varlık olarak tescil ettiği analarımız... Onlar, bizleri dokuz ay karınlarında esirgeyerek insan olmamızı sağladı. Biz, onlardan insan olmayı esirgedik. Hâlâ töre cinayetleri. Başlık paraları... Hâlâ akılları kısa, saçları uzun... Oysa bakın kadının eve hapsedildiği Afganistan'a, Pakistan'a, Sudan'a ve diğerlerine... Dünyanın en geri kalmış ülkeleri... Medeniyet adına tek bir artıları yok... Dibine kadar cehalet ve yoksulluk bataklığına batmışlar. *** Öyleyse haydi Anıtkabir'e... Yaşadığı çağın üzerinden çok ileri bir hamle yaparak, sonuna kadar hak ettiğiniz onurunuzu ve şerefinizi size geri verdiği için... O'nun önünde saygıyla eğilin, dua edin.