Özlem duygusu ağırdır

A -
A +
Özlersin çünkü sevdiklerin uzaktır. Seversin senin için değerli biridir. Gitmek istersin bulunduğun şehir hiçbir anlam ifade etmiyordur. İçinden bir şey yapmak gelmez onda sevdiklerinin anısı vardır. Yalnız kalırsın ama bunu söyleyemezsin. Gitmek istersin işte ama koca bir şehir elinde valizle gitmene izin vermez. “Öyle tuhaf duygular içerisinde gezinirim insanların duyguları da karışır” demeyin sakın. Bir şeyler tersine gidince sadece duygu değil vücut kendini kaybeder...
Bazen ağlamak istersin sanki her şey bitecek gibi ağlarsın falan yalnız kaldığın ve çevrende sevdiğin olmadığı gelir aklına tekrar ağlarsın bitti sanırsın. Kafanı yastığa koyduğun zaman başın ağrımaya baslar. Acıların “tam geçmedi sıra bende” der gibi ağrır işte. Ve sonra dostun gelir “neden?” diye sorunca canının ağrıdığını söylersin ve başını tutarsın. O sadece başın ağrıdığını düşünür. Bilmediği çok şey vardır ama anlatmak istemezsin. Anlatsan da anlayamayacağını bilirsin. Yormak istemezsin kendini. Sadece içini dökmek istersin ama bunları bir insana değil çevrene değil yalnızlığına çaresiz kalışına yaparsın. Yani kendi canını acıtırsın ve zaman denen şey sadece senin etrafında döner. Gözünü kapattığında yılların gitmiş, hayatın bitmiş olur. En önemlisi de içindeki çocuk ölür. Buna sebep mi? Yine insanlar olur...
Bunları bildiği hâlde hâlâ devam eder üstüne gelmeleri. Onlarda durak noktası yoktur, seni tüketene kadar yanındadır ve sonra istedikleri olur çökersin dizinin üstüne, yürüyemez hâl alırsın. Sonra başına gelir “iyi olacaksın” der, “zaman böyle” der, “arkanı dönersin hak etmişti” der ve onu duyduğun an bir kez daha yok olursun... Sadece bilin istedim. Çünkü süregelmiş bir şeyden bahsediyoruz. Herkes bu yoldan geçip de sağ kalmış değil. Unutma ki insanlar senin ne zaman tökezleyeceğini merak ederler. Yılma! Şu an kalk ve “güçlüyüm” de benim yaptığım gibi “ağladım geçti” de. “Sevdiklerim yakında” de ve özlemin bir gün biteceğinden bahsetme. Tebessüm et, gün bugün mutlu olma günü...
           Ş. Birecik-Gamze Yavuz/Karabük
 
 
ŞİİR
 
 
       CİNS-İ FAKİR
 
Gönül gel seninle hasbihâl edek,
Ne alıp-satarsın, pazar içinde,
El âlem gülünü dermekle meşgul,
Sen hara talipsin, gülzar içinde.
 
Kibrin Kaf Dağının ardını bekler,
Riyan sıfatına, kerahet ekler,
Bunca taşıdığın veballi yükler,
Hâlin nice olur, mezar içinde.
 
İşe burun kıvır, aş’ı beğenme,
Dosta sırtını dön, eşi beğenme,
“Şu şöyle, bu böyle” diyorsun emme,
Kışı arıyorsun, bahar içinde.
 
Nazını çekecek terazi yoktur,
Cinsliğin belki de, dünyada tektir,
“Nush” kâfi gelmez, hakkın kötektir,
Her bir kelâmının 'ben' var içinde.
 
           Mustafa Özkahraman
 
 
 
 
 
KISA KISA… KISA KISA…
 
Kitaplaşmayı bekleyen şiirler...
 
Duyguların dile getirilmesinde en etkili yöntemlerden biri olan şiir, eli kalem tutan çoğu edebiyatseverin başvurduğu bir türdür. Ama maalesef yazılan bu şiirler, ajandalarda, defter sayfalarında çürümeye mahkûm olmuştur. Çünkü günümüzde şiir, rağbet edilen, okunması gereken kitaplar arasında yer almıyor.
Yazmış olduğum şiirleri kitaplaştırmak için görüştüğüm yayınevleri, şiir kitaplarının alıcı bulamamasından dolayı basmayı tercih etmediklerinden dem vurdular hep. Bastırdıkları kitapların ellerinde kaldığını, zarar ettiğini söylediler. Kitap bastıran bazı şair dostlarımın da kendi maddi imkânlarıyla bastırdıklarını biliyorum.
Ülkeyi ateş çemberine çeviren yangınları çıkaran vicdansızların, gözünü kırpmadan çocuk, kadın, erkek demeden öldüren katillerin olduğu bir dünyada, bir şairin şiirinin ne anlamı vardır değil mi? [İsmail Aybey-Manisa]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.