Bunlar yeni meseleler değil

A -
A +

Koskoca bir imparatorluğu parça parça koparıp almışlar elimizden…

Balkanlar kan gölüne dönmüş, Türkler ve Müslümanlar katledilmiş, kalanlar Anadolu’ya ulaşmaya çalışıyor.

Kafkaslar desen durum aynı, milyonlar Rus sürgününde perişan oluyor.

Sadece şu ikisinin toplamı iki buçuk milyon insan -ki, yüzde 30’u da yollarda tükeniyor.

Arap yarımadası ve Afrika elden gitmiş, yetişmiş insan kaynağın Çanakkale’de tükenmiş, İstanbul’u, Anadolu’yu İngiliz, Fransız ve Ruslardan kurtarmaya çabalıyorsun…

Bu esnada içerideki Ermeniler kuduruyor.

            ***

Genç erkekler cephede ülkelerini kurtarmaya çalışırken, bunlar köy-kasaba basıyor, geride kalan masumları topluca diri diri yakıyor.

Özellikle de Doğu ve Güneydoğu’da; çünkü orada devlet kurma hayalleri var!

Yedi asır birlikte yaşadıkları insanlara öyle vahşi, öyle insanlık dışı katliamlar yapıyorlar ki…

Karabağ, Hocalı dünkü hadise, buraları getirin gözünüzün önüne.

Hamile kadınların karınlarındaki bebekleri bile çıkarıp parçalayan, ufacık çocukların derisini annelerinin gözü önünde yüzen bir kin ve nefretle saldırıyorlar Müslümanlara.

İngiliz, Fransız, Rus dışarıdan, bunlar içeriden…

Sultan Abdülhamid’i anlamayanlar, memleketi Batı’ya yamamaya çalışırken koca imparatorluğu kaptıran ‘İttihatçı’lara güvenenler pişman oluyor olmasına da, iş işten geçiyor.

Şunlar daha yüz yıl kadar önce ülkemizde olanlar…

İşte bu kavga, o mücadele bugün de sürmekte.

            ***

PKK denilen belanın yaptıkları ve amaçlarıyla 100 yıl önce Ermenilerin gayesinin nasıl örtüştüğünü biliyoruz.

Garo Paylan, Sezgin Tanrıkulu gibi maalesef milletvekili kimliği taşıyanların (hangi milletin vekili olduklarını size bırakıyorum) bir asır önceki Ermeni katliamlarını görmezden gelmelerini, o katiller sürüsünü aklamaya çalışmalarını da elbette yadırgamıyoruz.

Çünkü ihanete şerbetliyiz, bu bizim normalimiz bir nevi(!)

Peki ya o Sezgin Tanrıkulu’na tek kelime etmeyen CHP’ye ne demeli?

Buraya birazdan döneriz, önce şu PKK-Ermeni bağlantısını bitirelim.

Fransa, İngiltere, ABD, Rusya, Almanya ve İran’ın bunlara desteği anlaşılabilir…

Daha da zayıflamış, bölünmüş, parçalanmış Türkiye işlerine gelir elbette.

Bu yüzden Erdoğan’ın millî silahlanmaya yaptığı büyük yatırımlar, hepsinin kimyasını bozuyor.

            ***

Sultan Abdülhamid Han Osmanlı’yı parçalatmamak, milleti ayakta tutmak için mücadele verirken, Jön Türkler dediğimiz Batı budalası İttihatçılar ve Muhammed Abduh, Reşit Rıza gibi mason din adamlarının etkisine giren sözde aydınlar kaleyi içeriden yıkan en önemli etkenlerdi.

Bugün de her ikisi başı çekmekte.

Erdoğan’ın etrafından kopup karşına geçenlere dikkat edin; birçoğunun bozuk itikatları dikkatinizi çekecektir.

FETÖ de öyle olmadı mı?

Neden biliyor musunuz; bu bozuk akımların da fikir babası İngilizler ve Yahudiler neticede.

Siyasette de tablo net aslında.

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’yı, Almanya’nın kucağına bırakan ‘İttihat’çılar, bugün de aynı iş birlikçiliği sürdürmekte.

İçeride ne kadar hain varsa Almanya ile içli-dışlı, tesadüf mü?

Hem Gezi, hem FETÖ firarilerinin hamisi, ABD ile birlikte bu ülke.

E bunların eli siyasetin de içinde.

Parlamenter sistemi bizim için geri istediklerini düşünmüyorsunuz herhâlde.

            ***

6’lı masanın nasıl yeni Jön Türk kongresine dönüştüğünü tarihçi Murat Bardakçı yazmış, ben de buradan kendisine atıfla aktarmıştım.

Bu masa, Gezi davası kararı açıklanınca gerçek yüzünü bir kere daha göstermiş oldu.

Geri planda durmaya çalışan Abdullah Gül bile tekrar ortaya çıkıp, karara tepki gösterdi.

CHP o gün bugündür parmak sallayıp, mevcut iktidara karşı intikam yeminleri etmekte(!)

Size şunu sorayım; CHP’nin ve 6’lı masanın cansiparane savunduğu Osman Kavala ismini şu davadan önce kaç kişi biliyordu ülkede?

Hele hele Meral Akşener ile akrabalığını.

Ben bilmiyordum şahsen…

Bilenler biliyormuş, belli ki devlet de adım adım izliyormuş.

Yargı tarafını değerlendirmek bana düşmez ama…

Bir taraftan ABD ve Almanya; öbür taraftan CHP ve avaneleri bu isme bu kadar sahip çıkıyorsa, bu çok doğru bir noktaya basıldığını gösterir.

Sıradan biri olsa emin olun kimse kılını kıpırdatmaz, hele CHP düzgün biri için asla bu kadar ciyaklamaz.

Gezi meselesine gelince…

CHP’nin sulandırmalarına karşın 15 Temmuz nasıl bir FETÖ darbesiyse…

Yine CHP’nin sahiplenmesine karşın Gezi de tıpkı Mısır’daki gibi bir darbe girişimiydi.

Çıldırmaları, bu defa başaramamaktan.

            ***

Ermeni mevzuundan girip, Gezi davasından çıktık.

Son iki asırdır yaşadıklarımız birbirinin tekrarı aslında.

Yeni olan, sadece bu defa istedikleri gibi at oynatamamaları.

Bakalım ona da millet ne kadar direnecek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.