Akşener öyle bir şey yaptı ki…

A -
A +

Hiç öyle uzun uzun yazılar yazmamıza,

6’lı masada toplananların günümüzün Jön Türkleri, ittihatçıları olduğunu anlatmamıza,

Batılı elçilerin emrinde hareket ettiklerini izaha çalışmamıza,

PKK’yı, FETÖ’yü yöneten elin bunların da üzerinde olduğunu göstermemize…

Yok, yok…

Hiçbirine hacet kalmadı artık.

***

"Bunlar geçmişte Abdülhamid Han’ı devirdikten sonra yaptıkları gibi, bizi savaşa sokup paramparça ederler” demeye kalmadan…

Nasıl ki, Rusya-Ukrayna savaşının hemen ilk günlerinde “Rusya’ya karşı cephe olalım” deyip, Büyükelçilerle oturduğu masanın hakkını verdiyse!...

Gezi davasının baş aktörü, hem de akrabası Osman Kavala’ya öyle bir sahip çıktı ki…

Hep anlatmaya çalıştığımız II. Abdülhamid Han dönemine kendisi gitti üstelik.

Tarih yeniden canlandı sanki.

Meclis kürsüsünde “Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm! Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat ve meşveret“ sloganları attı yumruğunu sıkarak.

Öyle anlık kızgınlıkla söylenmiş sözler değildi bunlar…

İyice hazırlanılmış, çalışılmış, öyle gelinmişti.

Öfke, kin, intikam hırsı yüze yansımıştı; tıpkı CHP’li Özgür Özel’de olduğu gibi.

Bu defa Genel Başkan düzeyinde tehdit ve tarihî ikrar vardı.

Kimin için yapılıyordu bunlar?

Hayatımızı kilitleyen, haftalarca şehirlerimizi yakıp yıkan, devlet binalarını kepçelerle basmaya çalışan darbe girişiminin organizatörü Osman Kavala müebbet hapse çarptırıldığı için.

Hem de ekonomimiz IMF’den kurtulup, Cumhuriyet tarihinin en başarılı rakamlarına ulaşmışken yaptılar bunu!

Akabinde yargı darbe girişimi, çukur-hendek kalkışması ve 15 Temmuz geldi.

Gezi’de olanları çok yazdık, yine hatırlatırız ama mevzunun şu noktaya gelmesi önemli.

“1908’de istibdada karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur” cümlesiyle Gezi’nin sıradan bir ağaç meselesi değil, bir darbe girişimi olduğunu da ilk defa itiraf etti Meral Akşener.

Gezi organizatörü Kavala’sına sahip çıkarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bugünün Sultan II. Abdülhamid Han’ı olduğunu söylemiş oldu aslında.

***

E biz bunu biliyorduk Meral Hanım!

Size karşı sloganlaşan “Erdoğan’ı Abdülhamid Han’ın yalnızlığına terk etmeyeceğiz” kararlılığının altında bu var zaten.

Sultan Abdülhamid’i devirip koskoca Osmanlı imparatorluğunu yerle bir ettiniz, milyonlarca Türk’ü savaşlarda, sürgünlerde kırdınız geçirdiniz, unuttuk mu sanıyorsunuz!

O gün kaybettirdiğiniz topraklarda şimdi 60 devlet kurulu.

Bugün de Gezi’den bu yana gelen Batı destekli darbe girişimlerinizi, bölücülerle iş birliğinizi, piyasaları altüst ederek varmak istediğiniz yeri görüyoruz ve gücümüz yettiğinde anlatıyoruz.

Sadece size karşı iyi niyet besleyenleri ikna etmekte zorlanıyorduk, sağ olun o açığı da kendiniz kapattınız.

Geriye tek şey kaldı; işbaşına gelince, geçmişte yaptığınız gibi bu ülkeyi nasıl parçalayıp kan gölüne çevireceğinizi, zayıf ve aciz duruma düşüreceğinizi tastamam ortaya koymak.

Rusya-Ukrayna savaşında yaptığınız girişin devamını getirseniz de, biz hiç uğraşmasak keşke!

Hatta burada da yardımcı olayım size…

Mesela; hemen sınırımızda kurulmak istenen PKK görünümlü Yahudi devletine karşı hiç yumruk sıktığınızı, masa yumrukladığınızı görmedik.

Bir laf ettiniz mi, şahsen onu da işitmedim.

Diyelim ki iktidara seçildiniz; Suriye’de ABD’nin başı çektiği, Alman, İngiliz ve Fransız’ın desteklediği bu devletin kurulmasına karşı ne yapacaksınız?

