FETÖ’yle 10 yıldır iş birliği yapanlara bir sözünüz yok mu?

A -
A +

“28 Şubatçılar” diye bir tehdit var mıydı?

Vardı.

“Eski Türkiye” vesayetçileri diye bir şey var mıydı?

Vardı.

Bunlar kimi zaman cübbeleriyle sokaklara dökülüp hükûmete meydan okuyorlar mıydı?

Okuyorlardı.

İkide bir askeri darbeye çağırıyorlar mıydı?

Çağırıyorlardı.

Yargıdan, ordudan, STK’lardan, üniversitelerden parmak sallıyorlar mıydı?

Sallıyorlardı.

Ergenekon ve Balyoz davalarının altının tamamen boş olmadığı, ancak FETÖ’nün sulandırdığı devletin en üst makamlarınca defalarca söylendi mi?

Söylendi.

Aynı cenahın, FETÖ ile kıyasıya mücadelenin başladığı 2013 yılından beri, hükûmetin yanında duran kişilere karşı üste çıkmak için kurduğu cümle şu;

“Siz değil miydiniz FETÖ’nün binlerce kişiyi mağdur ettiği Ergenekon’u, Balyoz’u savunan…”

Burada kısmen haklılığınız tamam.

Ama bunu söyleyenler, çoğunlukla bugün CHP ya da CHP’nin ittifakında yer alan kişiler.

Peki aynı kişilerin, değil 2013, FETÖ’nün MİT kumpasına kalkıştığı 2012 yılından beri bu sinsi terör örgütü ile açık iş birliği yapan CHP’ye söyleyecek hiçbir sözü yok mu?

FETÖ dershanelerinin kapatılması kararını durduk yerde almamıştı hükûmet…

Ve üzerinden dokuz yıl gibi koskoca bir zaman geçmiş.

Gezi’de FETÖ parmağı çıkmış, 17/25’te FETÖ savcılarının ne yaptığını görmüşüz, 15 Temmuz’u yaşamışız…

CHP dokuz yılda milim değişmemiş, hatta ittifak ortaklarıyla FETÖ’cülere açık açık “Merak etmeyin, iktidara gelince hepinizi devlet kadrolarına yeniden dolduracağız” sözünü vermiş.

Yetmemiş, buna bir de HDP’yi ekleyip, Kandil’le açık iş birliğine girmiş.

Buraya tek kelime etmeyen zevat, hâlâ diyor ki; Ergenekon, Balyoz…

10 yıl önce devletin demediğini sıradan insanlar nereden bilsinlerdi ki, Ergenekon ve Balyoz’u FETÖ sulandırıyor.

Nitekim devlet bunu ortaya koyunca kahir ekseriyet FETÖ’ye karşı tavrını ortaya koydu ve mücadelenin arkasında durdu.

Fakat 10 yıldır CHP’nin FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iş birliği bu kadar aleniyken siz neden buna karşı tek kelime etmiyorsunuz?

Samimiyseniz buraya da sesiniz çıksın.

15 Temmuz’da tankların yol verdiklerine, “Kontrollü darbe” deyip FETÖ’yü aklamaya çalışanlara, bu kişileri koltuğa oturtan kaset kumpasında FETÖ’nün parmağına, aynı kişinin bugün bile FETÖ’cülerin ortaya attığı sözüm ona belgelere sahip çıktığına bile şahit olmuşken, daha neyi görmeyi bekliyorsunuz?

 

 

*************

 

Kavganın başladığı yer önemli

 

Bu ülkede kim neye inanıyorsa inanır, demokratik sınırlar çerçevesinde ne yapmak istiyorsa yapar, nasıl istiyorsa öyle yaşar…

Kimse kimseye “İlla şöyle olacaksın” diyemez, dememeli.

“Ocu, bucu” fark etmez, yasa ve kurallara uyarak birlikte yaşamaya mecburuz.

Lakin bizde bitmek bilmeyen bir kavga var.

Şu rezalete bakın ki, kimi dağda silahlanmış, kimi şehirlerde bombalara sarılmış, kimi de devlet içinde gizlice örgütlenmiş terör grupları ülkenin yönetimini ele geçirmek için mücadele veriyor ve ne yazık ki bunlar siyasetten de besleniyor.

Sahiplenilmelerinden açıkça anlaşıldığı şekilde, dışarıya göbeğinden bağlı bu örgütler, bizim sıradan vatandaşlar olarak talep edeceğimiz hak ve özgürlükleri, kendi amaçlarına ulaşmak için seçilmiş hükûmetlerden, devletten talep ediyor.

İstediklerini alamayınca da başta siyasetteki, sanat camiasındaki ve diğer alanlardaki aktörlerini kullanarak, bizim oylarımızla işbaşına getirdiğimiz hükûmete baskı kuruyor.

Bu kavganın başladığı yer; yaklaşık 200 yıl öncesi.

Sanayi devriminde faydaları olsun diye yurt dışına, özellikle İngiltere’ye gönderdiğimiz ama, en başta masonların tuzağına düşerek ülkesine düşman kesilen kuşakların önümüze çıkardığı ağır faturadır bu.

Asrı asan bir kavga yürüttükleri ve bunun acı bedellerini ödediğimiz gerçek.

Bunlar kendileri yahut ülke ve millet adına mı kavgadalar, asıl mesele bu!

Misal; verilen mahkumiyet kararıyla son dönemde gündemimizi yine toz duman eden Gezi.

Bu açık darbe girişiminin bugün bile arkasında kimlerin durduğunu hatırlatmama gerek yoktur herhâlde.

Oysa Gezi olayları öncesi döviz, faiz, enflasyon, büyüme ve işsizlik rakamları; o güne kadarki Cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesini yakalamıştı.

IMF’den de o günlerde kurtulmuştuk.

Hemen peşinden Gezi başladı, darbe teşebbüslerinin, terör kalkışmalarının ardı arkası kesilmedi.

Ekonominin geldiği durum da ortada.

           ***

Haydi 200 yıl öncesini, 100 yıl öncesini bilemeyebiliriz de, Gezi dünkü hadise değil mi?

Türk bayraklarının bile yakıldığı Gezi gibi bir anarşi kalkışması desteklenebilir, savunulabilir mi?

Peki, bunu organize edenler bizim refahımızın, özgürlüğümüzün, kişisel hak ve hürriyetimizin mi derdindeydi?

Devlete diz çöktürmek, terör örgütleriyle iş birliği yapanların ve onları bu göreve seçenlerin hizmetine vermek demokratik kazanç olabilir mi?

Şayet uyanık olmazsak, Sultan Abdülhamid Han sonrası başımıza ne geldiyse, aynısını, hatta belki daha ağırını ülkece yaşayacağımız çok açık değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.