Babasına acımayan genç!..

A -
A +
“İhbar, yalan ve düzmece çıkınca bu defa karakolda soruşturmanın yönü değişiyor!..”
 
Görevi sırasında dört padişah dönemini görmüş, her rütbeyi bir başarı hikâyesiyle kazanarak erlikten mareşalliğe kadar yükselmiş değerli bir asker olan 1831 doğumlu Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın hatıralarından birini daha sizlerle paylaşıyorum...
Beşiktaş Karakolu, padişah saraylarının, resmî dairelerinin bulunduğu ve devlet adamlarının yaşadığı semtlerin güvenliğinden sorumluydu. Bir yönüyle devletin, diğer yönüyle de vatandaşların huzuruyla ilgilenmek durumundaydı. Onun için bu karakola, her türlü ihbar geliyordu. Bir gün bir ihbar geliyor:
“Beşiktaş’ta emekli memurlardan biri Yıldız Sarayı'na kadar bir tünel kazıyormuş!..”
Bu ihbar, ciddiye alınıyor elbet. Tünel kazılıyorsa, bütün şekli ve amacı iyi incelenmeli. Görev elbette Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın... Paşa, bizzat olay mahalline gidiyor. Bakıyor ki komşusunun evinin lağımı dolmuş; onu temizlettiriyorlar ama ortada tünel diye bir şey yok. İhbar, yalan. Bu defa soruşturmanın yönü değişiyor.
Olayı ihbar edeni araştırmaya karar veriyor. İlk incelemede ihbarcının, emekli memurun oğlu olduğu ortaya çıkıyor. Derhal buldurup karakolda sorguya çekiliyor. Meğer gencin maksadı, babasından intikam almakmış! Paşa, bu gencin babasına iftira edişine dayanamayıp onu nezarete atıyor. Genç de başında bekleyen muhafız jandarmalarından birine diyor ki:
“Babam, annem nerede olduğumu bilmezler, merak ederler. Bir kâğıtla bir zarf bul da kendilerine pusula yazayım.”
Gencin yalvarmasına acıyan asker de onun istediklerini getirip veriyor. Genç, yazdığı pusulanın karşıdaki dükkâna verilmesini, oradan eve göndereceklerini söylüyor. Asker de öyle yapıyor. Meğer dükkân sahibi de hafiye örgütünden imiş. Pusulayı derhal Yıldız Sarayı’na iletiyor. Bunun üzerine Hasan Paşa saraya çağırılarak, gencin pusulası gösteriliyor. Genç, gönderdiği mektupta padişaha hitaben ne mi yazmış? “Efendimize arz-ı sadakat ettiğim için Hasan Paşa beni dövüyor, yiyecek verdirmiyor.”
Karakolda genci sorgulayan polis memuru, durumdan padişahın haberdar olduğunu Hasan Paşa’ya aktarıyor. Sultan Abdülhamid Han'ın tereddüt ifade eden ve acil cevap bekleyen sorusunu da iletiyor. Bu konuda epeyce sıkıştırılan Hasan Paşa, şikâyeti araştırdığını, durumun hiç de öyle olmadığını, gencin babasına bile iftira attığını uzun uzun anlatıyor da bu hileden kurtuluncaya kadar akla karayı seçiyor...
        Ethem Erkoç-Yazar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.