İttifak ortaklarınız CHP ve HDP’ye bakacak olursak…

Ve bir de sizin Libya tezkeresine “hayır” demenizi göz önünde bulundurursak aslında cevap belli ama olsun…

Sizin ağzından duymak daha etkileyici.

 

**************

 

Dünyayı yöneten 5’li çete; karşımızda Yunan yok

 

Yunanistan, son günlerde Ege’de Türkiye’ye karşı ihlal ve tacizleri sıklaştırdı.

Havada, denizde epey bir gerilimimiz var.

Tam da Osman Kavala kararının ardından; ne tesadüf!

6’lı ittifakın, ortak metinlerini bile onaylatma ihtiyacı duyduğu (Bakan Soylu’nun bu suçlamasına Kılıçdaroğlu hâlâ cevap veremedi?) büyükelçiler, Kavala kararı sonrası sinirden parmaklarını kemiriyor olsalar gerek.

Tıpkı içerideki maşaları gibi!

Almanya, Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Türkiye’yi Yunanistan gibi avucunda oynatmaya öyle alışmış ki, yargımızın aldığı Kavala kararı ile ilgili büyükelçimizi çağırarak ayar vermeye çalıştı, Dışişleri Bakanlığımız anında misillemeyle gereğini yaptı.

Atina’ya birçok defa gittim, ilişkilerimizi en üst düzeyde birçok kişiden dinledim.

Karşımızda Yunanistan yok; en başta Almanya var.

Dönem dönem devreye giren İngiltere, Fransa ve ABD’yi de siz koyun üstüne.

En başta Alman engeli varken; Yunanistan istese de Türkiye ile ilişkileri düzeltemiyor.

Öbür taraftan Ermenistan da, Türkiye ile ilişkileri düzeltmek için her hamle yaptığında Fransa engeline takılmıyor mu; öyle bir şey işte.

Hülasa, her taraf Zelenskiy gibi çaresiz liderlerle dolu. Masada varlıkları yok, emir almaktan öteye gidemiyorlar.

Çünkü dünyayı yöneten 5’li çete böyle istiyor!

Hani Erdoğan’ın BM’de işaret ettiği 5 ülke

Onlar, Erdoğan’ın bu cümlesinin intikamında bile maşa kullanıyor…

Kendileri cevap vermiyor ama CHP-İP-HDP ittifakına hemen her gün Erdoğan’ı “5’li çete” kurmakla suçlatıyorlar.

Şu gücü, pervasızlığı görüyor musunuz?

 

**************

 

Hristiyanın en azından kitabı var

 

Eski ramazanlarda oruç tutmayanların, tutanlara saygısı konuşulurdu.

Şimdi tutanların, tutmayanlara saygısı diye bir şey ortaya çıktı!

Bir grup aşağılık zevzek, ellerinde rakı bardaklarıyla, üstelik kurumlarının da ismini karalayacak biçimde “Kadir geceniz kutlu olsun” mesajı paylaşıp toplumu tahrik ediyor.

Çoğu sosyal medyada örgütlü bir grup aşağılık zevzek de bu yapılanı normalleştirmeye gayret edip, bu provokatörlerin kurumları tarafından cezalandırılmasına tepki gösteriyor.

Bakın “provokatör” diyorum, çünkü Müslüman değilsen içkini içer, paylaşırsın, bizi alakadar etmez…

Lakin, elinde rakı bardağıyla “Kadir geceniz kutlu olsun” dersen, bu bal gibi provokasyondur ve hesabı sorulmalıdır.

***

Başa dönecek olursak…

Eski ramazanlarda oruç tutmayanlar ya Rum, Ermeni Hristiyan vatandaşlardı, yahut Yahudi…

(Bunlar kitaplı gayrimüslimler. Biliyorsunuz, bunların kestiği hayvanı Müslüman yiyebiliyor.)

Ve elbette Müslüman olup da, sağlık durumundan dolayı orucunu tutamayanlar da vardı –ki, bunlar hiç kimseye yediklerini-içtiklerini göstermezlerdi.

Şimdikilere gelince…

Ne Müslümana benziyorlar, ne de eskilerde bildiğiniz gayrimüslimlere…

Onların hiç değilse inandığı bir kitabı var.

Bunlar ne ki acep!

 

**************

 

Yarın bayram

 

Şükürler olsun; bir Ramazan-ı şerifi daha sağlıkla, afiyetle geçirdik ve bayrama kavuştuk.

Rabb’im tuttuğumuz oruçları, bütün ibadetlerimizi kabul ve makbul eylesin.

Kelamımızın ulaştığı her neresi varsa…

Şimdiden bayramınızı tebrik ediyor, büyüklerimin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum.

Rabb’im tekrarına kavuştursun inşallah.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.